Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, yaptığı yazılı açıklamada, son dönemde Türkiye üzerinde oluşturulan olumsuz havanın ekonomik gerekçelerle açıklanamayacağını ifade etti.

ABD yönetiminin hukuksuz uygulamalarına karşı atılan adımları desteklediklerini vurgulayan Burkay, “Ekonomi politikalarımızın yeni sistemle birlikte tek merkezden yönetilmesi, ortaya çıkan sorunlara karşı kararların hızlı ve etkin bir şekilde alınmasını sağladı. Bu süreçte ekonomi yönetimimizin ve ilgili bakanlıklarımızın finansal piyasaları ve reel sektörümüzü rahatlatmak amacıyla atmış olduğu adımlar da oldukça önemli.” değerlendirmesinde bulundu.

Burkay, ekonominin panik havasından uzaklaşması ve döviz piyasasındaki olumlu gelişmelerin yapılan hamlelerin doğruluğunu ortaya koyduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Türkiye, ortaya koyduğu iradeyle atılması gereken adımları hayata geçiriyor. Sektörlerin ortaya çıkan ekonomik koşullara göre pozisyon alması gereken bu süreçte, en büyük gücümüz olan üretime ve ihracata sağlanan destekler de büyük önem taşıyor. Ekonomi yönetiminin finans ve bankacılık sektörleriyle yatırımcılara ilişkin desteklerini üretici ve ihracatçılarımızı da kapsayacak şekilde genişletmesini bekliyoruz. Şirketlerimizin ortak kaygıları var. Özellikle dövizdeki dalgalanma, firmaların finansal yapılarında ciddi bozulmalara sebep oldu. Firmaların son dönemde kur artışı nedeniyle kredilerdeki limit artışı ve banka teminatları konusunda yaşadıkları sorunlara ilişkin beklentileri, yapılan düzenlemelerle karşılık buldu. Kur artışı nedeniyle limit aşımı oluşan kredilerde, artışın dikkate alınmaması ile yine kur etkisinden kaynaklanan kredi teminatları konusunda firmalardan ek teminat talep edilmemesi, bu süreçte iş dünyamızın elini rahatlatacaktır.”

– “Türkiye, üretim ve ihracat kabiliyetini kaybetmemeli”

Burkay, Türk Eximbank’ın ihracatçıya 31 Temmuz’a kadar reeskont kredileriyle sabit kur avantajı sunduğunu, bu uygulamanın ekonomiye güven sağladığını, Eximbank’ın 31 Aralık’a kadar belirleyeceği kurun ihracatçıyı güçlendireceğini ifade etti.

Döviz borçlarının Türk lirası ile tespit edilen sabit kur üzerinden ödenmesinin iç piyasada ve yurt dışı ödemelerinde şirketlere ciddi katkı sağlayacağını vurgulayan Burkay, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Döviz kurlarından kaynaklı zararlar, şirket bilançolarında bozulmalara yol açıyor. Bilançolarda uygulamaya konulan amortisman hesabı gibi dileyen firmaların döviz zararlarını, isteğe bağlı olarak 2 ya da 3 yılda bilançolarına yansıtmalarına imkan sağlayacak düzenlemeler de bu süreçte şirketler için önemli bir destek unsuru olacaktır. Yatırım kredilerinde faiz desteğinin bölge farkı gözetilmeksizin artırılması iş dünyasının beklentileri arasında. Özellikle ihracatçılara döviz piyasasındaki artıştan kaynaklanan iskonto talepleri gelmekte. Üyelerimizin bu talepleri dikkate almadan ticari faaliyetlerini sürdürmelerini tavsiye ediyorum. Geçtiğimiz 10-15 yıllık süreçte maliyet hesaplarında ihracatçılar, faiz oranlarını çok düşük olduğu için dikkate almıyordu. Bundan sonraki süreçte maliyet hesaplarının faiz oranlarının da dikkate alınarak yapılması, firmaların sürdürülebilirliği açısından oldukça önemli hale geldi. Firmalar, yüksek düzeyde seyreden açığa satışlar konusunda da tedbirli olmalı. Akreditif teyitli ya da alacak garantili satış anlaşmaları yapılması, üreticilerin risklerini minimize edecektir.”

Burkay, Türkiye’nin üretim ve ihracat kabiliyetini kaybetmeden 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine yeniden odaklanmasını sağlayacak adımları hızla atmaya devam etmesi gerektiğini kaydetti.