Bir işadamları derneği tarafından düzenlenen ‘Dayanışma ruhu ve değerlerimiz’ konulu Müstakil Düşünceler Konferansı’na katılan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, depremin ilk anından bu zamana kadar yapılan çalışmaları, gözlemlerini ve Bursa özelindeki deprem çalışmalarını işadamlarına anlattı. Bursa Milletvekili Refik Özen, Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Bursa Şube Başkanı Alpaslan Şenocak, İlahiyatçı ve Yazar Prof. Dr. Hayrettin Karaman ve dernek üyelerinin katıldığı toplantıda konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, ülke olarak büyük bir üzüntü ve acı yaşadıklarını, tarifinin de mümkün olmadığını söyledi. Herkesin bir olayı başka bir olayla kıyasladığını ancak kendisinin 52 yaşında olmasına rağmen bu olayı başka bir olayla kıyaslayamadığını belirten Başkan Aktaş, asrın felaketinde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.
Devlet seferber oldu
Depremin olduğu gün gece 5 civarında Bursa Valisi Yakup Canbolat’la iletişim kurduğunu ve ilgili birimlere hazırlanmaları yönünde talimatlar verdiğini ifade eden Başkan Aktaş, sabah saatlerinde de Vali Canbolat ile birlikte yola çıktıklarını dile getirdi. Yol boyunca deprem bölgesine ulaşmaya çalışan ekipleri gördüklerini anlatan Başkan Aktaş, “Yollardaki hasarları görünce dehşete düştük. Çünkü bölgeye giderken nasıl bir manzarayla karşılaşacağımızı bilmiyorduk. 12 saatte Gaziantep’e ulaştık. Daha sonra Gaziantep’in Nurdağı ve İslahiye ilçelerinde görevlendirildim. İlçenin tek sağlam binasında kriz masası kurulmuş. Tüm ilçe kilit durumundaydı. İlk andan itibaren Nurdağı, İslahiye ve Gaziantep’te günlük 24 bin kişilik yemek çıkarttık. Köy köy gezdik. Diğer ihtiyaçlar için de ekiplerimizi yönlendirdik. Siyasi kimliğimi bir kenara bırakırsak Avrupa’nın bir bölgesinde böyle bir deprem olsa bir hafta hiçbir şey yapamazlardı. Devletimiz, beni sabahtan bölgeye gönderdi. Milletvekillerimiz ilk günden beri sahadaydı ve vatandaşın yanında oldular. Devletin bütün kurumları seferber oldu. Belediyelerden sivil inisiyatiflere kadar herkes el birliğiyle hareket etti. İnşallah devlet millet kaynaşmasıyla bu süreci aşacağız. Durumu olan da olmayan da elinde ne varsa bölgeye yardım için gönderdi. Milletin aynı anda hareket geçmesi birlik ve beraberliğimizin artmasında önemli bir unsurdur” dedi.
Personel sayısı 2 bine kadar çıktı
Daha sonra Hatay’da görevlendirildiklerini söyleyen Başkan Aktaş, Hatay’daki büyük yıkımı şehre varıp gezince fark ettiklerini belirtti. Özellikle merkezin kötü durumda olduğunu anlatan Başkan Aktaş, “Boşa çıkan tüm ekipleri Hatay’a kaydırmaya başladık. Kısa sürede aşevi oluşturduk. Depremin en büyük zararını Hatay gördü. Ardından Maraş, sonra Adıyaman, Antep Nurdağı ve İslahiye geliyor. Kişi bazlı baktığınızda en büyük kayıp Nurdağı’nda. 40 bin nüfuslu ilçede her 9 kişiden biri vefat etmiş. Deprem bölgesinde personel sayımız 2 bine kadar çıktı. Hatay, Maraş, Antep ve Adıyaman’daydık. Şuan sadece Hatay ve Maraş’ta ekiplerimiz var. Bölgede halen 400 civarında personelimiz bulunuyor. 190 civarında aracımız var. Meyve sebze dağıtımından su dağıtımına kadar her konuda insanlara yardımcı oluyoruz. Adam, gece işadamı iken sabah çorba kuyruğuna girmiş. Çok ibretlik durumlarla karşılaştık. Tuvalet konusu çok ciddi sıkıntı. Kanalizasyon sistemi çökmüş. Şişe suyla alakalı hiçbir sıkıntı yok. Problem şebeke sularıyla alakalı” diye konuştu.
“Hatay’da Bursa’yı bilmeyen kalmadı”
Hatay’da bir şantiye alanı oluşturduklarını ve arama kurtarma çalışmalarından enkaz kaldırmaya, araç ekipman desteğinden erzak dağıtımına kadar her konuda ekiplerin koşturduğunu dile getiren Başkan Aktaş, “Hatay’da bizlere üç ana konuda görev verildi. Birincisi konteyner kent kurulumu. Çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. 3 bölgede toplam 2 bin 500 civarında konteyner kurulumu yapılacak. İkinci önemli konumuz seyyar tuvaletlerin oluşturulması ve bakımı. Bölgede şuan en büyük ihtiyaç tuvalet. Binlerce insan evinden oldu ve bu ihtiyacın sağlıklı bir ortamda giderebilmesi için seyyar tuvalet sayısını hızlıca arttırıyoruz. Üçüncü konumuz Hatay’a gelen sosyal yardımların dağıtılması. 100 civarında personelimiz şuanda bu işleri yürütüyor. Antakya Belediyesi’ne yeni bir şantiye alanı oluşturduk. Makine ve ekipman ihtiyacının giderilmesi için çalışmalarımız var. Hatay’da artık Bursa’yı bilmeyen kalmadı. Bu bölgenin kendi yerlerinde imar edilmesi ve halkının da tekrar şehirlerine dönmesi gerekiyor. Hatay’da hala para geçmiyor. Çay içebileceğiniz bir kahvehane veya market yok. Ama son bir haftadır yüzler gülmeye başladı. Bir umut ışığı oluşmaya başladı” dedi.
“Hatay normale dönmeye başladı”
Hala bölgede ihtiyaçların olduğunu ve yardımların kesilmeden sürmesi gerektiğini anlatan Başkan Aktaş, devletin ilk günden itibaren bölgede müthiş bir organizasyonla hareket ettiğini ifade etti. Tüm bakanlıkların birimleriyle bölgede bulunduğunu söyleyen Başkan Aktaş, “Hayatın normale dönmesi için geçici dükkanlardan kreşlere, psikolog yardımlarından spor aktivitelerine kadar her konuda çalışmalar artarak sürüyor. Bir taraftan enkazlar kaldırılırken, diğer taraftan yeni şehirler oluşturulmaya başlandı. 28’inci günde kalıcı konutlarla alakalı temeller atılmaya başlandı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli birçok kez deprem bölgesine giderek çalışmaları yerinde inceledi. Hayat normale dönmeye başladı. Ticaretin tekrar canlandırılması için fabrikaların çalışır hale gelmesi gerekiyor. Hatay MOBSAN’da işler durmasın diye işçilere 3 öğün yemek çıkartıyoruz. İnsanlarda büyük bir memnuniyet var. Bursa’ya gelen depremzedelerle de görüştüm. Birçoğu tekrar memleketlerine dönmek istiyor” diye konuştu.
“Depremin verdiği zararı göstermek istiyorum”
Ramazan ayının yaklaştığını ve bölgeye desteklerin sürmesi gerektiğini belirten Başkan Aktaş, işadamlarının Bursa’da iftar sofraları kurmasından ziyade deprem bölgesinde iftar sofraları kurmasını tavsiye etti. Bu zamana kadar deprem bölgesine destek ve katkı sunan herkese teşekkür eden Başkan Aktaş, “Hatay, Gaziantep Nurdağı, Kahramanmaraş ve Adıyaman’da her hafta birer iftar vereceğim. İbret alınması için birine 1050 Konutlardan, birine Merinos altından, birine Altıparmak’tan 8-10 kişiyi götürerek depremin verdiği zararı göstermek istiyorum. Bu işin şakası falan yok. Bizim Bursa olarak dönüşmekten başka çaremiz yok. 40-50 yıllık binalarımızla alakalı, kaçak binalarla alakalı daha radikal tavırlar içerisinde olmamız gerekiyor. Dönüşüm işini daha da arttırmalıyız. Her şey devletten beklenmemeli. İnsanlarımız da dönüşümü istemeli. Eski binasını verip yerine aynı metrekarede sıfır bina istemekle dönüşüm olmaz. Bursa’yı dönüştürmek zorundayız. Bu konuya dört elle sarılmamız gerekiyor. Deprem gerçeğine göre evlerimizi inşa etmek zorundayız” dedi.