Aydın, yazısında şu ifadeleri kullandı:

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum kendisine bağlı olan TOKİ eliyle dünyanın belki de en büyük kamu konut şantiyelerini yönetiyor.

6 Şubat depremlerinin vurduğu 11 ilimizde sürdürülen konut yapım hamlesinde büyük mesafe alındı. 250 bin konut tamamlanıp, depremzedelere teslim edildi. Bu sayı, yıl sonunda 453 bine ulaşacak.

Dünyanın hiç bir ülkesinin, bu kadar kısa sürede, çeyrek milyon konutun yapımını tamamlayacağını sanmıyoruz.

Türkiye bunu başardı.

Depremden 2,5 yıl sonra yarım milyona yakın deprem konutunun yapımını bitirmiş olacak.

Bu ülkemizin gücünün de gösteren bir tablo.

Elbette 11 ilimizde deprem sonrası başlatılan bu zorunlu hamlenin, önlem olarak, deprem riski yüksek illerimizde öncesinde de harekete geçilmesi gerekiyor.

Bakanlığın şimdi de İstanbul’u öncelediğini görüyoruz. Oysa, geçenlerde de bu sütunlardan vurguladık. Bursa bu manada İstanbul’dan daha önceliksiz bir il değil. Oradaki ‘yarısı sizden yarısı bizden’ uygulaması Bursa’da niye yok?

Önceki gün AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan’ın bu yöndeki ipuçlarından Bakan Kurum’un Bursa ziyaretinde kentsel dönüşümü hızlandırma adına bir müjde vereceğine umutlanmıştık.

Çevre zirvesi için Bursa’ya gelen Bakan Kurum ne yazık ki, o müjdeyi açıklamaktan imtina etti. Demek ki, şimdilik böyle bir şey düşünülmüyor. Yani, Bursa’ya ‘yarısı sizden yarısı bizden’ desteği yok.

Bizim için gerçekten büyük bir hayal kırıklığı. Bursa’daki belediyelerle işbirliği çağrısı ve Valiliğin koordinasyonunda kentsel dönüşümlerin başlatılması kararının tek başına yeterli olacağına inanmıyoruz.

O destek Bursa’ya uygun görülmüyorsa, Allah korusun, bir yıkım durumunda 11 ildeki gibi, deprem sonrası zaten mecburen sağlanacak. Ama iş işten geçecek.

Önemli olan, yıkılmadan çürük binalarımızı kendimiz yıkarak, sağlamlaştırmak. Devletten şimdilik boşuna destek bekliyoruz demek bu.

Bakan Kurum’u kabinenin en başarılı bakanlarından biri olarak görüyoruz. Ancak, kentsel dönüşüm konusundaki devlet desteğinden Bursa’yı mahrum bırakmasını da doğru bulmayanlardanız.