Melisa Öztürer ÖZKAN
Kamera: Bircan ÖRSEL
Bursa Uludağ Üniversitesi Görükle Kampüsü’nde Melisa Öztürer ÖZKAN’ın moderatörlüğünde gerçekleşen programda BUÜ Rektörü Prof.Dr. Ferudun Yılmaz, Olay Medya İcra Kurulu Başkanı Mehmet Ali İnan, Olay Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Hikmet Selami Şahin, olay.com.tr Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Orhan Güney’in sorularını yanıtladı.
AKADEMİSYENLERE TAM DESTEK
Soru: Sayın hocam, Üniversite demek, akademik, bilimsel çalışma demek. Kısa zaman diliminde BUÜ’yü dünyada ilk 1000 üniversite arasına çıkarma hedefinizi biliyoruz. BUÜ’yü uluslararası arenada tanınırlığını artırmak için ne gibi çalışmalarınız olacak?
Araştırma üniversitesi kavramını hep önemsedik. Hocalarımızın bilimsel üretkenliğini ve proje kültürünü artırmak amacıyla BUÜ içerisinde atama yükseltme kriterlerini zorlaştırdık. Böylesine kıymetli bir üniversitede olmanın bilinciyle ilgili kadroları elde edebilmek için makale ve proje sayısını artırdık. AR-GE koordinatörlüğü oluşturduk. Bunun altında kurduğumuz yapıyla da bir yandan araştırma altyapımızı güçlendirmek için işinsanlarımızdan finansal destek sağlamak için çabalıyoruz. Sahada motivasyonu artırmak için de akademik performansına bağlı olarak finansal destekle ödül törenleri yapıyoruz. Proje ofisi oluşturuyoruz. Devletin verdiği kaynak bazında rakipleri farklılaştıran durum hocalarımızın bilimsel marifetleriyle kendi üniversitelerine kazandırdıklar fonlar oluyor. Dış kaynaklı fonlarla üniversitenizi beslemeniz gerekiyor. Hızlıca akademik dünyaya BUÜolarak adapte olma peşindeyiz. Temel hedefimiz; YÖK’ün Uluslararası Araştırma Üniversitesi parametrelerinde BUÜsıralamasının ivmesini yukarı doğru çevirmeye çalışmak. Uluslararası yayın ve proje kabiliyetinizi artırdığınızda tanınırlık oranınız da hızlı bir şekilde artıyor. Bu anlamda akademisyenlerimizi, proje yayınlarını uluslararası yapmaları yönünde teşvik ediyoruz. Önümüzdeki süreçte finansal destek de vermeye çalışacağız.
Ayrıca Eylül ayında Avrupa, ABD ve Çinli profesörlerden oluşan bir ekip gelecek. Uluslararası yayın imkanını artıracak çalışmalar yapacağız. Bu ekipteki uzmanları gerekirse birebir hocalarımızla bir araya getireceğiz. Bu süreci 6 ayda bir tekrar edeceğiz.
‘ÖĞRENCİLERİMİZİN BARINMA KAYGISI OLMASIN’
Soru: Yeni öğrencilerinizi nasıl bir üniversite bekliyor. Mesela barınma sorunu yaşayacaklar mı. Onlara ne mesajlar vermek istersiniz?
Kayıt dönemi bittikten sonra 30 Eylül Pazartesi günü akademik yılımızı açacağız. Yeni öğrencilerimizi heyecanla, üst sınıf öğrencilerimizi de hasretle bekliyoruz. Yeni gelecek öğrencilerimizin barınma konusunda kaygısı olmasın. Yurt sorunu olmayan şanslı üniversitelerdeniz. Kampüs içinde 12500 kapasiteli olmak üzere, Görükle ve Özlüce’de de KYK yurtlarımız var. 3’te 2’si ormandan oluşan, sosyal alanlı, güçlü akademik altyapılı,130 öğrenci topluluklu, 24 saat yaşayan capcanlı bir kampüs hayatı onları bekliyor.
Öğrencilerimizin sosyal aktivitelerden daha fazla yararlanabilmeleri için kütüphanemizi 24 saat açık hale getirdik. Yurtlar bölgesine sosyal donatı ilaveleri geliyor. Gençlik merkezleri ve sosyal mekanlarla önemli bir genişleme sağlayacağız. Çok yakın bir tarihte kapalı yüzme havuzumuz da açılacak. Yurt ihtiyacımız konusunda şehir dışından gelen öğrenci sayılarımızda radikal bir değişiklik olmadığı sürece orta vadeye kadar yurt ihtiyacımızın olmayacağını düşünüyoruz.
BEŞERİ SERMAYE HAVUZUNA BÜYÜK KATKI
Soru: 50 yıllık birikimiyle BUÜ‘nün Türkiye’ye kattığı değeri soyut olarak açıklayacak olursanız neler söylersiniz?
Son 50 yılda BUÜ’den mezun öğrencilerin Türkiye’de iş, bürokrasi-siyaset ve akademik hayat olmak üzere beşeri sermaye havuzuna büyük katkısı var.Bursa’nın ve Türkiye’nin en büyük sermayedarları üniversitemizden çıktı. Burada yetiştirdiğimiz yüzde 10 oranındaki yabancı öğreciyi de 128 ülkeye gönderiyoruz. İyi bir eğitim ve güzel duygularla ülkemize katkı sağlıyoruz. Kendi akademisyen ihtiyacımızı karşılamamızın yanı sıra, diğer üniversitelerle birlikte Türk akademik hayatını besliyoruz.
‘KADIN-ÇOCUK’ 2026’DA
Soru: Biliyoruz ki Bursa Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi talebi karşılamakta zorlanıyor. Bunun en başlıca sebebi fiziki yetersizlik. Bir marka olan Araştırma Hastanesi için yapılan yeni yatırımlar ne durumda? Kadın-Çocuk Hastanesi ne zaman açılacak?
Bursa Tıp Fakültesi Hastanesi uzun yıllar boyunca Güney Marmara’nın bölge hastanesi hüviyetini korumuş ve halen daha bu özelliğini sürdürmektedir. Bütün Bursalıların ve bölgenin müracaat ettiği yer, araştırma hastanemizdir.Kurulduğu yıllarla günümüzü kıyasladığımızda, çevre illerde yeni hastanelerin açılmış olmasına rağmen Bursa Uludağ Üniversitesi’nin güçlü geleneği ve yapısı bölgeninsağlık üssü olma özelliğini korumasını sağlıyor. Vatandaşımızın sağlık sorunlarını karşılayan bu zamana kadar büyük emek veren Tıp Fakültemizin tüm paydaşlarına teşekkür ediyorum. Onlara minnettarız. 900 yatak kapasiteli Tıp Fakültemize ek olarak, 250 yatak kapasiteli Kadın-Çocuk Hastanesi getiriyoruz. Hastanenin inşaatı hızlı bir şekilde devam ediyor. İnşaat çalışmalarının hızına bakacak olursak devletimiz de onca tasarruf tedbirlerine rağmen bizlere güçlü bir şekilde destek sunuyor. İnşaat hızında herhangi bir aksama olmadı, böyle giderse 2026 yılında bitirebiliriz.
ORGAN NAKLİNDE MARKA OLACAĞIZ
Soru: Organ nakli konusuna çok önem veriyorsunuz. Bu alanda bir merkez inşaatı da sürüyor. Bir de Diş Hekimliği Fakültesi ve Hastanesi var. Bunlarla ilgili çalışmalar ne durumda?
Bağışçımız, sanayicimiz Hüseyin Akdemir sayesinde 50 yatak kapasitesiyle organ nakil merkezimizin kaba inşaatı da bitti. 2025 yılında inşallah hizmete kazandıracağız. Bağışçımıza çok teşekkür ediyoruz. Toplamda 1200 rakamı ile yatak kapasitemizi ciddi oranda artıracağız. Organ nakli denildiğinde Malatya ve Akdeniz Üniversiteleri akla gelirken, göreceksiniz; bir süre sonra BUÜ de organ naklinde ilk akla gelen üniversiteler arasına girecek. Organ nakli konusunda tecrübeli ve deneyimli hocalarımızla çok güçlü bir altyapımız oluşmuştu. Şimdi, hocalarımızı içerisinde kendi araştırmalarını yapma imkanı bulacak özel bir merkezle buluşturduğumuzda burası önemli bir yer haline gelecek.
Uzun yıllardır Bursa’da eksikliği çekilen Diş Hekimliği Fakültesi de 4 yıl önce faaliyete geçmişti ancak binası yoktu. Şimdi binayı sanayicimiz İbrahim Gülmez hayata geçirdi. Büyük ölçüde kaba inşaatı bitti. 2025 yılında inşallah hayata kazandıracağız. İlk mezunlarını seneye vereceğiz. Diş Hekimliği Fakültesi’nde diş hastanemizde olacak.
KAMPÜS KENT TRAFİĞİNİN ANA ARTERİ DEĞİLDİR
Soru: Yerleşke içerisinde uzun yıllardır giriş-çıkış kapılarıyla alakalı çözülemeyen bir güvenlik sorunu mevcut. Çözüm öneriniz var mı? Varsa nasıl bir model düşünüyorsunuz?
Diplomalarımızınuluslararası denkliğinin daha fazla artması açısından çok önem verdiğimiz kurumsal akreditasyonumuzu 5 yıla çıkaracağız. Akreditasyonla ilgili her çabamızda karşımıza çıkan güvenlik endişesiydi. Bu da asayiş değil, kampüse giriş ve çıkışların halka açık olmasından kaynaklı bir sorun. Tıp fakültesi hastanemiz çok geniş bir coğrafyaya hitap ettiği için kampüsün merkezinde yer aldığı için giriş ve çıkışlar kontrol edilemiyor. Hastane aksını serbest bırakacak, fakülteler ve öğrenci kısmını kontrollü hale getirecek bir model üzerine çalışıyoruz. Dijital temelde plaka okuma sistemi yerleştirip, bariyer kontrolü sağlayıp dijital kimlik kontrolünde de dijital temelli bir çözüm peşindeyiz.
”BELEDİYELERİMİZE SESLENİYORUZ…”
Yıllardır her rektörün uğraştığı ama bir türlü başaramadığı bir problemi çözersek güvenlik konusunda çok önemli bir başarı yakalamış oluruz. Kampüsün Özlüce tarafında yoğun bir okullaşma, Kayapa’ya doğru olan kısımda da yoğun bir nüfus var. İki taraf birbirine kavuşmaya çalıştığında trafikten kaçmak isteyen vatandaş kampüse hücum ediyor. Bu da güvenlik sorununu artırıyor.Bu noktada belediyelerimize de iş düşüyor. İki aksı kampüs dışında buluşturacak çözümlerde destek bekliyoruz. Trafik sorununa alternatif çözümün kampüs içine alınmasından yana değiliz. Ortak akılla hareket etmeliyiz. İTÜ’de kampüs ile alt mahalle arası transit geçitlere uygulanan ceza yaptırımı gibi dijital teknolojiden yararlanan bir model üzerinde çalışıyoruz.
”ARBORETUM ORMANI YAPACAĞIZ”
Soru: Yangın sonrası Orman Bölge Müdürlüğü‘yle imzaladığınız protokolde hangi aşamadasınız? Hasarı giderici çalışmalarınız neler olacak?
Can siperhane yangının söndürülmesinde emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. 850 dönüm civarında orman kaybımız oldu. Orman Bölge Müdürlüğü’yle imzaladığımız protokolle orman sınır yolunu 20 metreden 40 metreye çıkarıyoruz. Yıllar sonra aynı tehlikeyle karşılaşmamak adına yanma hızının yavaş olduğu, yangına dayanıklı ağaç popülasyonuyla Arboretum şeklinde ormanlaştırmak istiyoruz. Önümüzdeki süreçte yanan kısımlarağaç ekimine hazır hale geldikten sonra 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü vesilesiyle şehrimizin her bir paydaşının katkılarıyla ağaç dikimlerini gerçekleştirerk hızlı bir toparlanma göstermek istiyoruz. Ayrıca tehlike tehditine kaşrı binaların çevresini 1-1.5 ağaç boyu açılacak şekilde ıslah edip, yangın yollarını daha fazla genişleteceğiz.
Soru: Kampüs içerisinde eski yapıları görüyoruz. Bir kısmı ya da hepsi deprem riskine karşı dayanıklı hale getirildi mi?
Depreme dayanıklı olduğu takdirde binaların eski oluşu güçlü bir geleneği ve gücü simgeler. Bir bakıma binaların eskiliğiyle övünülmesi gerekir. 2010’dan itibaren binaların neredeyse yüzde 90’ı depreme dayanıklı hale getirildi.Bina teminleri için bizlere büyük katkı veren bağışçılarımıza çok teşekkürlerimi sunuyorum.
Soru: Önümüzdeki yıl kuruluşunuzun 50.yıl dönümü. Zengin bir kutlama hazırlığı içerisinde olduğunuzu tahmin ediyoruz. Kutlamalara dair ipuçları verebilirsiniz?
Üniversitemiz önümüzdeki yıl 50. yılına girecek. Oluşturduğumuz koordinasyon kurulumuzla 50.yıla özel hataya geçireceğimiz faaliyetlerimizin çalışmasını sürdürüyoruz. Şimdilik somut bir ipucu vermeyeyim ancak ulusal ve uluslararası çapta hem bilimsel hem kültürel hem de entelektüel faaliyet anlamında dopdolu bir dönem bizi bekliyor.