Aydın, yazısında şu ifadeleri kullandı:
Bundan 11 yıl önce, Bursa’nın kalbine hançer gibi saplanmak istenen termik santral konusunu yazımızla kentin gündemine taşıyan isimdik.
Sosyal medya hatırlattı.
Kaynaklarımız, santralin ÇED sürecine ilişkin bilgiyi ulaştırdığında, heyecanla gazeteye döndük. Kısa süre önce kaybettiğimiz merhum eski yayın müdürümüz Engin Özpınar’a durumu aktardık. Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi içine kurulmak istenen termik santral projesinin haberi ertesi gün Olay’ın manşetindeydi.
Ortalık karıştı.
Kentin gündemi birden, o vakit kentin, siyasetinden, bürokrasisinden de destek gören o proje oldu. Çevre örgütleri, vatandaşlar ayağa kalktı. Televizyon oturumlarında tartışmalar, haberler buraya kilitlendi.
O vakit, Türkiye’yi kendilerinin yönettiğini düşünen malum örgüt mensupları, Bursa’nın göbeğine fosil yakıtlı, dünyanın ve Avrupa’nın terk etmeye başladığı bir termik santrali dikecek kadar muktedir olduğunu düşünmüştü.
Fakat, iyi ki, bu kentin Olay Medya’sı vardı.
İyi ki, milyonlanca insanın sağlığını düşünen vicdan sahibi yargıçlara sahiptik. Olay, ısrarla Bursalıların sağlığını riske atacağı için o projeyi gündemde tuttu. Halk sağlığı uzmanlarından bile düzmece, ‘sakıncası yok’ yazısı alabilen malum güç, kentin direnişi karşısında o projeyi hayata geçiremedi.
Şu an Kestel’in durumu malum.
Orada yaşayan insanlar zehir soluyor.
Demirtaş OSB’ye o santral kurulmuş olsaydı, burası da Kestel’den farksız olabilirdi.
O zamanlar, bu projeyi şirin göstermeye dönük Avrupa kentlerindeki santral örneklerini önümüze sunanlar, acaba halen aynı görüşteler mi?
Avrupa Birliği ülkeleri, fosil yakıtlı santralleri devre dışı bırakıp, bir bir dinamitle yıkmaya başladı. Rusya ile doğalgaz krizi yaşamasalar, belki şimdiye kadar tümünü yok edeceklerdi.
Biz ise şehrin göbeğine fosil yakıtlı sözde halk sağlığını etkilemediği düşünülen santral yapacaktık.
Sanayicinin enerji ve buhar ihtiyacını, 4 milyon nüfuslu kentte yaşayanların sağlığını hiçe sayarak karşılamaya o zamanlar sıcak bakanların çoğunun sonradan nelerle karşılaştıklarına bir bakmak lazım.
Bursalılar ise o santrali yaptırmayarak geleceklerini kurtardılar.
Bu bize göre; o vakit Heykel, Atatürk Caddesi üstündeki semtlere deri işleme atölyeleri (tabakhane) kurmak gibi bir şeydi.
Neyse ki, aklıselim galip geldi. Proje bir daha açılmamak üzere rafa kalktı.
Bugün de görüyoruz ki, santralin kurulacağı alanın etrafı konutlarla çevrildi. Ovaakça, Panayır, Demirtaş’taki konut ve nüfus sayısı belki 20 kat arttı.
Olay Gazetesi Yazarı İhsan Aydın’ın yazısının tamamı için tıklayın…

Flipboard