Bursa’da 21 bin kişilik ilham veren başarı öyküsü

Olay Gazetesi Yazarı Mustafa Özdal’ın Pazartesi Söyleşileri’nin bu haftaki konuğu Yeşim Grup Ceo’su Şenol Şankaya. Şankaya, “5 yıllık stratejik planımızı hazırladık. 2025 yılında hedefimiz 720 milyon dolar ihracata ulaşmak. Bu çok ciddi ama olmayacak bir hedef değil. Hem Ağrı’da hem Bursa’da hem Mısır ve Gagavuzya’daki büyümelerimizle gerçekçi bir hedef. Çünkü müşterilerimiz de bu bölgelerde büyümek istiyor” dedi.

Bursa’da 21 bin kişilik ilham veren başarı öyküsü

Yurt içi ve yurt dışı yatırımlarıyla 21 bin kişilik istihdama ulaşan ve Mısır’da son 3 yılın ihracat şampiyonu olan Yeşim Tekstil, hedef büyüttü. 320 milyon dolarlık ihracatı yakaladıklarını belirten Yeşim Grup Ceo’su Şenol Şankaya, “5 yıllık stratejik planımızı hazırladık. 2025 yılında  hedefimiz 720 milyon dolar ihracata ulaşmak. Bu çok ciddi ama olmayacak bir hedef değil. Hem Ağrı’da hem Bursa’da hem Mısır ve Gagavuzya’daki büyümelerimizle gerçekçi bir hedef. Çünkü müşterilerimiz de bu bölgelerde büyümek istiyor” dedi.

Ağrı’ya yaptıkları yatırımdan büyük heyecan duyduğunu ve Doğu’ya yatırım yapmayı sürdüreceklerini belirten Şankaya, “Oradaki yatırımımızı ülkemiz için çok önemli görüyoruz.  Çünkü devlet çok uğraşıp, büyük imkanlarla bir şeyler yapmaya çalışıyor. Biz özel sektör olarak da Doğu’ya yatırımlar yapmalıyız. Meslektaşlarımızın hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe 6. bölgeye daha fazla ilgi göstermelerini isterim” diye konuştu. Şankaya, başarı öyküsünü anlatırken, Şükrü Şankaya ve Cavit Çağlar’ın kendisi için çok değerli rol modeller olduğunu da anlattı.

————————————-

Pazartesi Söyleşileri’ne konuk olan Yeşim Grup Ceo’su Şenol Şankaya, önemli açıklamalar yaptı.

Pandemi sürecinden tekstil ve konfeksiyon sektörünün nasıl etkilendiğine, digitalleşmenin sektöre yansımasından, tüketici alışkanlıklarına, Ağrı’daki fabrikalardan, yurt dışı yatırımlarına,  Yeşim’in gelecek hedeflerinden, Şenol Şankaya’nın özel yaşamına varıncaya kadar, merak edilenleri bu söyleşide okuyacaksınız.

“PANDEMİ İLE FARK ETMEDİĞİM GÜZELLİKLERİ YAŞADIM”

Pandemi, Şenol Şankaya’yı hem bir iş insanı hem de cemiyet insanı olarak nasıl etkiliyor? Süreç alışkanlıklarınızda nasıl değişimler yaptı?

Bayağı etkilendim. Çünkü işim gereği çok seyahat eden biriyim. Bu seyahatlerin hepsi bitti. Müşteriyi yerinde göremediğim için bunun eksikliğini hissediyorum. Bu süreçte daha çok evde vakit geçirdim.  Hareketli bir insan olarak pandemiden epey etkilendim ama ama değişik bir süreç yaşadık. Bugüne kadar farketmediğimiz güzellikleri pandemi döneminde yaşamış olduk.

Ben de tam bu noktaya geliyordum. Genellikle pandeminin olumsuz yönlerinden söz edilir. Ben tam tersi bir soru yönelteceğim. Pandemi sürecinden deneyimler elde edip, bunu kazanımlara dönüştürdünüz mü?

Kazanımlara geçmeden önce çok üzücü günler yaşadığımızı söylemeliyim. 20 yıllık mesai arkadaşım Mazhar Kazancıoğlu’nu kaybettik. Yeşim camiası olarak çok üzücü bir durumdu. Talihsiz ölümlerle karşılaşan tüm ailelere başsağlığı dilerim. Tabii bu süreç yaşamımızda birçok değişikliklere yol açtı. Pandemiden önce 15 günden fazla evde olduğumu hatırlamıyorum. Geçen yıl Mart 18’de yurt dışından geldim, Mısır ve Moldova haricinde yurt dışına çıkmadım. Ancak ailemle çok güzel vakit geçirme fırsatım oldu. 59 yıllık yaşamımda bu kadar uzun süre ailemle beraber olduğumu hatırlamıyorum.  33 yıl evli olduğum eşimle çok güzel vakit geçirdim.  ABD’de okuyan küçük oğlum Murat da online eğitime geçtiği için bizim yanımızdaydı. Bir yandan çok üzücü tarafları, bir yandan da aileleriyle vakit geçirdiğimiz için güzel tarafları oldu.

 

“ALIŞVERİŞ YER DEĞİŞTİRECEK E-TİCARET ARTACAK”

Pandemi ile birlikte e-ticaretin payı arttı. Bu durum geleneksel alışverişin payını azalttı. Süreç giyim mağazalarının da içinde olduğu AVM’leri  tehdit ediyor mu?

Alışveriş daha fazla azalmayacak ama yer değiştirecek. Geleneksel alışverişte çok ciddi bir değişim olacak. İstatistikler pandemide perakende satışlarda yüzde 20 düşüş olduğunu gösteriyor. Müşterilerin alımında ise dünyada yüzde 8, 9 gibi bir düşüş söz konusu.  Bu da mağazalarda stok olduğunu gösteriyor. Tabii en fazla AVM’ler etkilendi. Defalarca kapandıkları için ciddi bir iş kaybı yaşadılar. Ancak çok ciddi bir şekilde e-ticaret arttı. Müşteriler 2023 hedeflerini bugünden yakaladılar. E-ticarette yüzde 55-60 oranında artış var. Bu da kayıp satışların bir kısmını telafi etti.  Özellikle hanımlar daha fazla alışveriş yaptıkları için bizim sektöre ciddi bir yönelmeleri oldu. Pandemi  bittiğinde tekrar AVM’ye geri dönüş olacaktır. Çünkü AVM’ler aynı zamanda sosyal kaynaşma alanlarıdır. Ancak ürünü kapıya getirme kolaylığı nedeniyle e-ticaretin artacağına ve geleceğin alışveriş modeli olacağına inanıyorum.

“UZAKDOĞU VE ÇİN PAZARI TÜRKİYE’YE KAYDI”

İçinde bulunduğumuz süreç özellikle hizmet sektörünü olumsuz etkiledi. Ancak tekstil ve otomotiv sektörü için aynı değerlendirmeyi yapamayız. Sanayide çarklar dönüyor. Genel bir değerlendirme yaparsak, Bursa tekstilinde tablo nasıl?

Sizin de ifade ettiğiniz gibi en çok hizmet sektörü nasibini aldı. Maalesef o sektörde ciddi sıkıntılar yaşandı. Bursa’nın iki dinamik sektörü otomotiv ve tekstilde işler iyi gitti/gidiyor. İnsanlar pandemide toplu taşımayı tercih etmeyince otomobilde talep oluştu. Hazır giyim ve konfeksiyonda bizi şaşırtan güzel gelişmeler oldu. Özellikle Çin’den Uzak Doğu’dan Batı’ya doğru ciddi bir dönüş oldu. Pandemi lojistikte ciddi sıkıntılar doğurdu. Bir malı alıyorsunuz ama aksesuarlarını  getiremiyorsunuz. Çünkü Çin pandemide kapandı. Bazı firmalar kumaşı Uzak Doğu’dan alıp, Vietnam, Kamboçya gibi ülkelere diktiriyordu. Bunun çok yanlış bir model olduğunu gördüler ve bize döndüler. Çünkü Türkiye’nin hazır giyim ve tekstil alt yapısı çok güçlü. Ayrıca biz entegre yapıya sahibiz. Bu da yıllardır bize çok güçlü bir alt yapı kazandırmıştı. Pandemide bu gücümüzü müşteriler gördü.  Geçen yıl nisan ve mayıs ayında kapanma yaşanınca cirolar çok düştü. Haziran ayında açılınca çok ciddi talep oldu. Uzak Doğu ülkeleri de bu talebe cevap veremediği için biz devreye girdik. Özellikle Zara gibi  modada hızlı rol alan firmalar ciddi miktarda mal aldılar. Diğer markalar da aynı şekilde Türkiye’den hızlı şekilde mal teslim aldı. Bunun faydalarını o gün gördük, görmeye de devam ediyoruz. Türkiye’nin entegre yapısı gelecekte bu sektörün daha da parlak olduğunu gösteriyor.

“DÖVİZDE YÜKSELİŞ DEĞİL İSTİKRAR İSTERİZ”

Döviz kurunun yükselmesi, cari açığımızı arttırdığı gibi, ekonomimiz ithalata bağımlı olduğu için hayat pahallılığını da beraberinde getirdi. Ancak diğer yandan ürününü daha yüksek fiyata satan ihracatçıya rekabet avantajı sağlıyor. Tüm bunlar ışığında, döviz kurunun geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tabii hızlı bir artış oldu. Hızlı artışlar işimize yarıyor gibi görünse de ihracatçıların istediği bir şey değil. Çünkü her hızlı artışın hızla aşağı düşüşü oluyor. Ya da ayrı maliyetleri oluyor. Belki kısa vadede kazanıyor gibi görünüyorsunuz ama enflasyon da etkilendiği için daha sonra gelen maliyetler olumsuzluk yaratıyor.  Ayrıca müşteriler de bazen bunu aleyhinize kullanıyorlar. Türkiye’de kurlar arttığı zaman hemen indirim talebinde bulunuyorlar. Bazı firmalar indirim yapıyorlar ama maliyetler artınca kayıplarını geri alamıyorlar. Onun için burada istikrar çok önemli. Ekonomimiz ithalata dayalı olduğu için hayat pahalılığı maalesef vatandaşımızı zorluyor.  Yüksek faiz, enflasyon, yüksek kur döngüsü  maliyetleri arttırıyor. Kur artışı ihracatçı için rekabetçi ortam yaratıyor gibi görünse de sürdürülebilir bir durum değil.  Hedefimiz, enflasyon paralelinde istikrarlı bir artış olmalı.

 

Mustafa Özdal’ın yazısının devamı için tıklayın…

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X