“Bursa Kent Hali’nde dışı seni yakar içi beni yakar durumundayız. Dışarıdan görenler bu adamlar para kazanıyor, bu paralara ürün satıyorlar, şöyle yapıyorlar, böyle yapıyorlar diyor. Ekonomide en ufak bir sıkıntı olduğu zaman bizim sektör ilk başta ön plana çıkıyor. Medya ilk önce bizim görüntüleri çıkarıyor ortaya. Biz suçlanıyoruz. Bu ürünlerin pahalanması, ucuzlaması hal esnafından kaynaklı bir durum değil” şeklinde konuşan Bursa Sebze ve Meyve Komisyoncu İş Adamları Dernek Başkanı Aydın Akyol, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İnanın devletimiz şu an ne kadar güçlü olursa olsun haldeki sebze, meyveyi ne pahalı satabilir ne de ucuz satabilir. Bu arz-talep doğrultusunda denge kendini buluyor. Hal esnafı yüzde 8 komisyonla iş yapan esnaftır. Bursa Kent Hali’nde şu an 130 tane dükkanımız var. Bu dükkanların 100 tanesi faal. 30 tanesi kısmi olarak çalışıyor. Örnek vermek gerekirse; sabah tüccar, köylü veya çiftçi ne derseniz deyin ürünü gönderir, bir esnafa o esnaf ürününü satar köylünün. Çıkarır piyasaya 5 lira ile başlar. 5 liraya sattıktan sonra ürün 5 TL’ye fiyat bulur bir başkası gelir 5,5 TL verir borsa gibi. Ürün değerini bulur, satılır. Satıldıktan sonra esnaf; tüccar veya köylüden devletin belirtmiş olduğu yüzde 8 komisyonu alır, geri kalan parayı köylüye ve tüccara teslim eder. Bizim ticaretimiz bu şekilde dönmektedir. Bizim ne pahalı satmaya gücümüz var ne de ucuzlatmaya gücümüz var. Çok düşük satarsak, üreticinin ürünü 5 liraya fiyat buluyordur, biz 4 liraya sattığımızda ikinci gün o üretici sizin dükkanınıza ürün göndermez. Benim malım 5 liraya satılıyor sen nasıl 4 liraya satarsın, emeğini ben verdim, bu paraya satamazsın der ve üretici ile mahkemelik olursunuz. Ki bu şu an yaşanan da bir durum. Bizim orası bir borsadır. Tekrar etmek gerekirse arz-talep dengesinde ürün fiyatını bulmaktadır.”
“Ürünümüz var ama iç piyasaya pahalı geliyor”
Akyol, “Şu anki durum Bursa’da ve civar illerde kent haline gelen ürünlerin hemen hemen sonu. Bazı ürünler bitti, bazıları da bitme noktasında. Meyve, bahçelerde şu an çok az olmak şartıyla var. Bunun haricinde yerli ürünler yok. Şu an Antalya’dan ürün geliyor. Seralardan geliyor. Hemen hemen Türkiye’nin yüzde 90’ına Antalya’dan seradan ürün gelir. Oradaki durum da şu dolar kurunun yükselmesi ile tarım girdileri çok arttı. Hepsini dolarla alıyorlar. Çiftçi de dolarla alıyor. Komisyoncu çiftçiyi destekliyor parasıyla, malıyla… O şekilde üretim yapılıyor Antalya’da. Ürün geliyor Antalya merkez haline, Serik haline ve diğer hallere orada çiftçi, tüccar ve hal esnafından oluşan bir komite kuruluyor. Yaklaşık 50 kişiden oluşuyor bu komite. Orada yine arz-talep doğrultusunda ürünün fiyatı belirleniyor. Fiyatlar şu anda bana göre yüksek. Üretici diyelim ki sivri biberi iki dolara satıyor dışarıya. İki doların TL karşılığı ortada. 9,5 liraya şu an ürün yerinde fiyat bulabiliyor. Adam 9,5 liraya ürünü alıyor dışarıya iki dolara satabiliyor. Tabii ki bunun kısmi olarak masrafları var. Domateste afaki bir yükseliş yok. Halde şu an 5 lira civarı. Ama iki liraya da domates var. Simav domatesi 8 liraya da fiyat buluyor. İhracattan ve döviz kurunun yükselmesinden ötürü fiyatlar artış gösterdi. Ürün bulma konusunda bir sıkıntımız yok ülke olarak. Dünyanın pek çok ülkesine de ürün satıyoruz. Ürünümüz var ama iç piyasaya pahalı geliyor. Dışarıya ucuz geliyor dolar kurundan dolayı ama bize de pahalı geliyor. Asgari ücret malum, bu durumda 15 lira verip de bir kilo sivri biber alma şansı yok. Bizde yüksek fiyat ama dışarıya ucuz” dedi.
Bursa’da 5 tane market WhatsApp grubu kurdu iddiası
“Ülkenin dengesini bozan bence üç harfli ulusal marketler” vurgusu yapan Aydın Akyol, “Zamanında bunlar hükümetleri kandırdılar; biz hallerden alışveriş yapıyoruz, halden pahalı alıyoruz onun için pahalı satıyoruz, enflasyon yükseliyor dediler. Lobileri çok iyi çalışıyordu. Biz ürünü yerinde hale girmeden dışarıdan alırsak ucuz satarız gibi bir yaklaşımı savundular. Hal yasasını değiştirip künye sisteminden dolayı dışarıda ürün alıp satma imkanına kavuştular. Yerinde ürün için köylüyü bağlamışlar zaten köylü bunlarda. Tüccarları kendilerine bağlamışlar. Ürünü yerinde kendileri alıyorlar. Ürettiriyorlar, son satan da kendileri. Marketten kendileri tüketiyorlar. Milleti kandırıp, yalanla aldatıp bu duruma getirdiler bazen bize soru soruluyor halde niye bu para diye. İyi de bu adamlar halden mal almıyorlar ki! Hale bir gün girdikleri yok. Kimisinin 15 bin, 20 bin, 8 bin, 9 bin marketi var. Halden hiç alışveriş yapmıyorlar, hale hiç giriş-çıkışları yok. Bunu isterlerse kanıtlayabiliriz. Bunlar üreten insanlar, lojistiğini de kendileri yapıyor, son olarak da kendileri satıyor marketlerinde. Ucuz satsınlar, kim engel olmuş bunlara? Ama bakın şu uyanıklığı yapıyorlar; diyelim ki çarşamba günü bugün sizin evinizin önünde pazar kurulmuş, mahalleli bugün pazarda alışveriş yapacak. Ürünü 15 liraya satıyorsa o gün o ürünü 5 liraya zararına satıyor! Neden? Amaçları pazarcılığı bitirmek. Pazarcılığı bitirdikten sonra zaten hale gelmiyorlar; pazarcılık ve hal birbirine bağlı. İkisi bittikten sonra ülkenin gerçekleriyle insanlar esas o zaman karşılaşacak! Çok büyük bir oyun var. Bursa’da 5 tane market aralarında WhatsApp grubu kurdu, atıyorlar mesaj şu şekilde satacağız diyorlar, öyle satıyorlar! Ülkenin ekonomisini bu hale getirenler ulusal marketler. Sebze, meyvenin yüzde 70’ine hakimler şu an. İstedikleri takdirde istedikleri paraya satabilirler. Zaten bu fiyat oynamaları sebebiyle kendilerine cezai işlem de uygulandı Rekabet Kurulu tarafından. Bursa için söylemek gerekirse hem ekonomiye katkı vermiyorlar hem de pazarcıyı bitirmeye çalışıyorlar. Bursa firmaları arasında bile Bursa halinden alışveriş yapmayanlar var” ifadelerini kullandı.
“Üretim planlamamız yok, seneye de soğan aranacak”
Akyol, “Ülkemizin şöyle bir gerçeği var. Bir ürün bir kez para ettiği zaman ikinci sene herkes ona yöneliyor. Maalesef bu söz konusu. Önceki senelerde limon bayağı para etti. Patates geçen sene para etmedi. Soğan kısmi olarak para etti. Bu sene denge değişti. Üretim planlaması olmadığı takdirde böyle hadiselerle her zaman karşılaşacağız. Bizim bir üretim planlamamız yok. Soğan bugün tarlada 5 kuruşa alıcı bulmuyor. Patates, ihracat durdurulmayıp önü alınmasa belki de iki ay sonra 8-10 TL’yi bulacak. İhtiyaç diyelim ki 100 ton, bu doğrultuda ekildi ancak ihracatın önü açıldı. İhracata gidiyorsa eğer ürün içeride azalıyor. Azaldığı zaman da fiyatı artıyor. Soğan çok kötü, ihracat yok. Soğana çare bulunmalı. Enkaz durumda limonla beraber. Doğru bir tarım politikamız yok. Bu sene de bakın patetes 10 lirayı bulsun seneye de o yerlerde olacak. Değerlendiği için çünkü herkes bu kez patatesi ekecek. Böyle giderse seneye de soğan aranacak” şeklinde konuştu.
Gürsu’daki hal kapatılsın çağrısı
Bursa Sebze ve Meyve Komisyoncu İş Adamları Dernek Başkanı Aydın Akyol, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bursa Kent Hali’nde bizi en büyük zorda bırakan konu kayıp-kaçak. Ürünün yüzde 30’u kent hallerinde satılıyor, ürünün yüzde 70’i dışarıda kayıt altına alınmadan satılıyor. Bu da ülke ekonomisine çok büyük zarar veriyor. Kayıp-kaçak halin canlı kalmasını engelliyor. Esnaf büyük zarar görüyor. Bir de Gürsu hali gerçeğimiz var. Daha önce de başımıza gelmişti. Gürsu hali pazar niteliğinde açıldı, toptan görevi yapıyor şu anda. Hal gibi çalışıyor. Bu durum da Bursa Kent Hali esnafına çok büyük zarar veriyor. Kapatılması gerekiyor.”
Bursa Sebze ve Meyve Komisyoncu İş Adamları Dernek Başkanı Aydın Akyol’un açıklamalarının tamamını videomuzdan izleyebilirsiniz.