Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Prof. Dr. Erkan Yaslıoğlu, “Türkiye’de tarımla ilgili baktığınızda birçok üründe bakliyat da dahil olmak üzere ithalata dayalı bir politika yürütülüyor. İthalatı, ithalatla önlemek mümkün değildir. Kendi nüfusumuzu besleyebilecek üretim potansiyelimiz var ülke olarak. Kaynakları doğru kullanıp, üretimi doğru bir şekilde desteklersek bunları yapabiliriz. Küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği nedeniyle kuraklık gibi ekstrem olayları da yaşadık. Bu sene onunla ilgili sıkıntı da oldu buğdayda örneğin… Bu seneki buğday üretimimizin tahmin raporunda 17 milyon 650 bin ton olacağı öngörüldü. Bu son 14 yılın en düşük rakamı. Bu rakam geçen sene 19-20 milyon ton civarındaydı. Trakya bölgesinde çok sorun olmadı ama özellikle İç Anadolu’da Konya’da, Güneydoğu Anadolu’da verimlerde düşüş gerçekleşti. Buğdayda ithal ikameli bir üretim anlayışı var. Türkiye’de zaten ihtiyacı karşılamıyor, dışarıdan un ya da buğday ithal edip onu işleyip, işlenmiş ürün olarak ihraç ediyoruz. Buğdayda geçen yıl 10 milyon 500 bin tona kadar ithalat gerçekleştirdik. Kuraklığın da etkisi var ama desteklemeler yetersiz kaldığı için Türkiye’de, üretici yeterince desteklenmediği için artı girdide de biz tamamen dışa bağımlıyız. Gübrede, kimyasal ilaçta, akaryakıtta ki mazotun litresi bile 8 lirayı geçti. Dünyada petrolün varil fiyatı sabit kalmış, azalırken hatta bu oldu. Ama bizde döviz kurundaki artışa bağlı olarak akaryakıt fiyatları da sürekli artıyor. Dolayısıyla sürekli artan bir maliyet var” dedi.
“Bugünleri arayabiliriz”
Yaslıoğlu, “TÜİK’in açıkladığı eylül ayı endeksi var ki geçen yılın eylül ayına göre yüzde 27.70 oranında artmış girdi fiyatları. Yıllık olarak da bakarsak yüzde 22’lik bir artış var üretici endekslerindeki girdi maliyetinde. Bu artış oranına karşın 25.8 milyar lira üreticiye destek verilecek. Bu geçen yılki rakamın yüzde 12.5 fazlası. Yani girdide yüzde 22’lik bir artış var destek de yüzde 12.5 artış mevcut… Mazot arttı, gübre arttı, ilaç arttı, işçilik maliyetleri arttı. Şunu söyleyebiliriz bugünden bakıp gelecekle ilgili bu trend böyle giderse ki umarım gitmez tersine döner 2022’de biz daha da pahalı gıdaları tüketmek zorunda kalacağız. Bugünleri arayabiliriz. Böyle olacak gibi gözüküyor. Fiyat artışları devam edecek. Rusya’dan buğdayı ithal ediyoruz. Bugün itibariyle 350-400 dolar civarında buğdayın tonu. Bu bir dönem 228 dolar civarındaydı. Neredeyse iki katına çıktı. Gıda alanı, tarım stratejik bir alan. Bütün ülkeler aslında tarımını destekliyor. Üreticiyi mutlu edeceksiniz ki tüketiciye de bu ürün fazla pahalı olmadan yansısın. Devletin sübvanse etmesi lazım. Örneğin gübrede sübvanse etmesi gerekir. Gübre fiyatları o kadar arttı ki 250 liraya aldığınız gübrenin çuvalı 500 lirayı geçti” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Erkan Yaslıoğlu, “Son olarak bakanlığın açıkladığı gübre desteği devede kulak gibi kaldı. Hep uyardık. İç piyasada maliyetler, öncesinde de çok düşük değildi. Devlet de yeterince sübvanse etmediği için iç piyasadaki fiyat yüksek geliyordu. Dışarıda daha ucuzdu buğday o zaman. Döviz kuru da uygun olduğu için. Yerine göre iç piyasadaki fiyatı düşürmek için de bunu bir araç olarak kullandık maalesef. Politika aracı olarak da kullanıldı bu. Örneğin mısır hasadının olduğu dönemde mısır ithalatında gümrük vergileri kaldırıldı. Buğday, arpa, mısır, çavdar, nohut, mercimek, ayçiçeği tohumu, ham yağda gümrük vergileri 2021 sonuna kadar yine sıfırlandı. Ona rağmen fiyatları yüksek, neden çünkü döviz kuru yüksek. Akşam yattığımızda 11.40’tı dolar sabah kalktık 12.40 oldu. Buna yetişebilmek, mücadele edebilmek hakikaten zor. Yöneticilerin bir tercihte bulunması lazım. İnsanların açlıkla, yoksullukla karşı karşıya kalmaması için desteklemeleri o alana kaydırması gerekiyor. Adanalı üretici birliklerinin yapmış olduğu bir hesap var. Buğdayın maliyeti 4, 4.5 lira düzeyinde bir dahaki yıl üretilecek olanın. 5 liraya satması lazım…” şeklinde konuştu.
Ekmek ne kadar olacak?
Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Prof. Dr. Erkan Yaslıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“2 liralık ekmek en iyi ihtimalle 3.5 lira olacak belki bilemiyoruz. Tabii ki bu sadece buğday kısmı. Bir de bunun enerji maliyeti var. Dövizdeki artış enerji maliyetini de artırıyor. Ona bağlı olarak gübre fiyatları burada durmayacak ne yazık ki o da artacak döviz fırladıkça… Çünkü gübre üretimi için de yoğun bir enerjiye ihtiyacınız var. Enerjide de dışa bağımlıyız. Her şeyde dışa bağımlıyız aslında. Asıl sorun o. Asgari ücretin yükselmesiyle yeni yılla birlikte işletmelerin de maliyetleri artacak. Türkiye’de asgari ücret ortalama ücrete dönüşmüş durumda. Çalışan kesimin yüzde 56.6’sı asgari ücretle çalışıyor. Kara kış fonu gibi bir fon kurulmayacaksa, bu döviz politikalarıyla fiyatları aşağı çekebilmeniz girdi maliyetleri artacağı için mümkün olmadığına göre insanların refah düzeyini artırmaktan başka bir çözüm yok gibi gözüküyor. Gıdaya erişilebilmesi için alım gücünün yüksek olması lazım. O da asgari ücrette önemli oranda bir iyileştirmeyle mümkün olacaktır. Uzun vadede fiyatların aşağı çekilmesi için destekleme politikalarının değiştirilmesi lazım. Kamucu bir yönetim anlayışının ülkede egemen olması gerekiyor. Birçok Kamu İktisadi Teşebbüsü’nü özelleştirdik. Türkiye gübre fabrikalarını, zirai donatım kurumunu, SEK’i vs. Devlet çıktı, özel sektör piyasayı domine eder hale geldi. Ki şekerde biliyorsunuz bu sorunu yaşadık mesela. Özel sektörün sattığı şeker fiyatları yükseldi ama Türkşeker’de yönetim oluşturulamadığı için Türkşeker’in fiyatı düşüktü raflarda Türkşeker’in ürettiği şeker yoktu daha ucuz olduğu için. Ondan sonra da yüzde 25 zam geldi. Hükümet 2022 yılında bizim öngördüğümüz ölçüde bir destekleme de yapmayacak. Dolasıyla maliyet nasıl aşağıya düşecek ki… Düşmesi mümkün mü? Bu koşullarda kısa vadede bir şeyler düzelemez. Keşke olsa, inse döviz kuru hadi 1 lira 75 kuruş olmasın, 5-6 liraya insin ona da razıyız! Politikayı değiştirmemiz lazım. Kendi girdilerimizi kendimiz üretip daha ucuza çiftçiye sunabilecek bir modeli hayata geçirmeliyiz. Tarımsal işletmelerin yapılarında da sorunlar var. Çok dağınık, parçalı araziler. Örneğin 200 ağaç zeytini var üreticinin ama 6 parçada. Tek parçada olsa üretim maliyeti bir parça azalacak. Tarımsal üretim yapısıyla da ilgili yapılması gereken çok iş var. İnsanları serbest piyasanın insafına terk ettik.”
Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Prof. Dr. Erkan Yaslıoğlu’nun açıklamalarının tamamını videomuzdan izleyebilirsiniz.