TMMOB’a bağlı akademik odalar, önümüzdeki haftalarda TBMM’ne gelecek olan Hayvanları Koruma Kanunu’nun yasa değişiklik tasarısına tepki gösterdi.
BAOB’da bir araya gelerek konuyla ilgili basın açıklaması yapan akademik odalar, sahipsiz hayvanların itlafına sebep olacak her türlü uygulamanın karşısında olduklarının altını çizdi.
Akademik Odalar adına açıklama yapan Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı (BVHO) Melike Baysal, Hayvanları Koruma Kanunu ile ilgili değişiklik taslağı hazırlanırken Türk Veteriner Hekimleri Birliği, veteriner hekim meslek örgütleri, ilgili meslek örgütleri ya da STK’ların görüşü alınmadığına dikkat çekerek, tasarının içeriğini bilmedikleri için kaygı duyduklarını söyledi.
Bu taslak kanunun daha önceki değişiklikler gibi sahadan ve bilimsellikten uzak, uygulanması mümkün olmayan, toplum vicdanını rahatsız eden değişiklikleri içerdiğini kaydeden Baysal, bu yasa değişiklik tasarısının bu alanda Türkiye’ye bir 20 yıl daha kaybettireceğine söyledi.
“ETİK İNSANİ VE VİCDANİ DEĞİL”
Sahipsiz hayvan popülasyonun artmasının en büyük nedenlerinden birinin de yerel yönetimlere Hayvanları Koruma Kanunu’nun herhangi bir cezai yaptırım getirmemesi olduğunu ifade eden Baysal, “Kanun çıkarılmış, sorumluluk verilmiş ama denetim yapılmamış, bütçe ayrılmamış, kanununun gereğini yapmayanlara yaptırım uygulanmamıştır. Gelinen noktada ise sahipsiz hayvanların popülasyonu artmış, her biri mahalle sakini olan sahipsiz hayvanlarımızın hayvan refahına uygun olmayan barınak adı altındaki yerlere toplatılması, kısırlaştırılmanın maliyetli olacağı gerekçe gösterilerek barınaklara toplanan hayvanların sahiplendirilmeye çalışılması, sahiplenilmeyenlerin ise 30 gün sonra ötanazi yapılarak öldürülmesi istenmektedir. Bu düşüncenin 2004 yılı öncesi sokaklarda yapılan itlaflardan hiçbir farkı yoktur. Ötanazi sadece veteriner hekimler tarafından uygulanabilir ve sağlıklı bir hayvana uygulandığında katliamdan başka bir anlam taşımaz. Sağlıklı hayvanların ötanazisi ve itlafı veteriner hekimler açısından da etik, insani ve vicdani değildir, evrensel hekimlik değerleri ile de bağdaşmamaktadır. Veteriner hekimler olarak biz bu yasa çıksa da ötanazi yapmayacağız” ifadelerini kullandı.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Baysal, bu konudaki çözüm önerilerini de şöyle sıraladı: “Büyükşehir Belediyelerinde Veteriner Halk Sağlığı Daire Başkanlığı ve diğer belediyelerde Veteriner İşleri Müdürlüğü kurulmalıdır. İhtiyaç duyulan bölgelerde veteriner fakülteleri ve serbest veteriner hekimlerden kısırlaştırma çalışmalarında destek alınmalıdır. Sahipli hayvanlar da dahil olmak üzere kontrolsüz üreme ve denetimsiz ticari satışların önüne geçilmelidir. Sahipsiz kedi ve köpeklerin sokaktan sahiplenilmesi özendirilmelidir. Çevreye uyum gösteremeyen, yaşlı, zayıf, engelli vb. köpekler ve kediler sahiplendirilinceye kadar veya hayatları boyunca bakımevlerinde kalmalıdır. Hayvan sahiplenme şartları yeniden düzenlenmelidir. Sokağa terkedilen hayvanlara ilişkin hayvan sahiplerine ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır. Önemli bir sokak hayvanı kaynağı olan kırsal yerleşim alanları ile tarım işletmelerindeki hayvanlar denetim altına alınmalıdır. Çözüm için başta meslek örgütleri olmak üzere sivil toplum örgütleri ve diğer gönüllülerden yardım alınmalı, destekleri istismar eden kişi ve kurumlar denetlenmelidir. Uygarlığın ilk zamanlarından beri birlikte yaşadığımız kedi ve köpekler ile uyumlu ve doğa ile bütünleşik bir yaşam mümkündür.”