Ülkemizin dört bir yanında meydana gelen orman yangınlarının büyük bölümü anız yakma ve arazi temizliği sonrası çıktığı biliniyor.
Devasa büyüklükteki yeşil örtü sorumsuz bir çiftçinin tarlasını temizlemek için anızları ateşe vermesi ile başlıyor. Sonrasında, hepimize ait hektarlarca orman yanarak küle dönüşüyor. Yaşanılan mekanlar da yanıyor.
Defalarca uyarıldığı halde bunu takmayanların ülkeye ağır söndürme maliyetleri çıkardıklarını ve orman varlığımızı azalttıklarını biliyoruz.
Peki, onca ikaza rağmen neden halen tarlalar yangın riskinin en yüksek olduğu bir dönemde ateşle temizlenmeye kalkılıyor?
Acaba Türk Ceza Kanunu‘nda bu konuda bir eksik mi var?
Caydırıcı ağır cezalar yok mu?
Varsa uygulanmıyor mu?
Yaşının 80-90‘a geldiğine bakmadan buna teşebbüs edenlerin cinayetle eş değer bir cezayla karşı karşıya bırakılmaları gerekiyor. Ormanları yok etmek de bir cinayettir. Çünkü orada sadece ağaçlar değil binlerce canlı türü de yaşıyor.
Başka türlü bu işin önü alınmaz.
Daha önceki gün Balıkesir sınırında, Büyükorhan ve Dursunbey‘e bağlı iki yerleşimde meydana gelen yangın Bursa‘yı da korkuttu.
Alevler rüzgarın da etkisiyle hızla yayılınca Bursa‘nın ve Balıkesir‘in birer köyü tahliye edildi. Uzun uğraşlar sonrası saatler süren mücadelenin ardından yangın kontrol altına alınabildi.
Valilikler, kaymakamlıklar, Orman İşletme Müdürlükleri yaz aylarında yurttaşımızı bu konuda ikaz etmelerine rağmen bildiğini okuyan ve yaşadıkları yerlerin sakinlerini de tehlikeye atanlara karşı acımasız olmak gerekiyor. Çünkü; onlar sorumsuz davranmakta bir sakınca görmüyorlar.
Yangınları önlemenin başka yolları da vardır elbet ama bu konuda yasal eksiklerimizi de tamamlamak kaçınılmaz görünüyor.

Flipboard