Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu 2. Başkanı Hatice Erdoğan, “Aile Sağlığı Merkezleri’nde (ASM) neler yapıldığına değinmek gerekirse ASM’lerde kadın, bebek ve çocuk izleme ve takip işlemlerini yürütüyoruz. Bir kadını 14 yaşından ya da bebeklikten alalım 49 yaşına kadar takip ediyoruz bir kadını. Aynı zamanda bebeklere ve çocuklara aşılama hizmeti yapıyoruz. 13 yaşına kadar onları da takip ediyoruz. Kronik hastalıkları takip etmeye çalışıyoruz. Kanser taramalarını yönlendirmeyi ve kanser taramalarında erken teşhisi kolaylaştırmak için kadınlara izleme hizmeti sunuyoruz. Onun dışında genel poliklinik hizmetleri zaten yürütülüyor ASM’lerde” ifadelerini kullandı.

“Can çekişiyor durumda çalışan arkadaşlar”

Erdoğan, “ASM’de çalışan ebe ve hekim ya da hemşirelerin şu dönemde biraz sıkıntıları var. Pandemi hepimizi maalesef ki çok yordu. Hem strese soktu hem de iş yükümüzü artırdığından dolayı çoğu meslektaşımız tükenmişlik sınırına geldi. Aynı zamanda devletimizin yeni çıkarmış olduğu birtakım yönetmeliklerle bu baskı arttığından dolayı şu anda baya can çekişiyor durumda aslında çalışan arkadaşlar ve sistemde yer alan hekim ve diğer personel grubu. 2010 yılında aile hekimliğine geçildiğinde her şey çok güzel başlamıştı. Baya günlük güneşlik hekimler çok mutluydu çalışma şeklinden aynı zamanda hemşireler de hastanenin yoğun sistemi ya da sağlık ocağının karışık sistemine göre bir düzen geldiğini düşünmüştük. Zaten öyle de oldu. Aşılama oranları Avrupa’nın sınırına getirildi. Bebek ölüm hızları neredeyse Avrupa’dan daha iyi noktaya taşındı. Gebe takipleri aynı şekilde, anne ölüm hızı. Bunlar ülkelerin gelişmişlik sınırını gösterdiğinden dolayı Avrupa sınırlarının üstüne çekildi bu sistem sayesinde. Tabii ki bu özverili çalışan ebe ve hekim arkadaşlar sayesinde bu noktaya geldi. Sonra pandemi başladı, bir anda iş yükü arttı. Özellikli izlemler eklendi. Zaten pandemide izinler tamamen kaldırıldı sağlık çalışanlarında. Herkesin pandemiden ötürü eve kapandığı dönemde çocuklarımızı evde bırakıp işe gitmek zorunda kaldık. Hatta ilk dönemlerde çocuklarımızı göremedik çünkü nereye gidiyor bu hastalık, nasıl bir yayılım seyrediyor hiçbirimiz bilmiyorduk. O yüzden de 10-20 gün işe gittiği sürelerde çoğu arkadaşımız çocuklarını göremediler. Çok uzun bir süre olunca, izin de alamayınca çocuklar evde, anneler işte çok sıkıntılı bir süreç yaşadık. Halen devam eden bir süreç aslında” dedi.

“Bakanlık bir ayrımcılığa giderek personel arasında sorunlara yol açtı”

Hatice Erdoğan, “Artan iş yüküne nazaran ek ödeme verileceğini söyledi bakanlığımız fakat ek ödemeyi biz belirli koşullar altında aynı iş yerinde çalışan 5 kişinin beşinin de çok farklı miktarlarda ücret aldığını gördük. Hatta hiç almayan arkadaşlar oldu ama sistem içinde yer aldığımız süre boyunca aşılamayı ve takip işlemlerini devam ettirdik. Bakanlık burada da bir ayrımcılığa giderek personel arasında sorunlara yol açtı. Pandemi devam ederken bir gecede bir yönetmelik çıkarıldı. Bu yönetmelikte de bize birçok yaptırım getirildi. Aslında biz düzeltmeler bekliyorduk zaten çok uzun bir süredir eksiklikler olduğu ve bu eksikliklerin giderilmesi için ciddi çalışmalar yapmıştık. Fakat bakanlık bir gecede tamamen farklı bir yönetmelik çıkararak, biz çalışanlar buna şu anda ceza yönetmeliği diyoruz, cezai yaptırımlar getirdi. Bu da bizi moral olarak kötü olan sistemdeki halimizi daha da motivasyonumuzu düşürerek daha gerilere getirdi. Sonuçta çalışan mutlu olmaz ise sağlık sürdürülebilirliğinden bahsetmek çok zor bizim için” şeklinde konuştu.

“2 bin liraya çalıştırılan yeni mezun hemşire arkadaşlar biliyorum”

Erdoğan, “Fırsatını bulunca herkes kaçmak, yurt dışına gitmek istiyor çünkü ücret açısından almış olduğumuz eğitimin ve profesyonel mesleğimizin getirisi olan ücreti ve hak edişi alamıyoruz. Çok altında ücretler alıyoruz. Avrupa ortalaması ve OECD ülkeleri arasında en düşük ücreti biz alıyoruz. Kamuda böyle özelde çok daha kötü. Özelde ben 2 bin liraya çalıştırılan yeni mezun hemşire arkadaşlar biliyorum. Asgari ücretin çok altında, köle mantığı ile çalıştırılan yeni mezun arkadaşlar var. Gerçekten çok sıkıntılı bir durum aslında” dedi.

“Şiddet olayları çok sık yaşanılıyor”

Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu 2. Başkanı Hatice Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Şiddetin aslında tamamen toplumsal bir boyutu olduğunu düşünüyorum. Herkes herkese bir şekilde düşman. Okulda öğretmen öğrenci düşman, patron işçi düşman, hasta hemşire hekim… Bir yere girdiği zaman herkes bir önceliğinin olduğunu ve haklı olduğunu düşünüyor. Hiç kimse karşı cepheden karşısındakinin bir insan olduğunu algılayarak yaklaşmadığından ve empati zaten toplumumuzda maalesef ki olmadığından şiddet olayları çok sık yaşanılıyor. Kadın grubunun çalıştığı sistemde ister istemez size bir şekilde istediklerini yaptırabilmek, öncelikli olabilmek için dayatmalar yapılabiliyor. ASM’lerde şiddet olayları çok fazla. Çünkü güvenlik yok, yoğun nüfusa hizmet veren ASM’lerde her gün çok normal hale gelebiliyor sözlü şiddet. İlerlediği zaman fiziksel şiddete dönüşüyor. Esnek mesailerimiz oluyor bizim. Akşam 19.00’a kadar çalıştığımız durumlarda kadın hekimle kadın olarak kaldığımızda kış aylarında özellikle çok korkuyoruz. Ben kendi adıma biber gazı aldım, öyle düşünün.”

Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu 2. Başkanı Hatice Erdoğan’ın açıklamalarının tamamını videomuzdan izleyebilirsiniz.