Aydın, yazısında şu ifadeleri kullandı:

AK Parti’nin kimi kentlerde görev süreleri dolmadan aday gösterip seçtirdiği belediye başkanlarıyla yollarını ayırdığını biliyoruz. Dolayısıyla bu dönem de kimi kentlerde benzer gelişmelerin olabileceği dedikoduları yayılmıyor değil.

31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul, Ankara gibi şehirler kaybedilirken, AK Parti’nin elinde kalan en büyük nüfuslu kentlerden biri Bursa oldu. Yeniden aday gösterilen Alinur Aktaş iki yıl önce az farkla olsa da seçildi.

Şimdi benzer dedikodular hastalık bahane edilerek, onun da görev süresi dolmadan işten el çektirileceği yönünde.

Bu durumu dün sabah uzun ve sıkıntılı geçen hastalık döneminin ardından BURFAŞ Dobruca Sosyal Tesisleri’nde köşe yazarlarıyla buluşan Başkan Aktaş’a meslektaşlarımız bir kez daha sordu.

O da net cevap verdi.

“Evet bana da böyle duyumlar geliyor. Fakat ben siyasette en rahat dönemimi geçiriyorum. Ankara’dan istediğim kurum ve kişiyle rahat görüşüyorum. Cumhurbaşkanımız’a, bakanlarımıza sık sık Bursa’nın sorunlarını ve projelerini iletiyoruz. İl başkanımız, milletvekillerimizle hiç bir sıkıntımız, problemimiz yok. Herkes nasibini yer. Bunlar nasip kısmet işi.”

Yukarıda vurguladık.

Bursa AK Parti’nin son seçimde elinde tutabildiği büyük kentlerden biri. Bu nedenle Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş üzerinden AK Parti’yi ve liderini yıpratmak için başta İYİ Parti ve CHP il yönetimleri olmak üzere bir yüklenme var.

Bunu gözlüyoruz.

Başkan Aktaş da bu durumun farkında. Muhalefet Bursa’da Ulucami’ye ayakkabı ile girdi dedikodularından, gri pasaportla sözde insan kaçakçılığı ve PKK’lı kaçırma iddialarına, yenilenen ve keşfi artan Şehir Hastanesi Metrosu ihalesine kadar bir çok konuda Aktaş’a yükleniyor. Üstelik bu konular aynı kesimlerce ulusal medyaya da çarşaf çarşaf servis ediliyor.

Peki bütün bunlara Başkan Aktaş nasıl bakıyor:

“Algı olgunun önüne geçti. Gri pasaport ve insan kaçakçılığı konusunda çiğ et yemedim ki, karnım ağrısın. Benim yurtdışına gönderip de geri dönmeyen bir tek bürokratım yok. Kişi başı 7 bin Euro alındı diyorlar, 7 bin değil 1 Euro alındığını ispatlasınlar şehri terk ederim. Ben polis değilim. MİT değilim. Pasaport vermek benim işim değil. Ulucami’ye ayakkabı ile girdi dediler. Ben İmam Hatip Lisesi mezunuyum. Camiye ayakkabı ile girer miyim? Kullanılmayan ev terliği verdiler camiye öyle girdik. Bunu da yaydılar. Kitap okuyan mini etekli kız heykeli üstünden yüklendiler. Kızın eteğiyle uğraşılır mı? Sapıklık bu olsa gerek. Bunu sosyal medyada yayanlardan biri Bursa’da görev yapmış ve emeklilik sonrası bu kente yerleşmiş eski bir vali yardımcısı. Siyaset nezaket işidir. İçlerinde bir yara var. Alinur Aktaş’ı harcamak istiyorlar. Seçim yaptık seçimden iki ay sonra 2024 seçimleri konuşulmaya başlandı. CHP’nin üç yıl önceden adayını ilan etmesi tuhaf geldi. Herkes gibi herhalde İYİ Parti de şok olmuştur. Derelerin altından daha çok sular akar. Beni ve AK Parti’yi yıpratmak için yalanla siyaset yapıyorlar. Bizi bu tip şeyler güçlendirir. Bizler ilahi adalete inanan insanlarız.”

Bu sözler hem kendisini hem de partisi ve liderini yıpratmak isteyen muhalefete.

Peki Aktaş’a parti içinden bir yüklenme var mı? Aktaş böyle bir şey olacağına ihtimal vermiyor. Ve kendini de partisinde yalnız hissetmediğini vurguluyor.

Kentsel dönüşüm, yeni metro hatları, devam edenler ve diğer ulaşım projeleri Aktaş’ın yakın takip ettiği konular. Bunlarda da işlerin planlandığı gibi yürüdüğünü aktarıyor. Ayrıca sorumuz üzerine T-2 hattında da yolculuğun en geç önümüzdeki yıl şubat mart ayında yapılabileceğini belirtiyor.

Ya Hanlar Bölgesi’nde durum ne?

Başkan burada yüzde 30 düzeyinde kamulaştırma sağlandığını, 2022’de imalat dahil her şeyin biteceğini, acele kamulaştırma kararına hak sahiplerinin itiraz hakkının da doğal olduğunu söylüyor. Aktaş, kişisel görüşünün eski Merkez Bankası’nın yeniden aynı yere yapılmaması yönünde olduğunu da ekliyor.

Başkan hak ediş ve borç ödeme dengesinin de sağlandığını, müteahhitlere düzenli ödeme yapıldığını, hatta müteahhitlerin kendisine, “Gömü mü buldun başkan” dediklerini de hatırlatıyor.

Olay Gazetesi Yazarı İhsan Aydın’ın yazısının tamamı için tıklayın…