Türkiye’nin AB nezdinde tescillenen 26’ncı coğrafi işaret tescilli ürünü olan Bursa siyah inciri, 152 kırsal mahallede 10 binden fazla üreticinin toplam 30 bin dekar alandaki bahçelerinde emek vermesiyle yetiştiriliyor.
Ağustos ve eylül aylarında hasat edilen, yılda ortalama 30 bin ton rekoltesi bulunan ürün, yurt içi pazarların yanı sıra Avrupa ve Orta Doğu ülkeleri, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri ile Hong Kong’a gönderiliyor.
Bursa Bölgesi Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatif Birliğinin şubat ayında AB’ye yaptığı coğrafi işaret başvurusunun inceleme ve 3 aylık askı sürecinin tamamlanmasıyla AB tescili yapılan ürünün, dünya çapında mevcut marka değerinin artacağı, üreticiye ve ihracata daha fazla katkı sağlayacağı öngörülüyor.
Birliğin yönetim kurulu başkanı Osman Özkan, AA muhabirine, Bursa siyah incirinin coğrafi işaret tescilinin 2018 yılında Türk Patent ve Marka Kurumunca yapıldığı söyledi.
AB tescili sürecinin 7 ay sürdüğünü belirten Özkan, “3 aylık bekleme süreci vardı. Süreç, incirde biraz uzadı şeftaliye göre ama şu an tescili oldu. Çok da mutluyuz, gururluyuz.” dedi.
Özkan, “Bursa siyahı” olarak da bilinen incirin iri ve dolgun olması, kabuk kalınlığı ve raf ömrünün uzunluğuyla öne çıktığını dile getirdi.
İhracatlık olanları sevkiyat sonrası tüketim noktalarında 10 gün raflarda durabildiği için 45 güne kadar soğuk hava depolarında tutabildiklerini aktaran Özkan, şöyle devam etti:
“Bursa siyahının özelliği budur. Biz coğrafi işaret alırken Aydın ile karşılaştırdık. Yani oradakiler bizi tutmadığı için zaten biz Bursa siyahı olarak bunu tescil ettirdik. Çeşit adı da ‘Dürdane’dir. Çiftçimiz için güzel bir geliri var. Tescille daha iyi gelir olacağına inanıyorum. Avrupa tescilini kullanmak için bize başvuran firmalar var. Kullanabilmeleri için birliğimize dilekçe vermeleri gerekiyor. Çiftçimize faydalı olacağına inanıyorum.”
“Ağacı kuraklığa dayanıklı, 3-4 adet yenildiğinde tok tutucu özelliği var”
Özkan, özellikle Avrupa’ya ihracat olduğu sürece çiftçinin ömür boyu iyi gelir elde edeceğini vurguladı.
İncirin, ağacı kuraklığa en dayanıklı meyvelerden olduğunu anlatan Özkan, “Dünyada incir üretilebilecek ülkeler de şu an incir üretmeye çalışıyorlar. Türkiye’de üretimin 2-3 katına çıkarılmasına çalışılıyor. Biz de zaten o yönde çalışmalarımızı yapıyoruz. Doyurucu olduğu için 3-4 adet yenildiği zaman tok tuttuğu için dünya genelinde üretiliyor; kıtlıklarda insanlar karnını doyurabilsin diye. Geleceği parlak.” diye konuştu.
Tescilden beklentilerine değinen Özkan, şunları kaydetti:
“Bursa siyah inciri, zaten bir markaydı, AB tescili ile daha iyi bir marka olduk. İncir satışlarımızın artacağına inanıyorum. Çiftçimize de ülkemize de daha fazla gelir kazandıracağını düşünüyorum. Hem maddi gelir hem Bursa siyah incirinin değeri açısından hem adımızı duyuracağımızdan dolayı çok şeyler katacağına inanıyorum. Başka illerden ihraç edilen incir, ‘Bursa siyahı’ adıyla satılamıyor. Mesela Aydın’dan ihraç edilen incir, ‘morgöz’ ismiyle satılıyor. Şu an Avrupa’da da onun önüne geçmiş olduk.”
“Pazarda ürünümüzün adıyla yer alanların karşısında durabileceğiz”
Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB) Başkanı Senih Yazgan da AB tescilinin meyvenin ihracattaki rekabet gücünü artıracağını vurguladı.
AB tescilinin, ürünün pazardaki değerinin korunmasını da sağlayacağına işaret eden Yazgan, “Aynı zamanda, alternatif ülkelerin pazarda bizim ürünümüzün adıyla yer alması halinde hukuki anlamda bunların karşısında durabileceğiz. Bu yüzden pozitif kazanımlar ve avantajlar getiriyor. Bir İspanya, Yunanistan, Bursa siyah inciri satamayacak. Geçmişte bunları biz savunamıyorduk, aynı ürünü koyuyorlardı hatta görsellerinde bile Bursa siyah incirini kullanıyorlardı. Artık bunları yaptıklarında biz hukuksal olarak, ‘Bu ürün bize aittir, tescilli bir üründür’ diyebileceğiz. Bu da bizim için büyük bir kazanım.” değerlendirmesini yaptı.
İncir üreticisi Halil İbrahim Özkan da Osmangazi ilçesi kırsal Karabalçık Mahallesi’nde 100 dönüm alanda faaliyet gösterdiklerini bildirdi.
Avrupa’ya, iç pazara yılda 80-100 ton satış yaptıklarını söyleyen Özkan, “Bu sene biraz kuraklıktan dolayı verim az, 60-70 tonda kalacak gibi. Tabii yurt dışında zaten 1 numaraydık. Bizim için Avrupa pazarı önemli. Şimdi ikiye katlayacak diye düşünüyoruz.” dedi.