Aydın, yazısında şu ifadeleri kullandı:

Bir zamanlar kestane dendiğinde akla Bursa gelirdi. Ankara’ya meclise, bakanlıklara, genel müdürlüklere iş gördürmeye gidenler de yanlarında da hep ikram olarak kestane şekeri götürürdü.

Şimdi öyle mi?

Maalesef, kestanesi ile ünlü Bursa’nın bu ünvanını da, termal, tekstil, havlu, bornoz da olduğu gibi civar iller kaptı.

Bursa kestane alanlarını imara açtıkça, ağaçları söküp yok ettikçe, kestaneyi de başka illerden temin eder hale geldi.

Büyükşehir Belediyesi, Bursa kestanesini geri döndürmeye dönük önemli bir hamle yaptı. Büyükşehir öncülüğünde, önceki gün Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde akademik bir panel vardı.

Panelin açılışında Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey kentimizin eski sembollerinden kestaneyi yeniden geri kazanma amaçlı yürütülen çalışmaları anlatmış.

Toplantıyı izlemedik ama Büyükşehir Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı’ndan gelen bülteni okuyunca önemsedik.

Adı Bursa ile özdeşleşmiş bir ürünümüz için düşünülen çalışmaları merak ettik. Başkan Bozbey o panelin açılışında, Bursalıların kestaneyi başka kentlerden temin etmesinin bu şehre yakışmadığını vurgulamış. Tüm kurum, kuruluş ve akademisyenlerle lezzeti diğer illere göre çok farklı olan Bursa kestanesini geri kazanmak gerektiğini hatırlatmış.

Kentimizin kestanesini yeniden dünyaya tanıtmaya dönük bir çaba içerisinde olacaklarına vurgu yapan Bozbey, Bursa’da üretimi 3,5 tona kadar gerileyen tonajı artırmaya dönük üreticilerin fide dağıtımıyla destekleneceğini ve sahip çıkacaklarını aktarmış.

“Bursa’nın markası olan kestane üretimine destek olmak bizlerin sorumluluğudur” diyen Bozbey bu konuda üstlerine düşeni yapmaya da hazır olduklarına değinmiş.

Bunun sözde kalmayacağına inanıyoruz.

Üretimi uygun bölgelerde çiftçilere bedelsiz dağıtılacak kestane fideleriyle tonajın artırılacağına inanıyoruz.

Büyükşehir Belediyesi’nin üniversiteleri, üreticileri ve işletmeleri de yanına alıp bu işin sürükleyicisi olmasını faydalı bulduğumuzu ifade etmek isteriz.

Olay Gazetesi Yazarı İhsan Aydın’ın yazısının tamamı için tıklayın…