Yılmaz, yazısında şu ifadeleri kullandı:
Cumartesi akşamı… Bursa Terminali Esnafları Derneği Başkanı Yılmaz Ataş’la konuşuyorduk. “Adıyaman’dan yola çıktık, 4 otobüs depremzedeyle Bursa’ya geliyoruz” diye başladı.
Sonra da…
Pazartesi günü yaşanan en büyük ve en yıkıcı iki depremin ardından hemen memleketi Adıyaman’a hareket ettiğini anlattı. Yıkık kent izlenimleriyle katıldığı çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Gerçekten…
Tarihin en büyük yıkımı ve bunun sonucunda yaşanan insanlık dramı var.
Ataş dedi ki:
“Durum vahim. Şehir merkezinin yüzde 80’i yıkılmış, kalan yüzde 20 kullanılamaz halde. İnsanların oturacakları evleri kalmamış.”
Aynı çaresizliğin…
Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Osmaniye ve depremi yaşayan diğer kentler için de geçerli olduğunu söyleyip ekledi:
“Bu insanların orada yaşayabilmeleri mümkün değil. Onun için bölgeden büyük bir göç başladı.”
Şu bilgiyi verdi:
“Allah razı olsun, Bursa Büyükşehir Belediyesi hemen Burulaş otobüslerini tahsis etti. Biz de 4 otobüs depremzedeyle Bursa’ya doğru geliyoruz.”
Aynı saatlerde…
Deniz Üzülmez de yine Burulaş’ın tahsis ettiği 5 otobüsle Hatay’dan Bursa’ya doğru depremzedelerle birlikte geliyordu.
Tahmini şu:
“Deprem yaşanan illerde 15-20 milyon kişini hayatı değişecek, 10 milyona yakın kişi Batı’ya göçecek. Bursa’ya gelenler 100 bin kişiyi bulur.”
Ortada…
Yıkılan kentlerde yaşamlarını sürdürme şansı kalmayan büyük bir nüfus var.
Elbette…
Bursa ve gidecekleri kentlerde sevgi kucaklaşması yaşanacak. Fakat, canını kurtarıp gelenleri buradaki yakınlarının üstüne bırakmak hiç doğru değil.
Yeni başlangıcın önemli merkezlerinden birinin Bursa olacağı anlaşılıyor.
İleride iş sorunu da yaşayacak depremzedeler için kamu ve yerel yönetimlerin önderliğinde, sivil toplum örgütlerinin de içinde olacağı acil eylem planı yapıp sevgi kucaklaşmasını sağlıklı sürdürmek gerekiyor.
Üstelik, zaman yok.
Gelsin kardeşlerimiz,gelsin acılarını paylaşalım ve bir nefesde olsa ferahlamasını sağlayalım.