Bursa’ya ‘İz Bırakan’ eğitim duayeni; Şükrü Akyollu

Ömrünün 60 yılını eğitime vakfeden Şükrü Akyollu, Tan Balat Okulları’nın kurucusu olarak görevinin başında. 1973 yılında başladıkları dersanecilik çalışmaları 1997 yılında okullaşma ile sonuçlandı. Bugüne dek 3 jenerasyonun eğitimini üstlenen Tan Eğitim Kurumları kurucusu Şükrü Akyollu, Balat’taki kampüste anaokulu, ilkokul, ortaokul, Anadolu Lisesi ve Fen Lisesi bölümlerinde 1.600’E yakın öğrencinin eğitim gördüğünü söylüyor.

Bursa’ya ‘İz Bırakan’ eğitim duayeni; Şükrü Akyollu

Röportaj: Murat Günay / Kamera: Bircan Örsel / Kurgu: Dilek Özyer

Benimsedikleri eğitim felsefesinin özetini, ‘temelinde maddi kazanç amacı gütmeyen, disiplinli, çağdaş, Atatürk ilkelerinden taviz vermeyen eğitimcilik’ olarak yapan duayen eğitimci ve Kimya Öğretmeni Şükrü Akyollu örnek kişiliğiyle hem eğitim camiasına hem de öğrencilere rehberlik etmeyi sürdürüyor. 300 kişilik çalışma kadrosuyla nitelikli eğitim hizmetleri sunmaya devam eden Tan Balat Okulları’na İz Bırakanlar programı için konuk olduk.

Sayın Şükrü Akyollu, Tan Balat Okullarının başarısında ve tercih edilmesinde, sizin öğretmen olmanızın etkisi var mı?

Evet, bu çok önemli bir etmen. Eğitimcilik çalışmalarımızı salt ticaret işi olarak görmüyoruz. Okulumuzun bir felsefesi var ve biz bu felsefeyle çocuklarımızı yetiştirmek istiyoruz. Ben şu anda 3. jenerasyondaki öğrencileri okutuyorum. Yani okuttuğumuz öğrencilerimiz büyükanne-büyükbaba oldular. Onların çocukları ve torunları da Tan Balat Okulları’nda okuyorlar. Bu elbette bir güvenin sonucudur. Veliler çocuklarını getirip; “Evet, Şükrü Hoca’nın olduğu yerde yanlış işler olmaz, çocuğumuz iyi eğitim alacaktır” diye düşünüyorlar ve bizlere emanet ediyorlar. Benim öğretmenlik deneyimim ve öğretmenlerimizin disiplinli çalışmaları başarı ve tercih konularında çok önemlidir. 

1973 yılında kuruluşu olan bir markanın Türkiye çapındaki bilinirliğini nasıl koruyorsunuz? 

Mesleğe 1968 yılında Malatya Turan Emeksiz Lisesi’nde başladım. Daha sonra Bursa Kız Lisesi’nde Kimya öğretmeni olarak göreve devam ettim. Bu deneyimlerin ardından özel öğretim alanında çalışma kararı aldım. 1973 yılında ortaklarımla birlikte Tan Dersaneleri’ni açtık. İlerleyen yıllarda dersane sektörü beni tatmin etmemeye başladı. Tabiri yerindeyse ‘kökten bir eğitimci’ olduğum için, sadece öğretim ile değil ‘eğitim’ ile de uğraşma gereğini hissettiğim için, ‘eğitim-öğretim işi okulda yürür’ diyerek 1997 yılında okulumuzu açtık. Önce anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise bölümleriyle hizmete başladık. 5-6 yıl sonra da Fen Lisesi açtık. Son olarak Balat semtinde bulunan kampüsümüzü yaptık. Bir eğitim-öğretim markasına dönüşmek çok zor bir uğraştır. Bunun için çağın gerektirdiği her eğitimi tamamladık ve kendimizi eğitmeye devam ediyoruz. 

Tan Balat Okulları Kampüsü

19.500 metrekare arazi üzerine kurulu ve net 11.000 metrekarelik bağımsız bir ada olarak tasarlanan Tan Balat Okulları mimari planlarında “okul yerleşkesi” olarak tasarlandı. İçinde anaokulu, ilkokul ortaokul, Anadolu Lisesi ve Fen Lisesi bölümleri bulunuyor. 1999 depremi sonrası inşaatına başlanan okul binası büyük yer sarsıntılarına dayanıklı olacak biçimde yapıldı. Radyan sistemli binada 460 ton demir kullanıldı. Kapalı yüzme havuzu, amfi tiyatro, yeşil alan, kapalı spor salonu, laboratuvarlar, hobi atölyeleri ve eğitim için gerekli birçok bölümün olduğu Tan Balat Okulları’nda yaklaşık 1.600 öğrenci ve 300’e yakın çalışan bulunuyor.

Teknik özellikler ne kadar mükemmel olsa da eğitim konusunun bir de nitelik-içerik yönü var. Tan Balat Okullarındaki nüanslardan da söz edebilir miyiz?

Okulumuzun ilkelerini ve eğitim anlayışımızı ifade etmek adına şunları söyleyebilirim; “Sevgi ve hoşgörü ortamı eğitimin olmazsa olmazıdır. Ancak sevmenin, öğrencileri şımartmak anlamına gelmediğini ayıran ince çizgiyi yakalayana gerçek öğretmen denir.” Kimya dersini herkese öğretebilirsiniz ama bununla kalmayıp kimyayı sevdirmek te gerekir. İşte asıl felsefemiz budur. Bizim eğitim kurumumuzun tercih edilme nedenlerinden biri olarak ‘disiplin’ kavramını vurgulamak isterim. Disiplin, kabaca değil bilimsel metotlarla öğrencileri öğrenmeye yönlendiren bir kavramdır. 

Sadece eğitimle ilgili olmadığınızı biliyoruz, el sanatları, zanaatkarlık gibi hobileriniz olduğunu hatta bunun için bir çalışma atölyesi yaptırdığınızı da biliyoruz. İnsanların hedefleri ve idealleri olacağı kadar hobilerinin de olması gereki değil mi hocam?

Ahşap ve elektriği birleştiren bazı ürünler üretmeyi bir hobi olarak yapıyorum, evet. Elbette bu hobiyi bir atölyede gerçekleştirmek gerekiyor. İlgilenen öğrencilerimizin o atölyeyi gezmelerine müsaade ediyorum. Oldukça eğlenceli ve öğretici sonuçlar çıkıyor. 

Satrançtan yabancı dile, sportif başarılardan global eğitim programlarına kadar birçok alanda başarılarınızı korumak için neler yapıyorsunuz?

Tan Balat Okulları’nın birçok alanda başarıları mevcut. Erasmus programlarından lise giriş sınavlarına, MUN yarışmalarından üniversite giriş sınavlarına kadar birçok farklı kulvarda Türkiye birincileri çıkarıyoruz. Mezunlarımızın elde ettikleri başarıları da takip ediyoruz ki şimdiki genç öğrencilere esin kaynağı olsunlar. Dünyanın birçok noktasında Tan Balat Okulları mezunlarını profesör, doçent ya da öğretim görevlisi olarak görmek bizi gururlandırıyor. Özel sektörü tercih eden ve ülke çapında çok başarılı olmuş çocuklarımız var. Başarı, Tan Balat Okulları için en değerli geleneklerden biridir. Bizim hitap ettiğimiz veli profilimiz de böyledir; kültürlü, eğitimli, eğitim ve öğretime değer veren insanlardan oluşur. Başarının sürekliliğinin anahtarı ilkeli olmaktır

Sayın Şükrü Akyollu, yönetim anlamında oğlunuz Can Akyollu şu anda Genel Müdür olarak görev başında. O da kendini eğitime adamış bir insan mı?

Belli ilkelere bağlı ve geleceğe umutla bakan bir yönetici jenerasyonu var Türkiye’de. İşte Can Bey de o yöneticilerden biri oldu. Ancak okulda en alt seviyeden göreve başladı. Genel Müdürlük seviyesine gelene kadar her detayı öğrendi. Amerika’daki bilgisayar eğitiminden sonra Türkiye’ye gelen oğlum, eğitim fakültesini bitirerek öğretmenlik yapmaya hak kazandı. Şimdi de kendisi Türkiye Özel Okullar Birliği yönetim kuruluna girdi. Merhum eşim Sayın Ülkü Akyollu Matematik öğretmeniydi ve Bursa Kız Lisesi’nde 21 yıl öğretmenlik yapmıştır. Öğretmen anne-babanın çocuğu olarak Can Akyollu bana göre son derece saygılı ve sevgili bir evlattır. İnşallah bu kurumu layıkıyla geliştirecek ve Atatürk ilkelerinin ışığında geleceğe götürecektir. İstanbul’daki kızım da eğitime gönül vermiş bir insandır. Şu anda AÇEV Vakfında Genel Müdürlük görevini sürdürmektedir. 

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X