Yılmaz, yazısında şu ifadeleri kullandı:
Fotoğrafı… Yol ve Ulaşım Uzmanı olarak düşüncelerine sık sık yer verdiğimiz İnşaat Yüksek Mühendisi M. Tözün Bingöl çekti.
Yeri de…
Bursaray’ın BTÜ Mimar Sinan Yerleşkesi önündeki durak.
Şunu aktardı:
“Büyükşehir Belediyesi, bahar yağışları öncesinde ekip kurup mazgalları tek tek temizliyor. Çöpleri alınan mazgallar basınçlı suyla yıkanıp, olası taşkın anlarında yollarda su birikmemesi sel yaşanmaması için tahliyeyi sağlıyor.”
Onu üzen şu:
“Çıkan çöplere baktım. Gıda ambalajı, sigara izmariti, plastik poşet ilk sırada. Kentlilik bilincimiz ne yazık ki trafik bilincimiz gibi gelişmemiş. Çöpler mazgalları tıkadığında sel oluyor.”
İki mesajı var:
Bir…
“Ekip kurup mazgalları temizleten Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ı kutluyorum.”
İki…
“Toplumda farkındalık oluşturmak için çıkan çöpler temizlenmeli.”
Bunun sık sık yapılması gereken bir şey mazgallar doldu buskiye yazdım hala bekliyoruz ateş alev alsa uçacak havaya okadar yani
sergilenmeli
Merhum bir esnaf ağabeyimiz gurbetçi ailenin daveti üzerine ALMANYA’ya gider.Beraber yeşillikte yedikleri meyvenin kabuğunu ağacın dibine bırakır.Bu esnada ihtiyacı için oradan ayrılan gurbetçi gelince bakar kii Alman yaşlı bayan seni şikayet edeceğim,görevlilere bildireceğim demektedir.
Misafirine sorar gurbetçi kardeş.Ağabey sen ne yaptın der.
Misafir ağabeyimiz ;Ben birşey yapmadım amma yediğim meyvenin kabuklarını şu ağacın dibine bıraktım der.
Hemen o kabukları toplar ve çöp kovasına bırakırlar.
Toplumumuzda bu şuur neden yok.
Esasen dinimiz çevre temizliğine dikkatimizi çeker ve sorumluluğumuz olduğunu bildiriyor.
Yani ne yaradanın emrine ne devletin yasasına kulak asmayan ,keyfilkikleri ile çevresini kirleten bir insan topluluğuna dönmüşüz.
Cenent vatanı bu haliyle cehenneme çevirmede yarış yapmak ,bizlere yakışmıyooooor.