Özdal, yazısında şu ifadeleri kullandı:

Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Levent Akın, “100 kişi aşı randevusu alıyorsa 25 kişi aşıya geliyormuş. 75 kişilik kontenjanı gereksiz bloke ediyormuş. Bu hem kendileri için hem de Türk toplumu için zarar. Muhakkak aşı randevusuna gidip aşı olmamız lazım. Sonbahar mevsiminde olabilecek riski en aza indirmiş oluruz” demiş.

İyi, güzel ama bu açıklamanın hiçbir caydırıcılığı yok.

Yani bu sözler, aşı randevusu alıp da gitmeyenlerin veya sırası gelmesine rağmen aşı olmayı aklından bile geçirmeyenlerin bir kulağından girer, öteki kulağından çıkar.

Çünkü aşı zorunlu olmadığı sürece, aşı olmayanlara ağır cezalar gelmediği müddetçe, aşı tavsiyelerinin sonuç vermeyeceği, yüzde 75’lik fireden belli.

Böylesine yüksek oranda firenin verildiği bir ülkede, toplumsal bağışıklıktan söz edilebilir mi?

Peki neden aşı zorunlu olmalı?

Aşı olmayanların sağlığı için değil elbette.

Çünkü, saçma sapan hurafeler nedeniyle kendi sağlığını düşünmeyen birine devlet ne  yapsın?

Aşı zorunlu olmalı çünkü aşı olmayanlar, çevresindekiler için bir numaralı tehdittir.

Aşı zorunlu olmalı çünkü sırası gelip de aşı olmayan birinin ‘canlı bombadan’ bir farkı yoktur.

Aşı zorunlu olmalı çünkü aşı olmamak için direnenler yüzünden, salgın bitmeyecek.

Olay Gazetesi Yazarı Mustafa Özdal’ın yazısının tamamı için tıklayın…