Endüstriyel arıtma tesisi, filtreye ihtiyaç duyulmayan firma yapıları ve daha da önemlisi 20 yıl önce bölge kurulurken sağlanan çevre bilinci NOSAB’ı bir adım öne çıkarıyor. Kendisi de sanayici olan Başkan Erol Gülmez, güneş enerjisini daha verimli kullanacak sistemlerin başvuruları hakkında müjde verdi.
Sayın Erol Gülmez, NOSAB sınırları içinde 320 işletme faaliyet gösteriyor. Büyük bir enerji tüketimi söz konusu. NOSAB’daki tüketimi azaltmak adına projeler üzerinde çalışılıyor mu?
Tabii ki çalışılıyor. Son dönemdeki artışlar yüzünden enerji bedelleri sık sık gündeme geliyor ama biz bundan daha önce çalışmalar yapmaya başlamıştık. Enerji ithalatı en büyük gider kalemlerinden biri olduğu için hep dikkatli davrandık. Enerji tasarrufu konusunda yıllardır tüm NOSAB üyesi sanayicilere eğitimler vermekteyiz. Şu an itibarıyla NOSAB’da 30 milyon kilowatt elektrik tüketimimiz var. Bu çok büyük bir rakam. Bu durum ile ilgili olarak NOSAB’ın kurumsal binalarının hepsinin üstüne GES (güneş enerjisi sistemi) panelleri için başvurumuzu yaptık. Bölgemizde de 11 firma çatılarına GES panelleri kurmak için bizden onay aldı. Biliyorsunuz bu, uzun bir süreçtir. Bu paneller elektrik enerjisi tasarrufu sağlayacak. Düşünün ki ithal ettiğiniz bir ürünü kendiniz çatınızdan sağlıyorsunuz ve tasarruflar yapıyorsunuz. Her firmaya fayda sağlayacak bir girişimde bulunuyoruz.
Doğanın daha az zarar görmesi adına, arıtma tesisleri ve baca filtreleri konusunda gerekli denetimler yapılıyor mu?
NOSAB, Türkiye’de endüstriyel arıtma tesisi sahibi olan tek organize sanayi bölgesidir. Bu kimyasal arıtma anlamına beliyor. Yani bizim arıtma tesisi proseslerinden sonra doğaya deşerj ettiğimiz su içme kalitesindedir. 15 yıldır bu sistemi kullanıyoruz. Tabii bunun ciddi bir maliyeti var. Kıyaslamak adına şöyle bir örnek verebilirim, biyolojik arıtma kullanan sanayiciler o arıtmaya gönderdikleri atık suyun metreküpüne aylık 1,5-2 TL para öderler. Endüstriyel yani bizim kullandığımız arıtma sisteminde ise bu bedel metreküp başına 50-55 TL arasında değişir. Arada büyük fark var değil mi? Ama bu farkı biz NOSAB sanayicileri olarak göze alıyoruz çünkü karlılık kriterimiz yoktur. Çünkü doğanın daha az zarar görmesini istiyoruz ve gelecek kuşaklara daha temiz bir Nilüfer bırakmak amacındayız. Bu endüstriyel arıtmanın yatırım, bakım, amortisman bedellerini genel bütçemizden karşılıyoruz. Farklı bir OSB’de aynı işi yapan firma ile kıyaslandığında üretim maliyetlerini artıran bir faktördür. Fakat buradaki sanayicilerimiz çoğunlukla ihracat yapmaktadırlar ve yurtdışında çalıştıkları birçok yabancı şirket belli bazı belgeler istemektedir. Örneğin doğayı ne kadar kirlettiğinizi ölçen sertifikalar, örneğin geri dönüşüm sertifikaları… Yani doğayı koruyarak sanayi üretimi yapmanın yüksek bir maliyeti var ve biz NOSAB sanayicileri olarak bu maliyet farkını göze alıyoruz. Baca filtreleri konusunda da çok hassas davranıyoruz. NOSAB bölgesinde havaya buhar salan bir işletme yok dolayısıyla filtrelere ihtiyaç yok çünkü biz bölgemizde kuruluştan itibaren özellikle tekstil üretimi yapan fabrikalara müsaade etmedik.
NOSAB üyelerinin hem bireysel hem de kurumsal anlamda iklim değişikliğine karşı daha bilinçli olmaları için eğitim çalışmaları düzenliyor musunuz?
Marmara müsilajından dolayı firmalarla bir araya gelerek bilgilendirme toplantıları yaptık. Bölgemizdeki firmaların çevre konusunda duyarlı olmaları, en azından ekolojik anlamda güncellenebilmeleri için bu toplantıları hiç aksatmadan gerçekleştiriyoruz. Sağ olsunlar, bütün firmalar da katılım gösteriyorlar. Ben, NOSAB’daki görevimin yanı sıra Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kurulu (OSBÜK) yönetim kurulu üyesiyim. NOSAB’daki bütün firmalarımızı OSBÜK’te verilen, çevreyle ilgili çalışmalara katılmaya teşvik ediyorum.
Gelişen teknolojilerin kullanılması hem enerji tasarrufu sağlayıp hem de üretim faaliyetlerine katkı sağlar mı? Örneğin enerji maliyetlerinin düşürülmesi karlılığı artırır mı? Ya da istihdam üzerinde dolaylı olarak olumlu bir etki yapar mı?
Eskiden bir ürünün oluşmasında enerji maliyeti şu anki kadar yüksek değildi. Son bir yılda doğalgaz faturalarına yüzde 520 zam geldi. Yani bir yıl önce 1 milyon TL ayda doğalgaz faturası ödeyen bir firma şimdi ayda 5,2 milyon TL ödüyor. İşte bu noktada tasarrufun önemi ortaya çıkıyor. Elektrikte de yüzde 250 civarında zam geldi. Böyle olunca, ürettiğiniz üründeki hammadde ve işçilik giderlerinin payı ile enerji maliyetlerinin payı neredeyse aynı olmaya başladı. Bu rekabetinizi, ihracatınızı etkilemeye başladı. Enerji konusunda yapılacak her iyileştirme çalışması zincirleme olarak maliyetlerinize, karlılığınıza, ihracatınıza ve istihdamınıza olumlu yansıyacaktır.
Sayın Gülmez, siz de sanayici ve firma sahibi bir insansınız. Kendi işletmelerinizde de enerji verimliliği ve tasarruflar konusunda gerekli tedbirleri alıyor musunuz?
Evinize bir buzdolabı almak istediğinizde öncelikle daha az elektrik tüketen ürünü arasınız değil mi? Biz de makine yatırımları yapacağımız zaman enerji verimliliği en yüksek olan marka ve ürünleri tercih ediyoruz. Hatta sanayi bakanlığımızın bu alanda teşvikleri var. Elimizdeki eski elektrik motorları yenileriyle değiştirildiğinde bir hibe ve katkı söz konsudur. Hem kendi yönetim grubumuzu hem de NOSAB’daki firmaların yönetimlerini bu konuda sürekli bilgilendirip bilinçlendiriyoruz.
NOSAB yönetim binalarında geri dönüşüm kutuları ve kumbaralar gördük. Burayı ziyaret eden sanayici ve vatandaşlar mutlaka örnek alıyorlardır değil mi?
20 yıl önce NOSAB’ı kurduğumuzda, kurucu başkanımız ve yönetim kurulundaki arkadaşlarımızla bir karar almıştık; “Çevreye karşı duyarlı olacağız ve çalışanlarımıza da bu bilinci aşılayacağız” dedik. O günden sonra tavizsiz biçimde bu ilkemizi her firmada hayata geçirdik. O gün bir karar daha almıştık ve sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştireceğimize dair birbirimize söz vermiştik. Bu projeleri de uyguladık. Bu sosyal sorumluluk projelerinden ilki Bursa Esentepe’de bir ilkokul yaptırmak idi. Bunu da Milli Eğitim Müdürlüğümüze hibe ettik. Ancak bu okulumuza desteğimizi sürdürüyoruz ve hep sürdüreceğiz çünkü tabelasında NOSAB İlkokulu yazıyor. Çevremizde bulunan ilkokul, ortaokul ve meslek liselerine destek veriyoruz. Bu projenin yanı sıra sanayicilerimiz tarafından oluşturulan NİLSİAD derneğimiz aracılığıyla 20 yıldır, her yıl 100’ün üzerinde üniversite öğrencisine burs veriyoruz. Bütün firmalarımız bu projeye katılıyor. Ayrıca 100 ile 140 arasında değişen küçük öğrencinin eğitim gördüğü NOSAB kreşimizi kurduk. Çok kapsamlı bir eğitim veriyoruz çocuklarımıza.
FABRİKA ÜZERLERİNE GES PANELLERİ
“Bugün ve gelecek bize ait değil, insanları ve sonraki kuşakları da düşünmemiz gerekli… Bu dünyada bizden sonra da insanlar yaşayacak. Sadece bugünü düşünerek üretim yaparsak en önemli değerlerimizi yitiririz. NOSAB’da 320 firma faaliyet gösteriyor. Bu firmalarda çalışan yöneticiler oldukça duyarlılar. NOSAB binalarının üzerine GES panelleri kurmak için gerekli makamlara başvurularımızı yaptık. Bizimle beraber, NOSAB bölgesinden 11 firma daha çatılarına GES panelleri kurmak için başvuruda bulundular. Bu sayının günden güne artacağından eminim.”
KENDİMİZ ÜRETMELİYİZ
“3 gün boyunca makinelerin durması olayı bir daha yaşanmamalı… Enerji gerçekten çok önemlidir… Biz ülke olarak cari açığı olan bir ülkeyiz. Cari açığı olan ülkeler tam bağımsız olamaz. Hatırlarsanız kış aylarında, İran’dan ülkemize doğalgaz aktarımında yaşanan bir teknik sorundan dolayı, 10 gün boyunca, 3’er gün, makinelerimizi dönüşümlü olarak durdurduk. Bu üç gün telafi edilebilir ama daha uzun kesintileri düşünmek istemiyoruz. Enerjiye kendimiz sahip olmalıyız. Pahalı bile olsa enerjiyi biz kendimiz üretmeliyiz. Eskiden enerji yatırımları ile ilgili geri dönüşüm amortisman süreleri 8-10 yıl idi ama bu süre şimdi 3,5-4 yıla düştü. Biz sanayiciler için gayet makul bir süredir. O yüzden ben, bütün sanayicilerin, en azından çatılarına GES panelleri yaptırmaları konusunda teşvik edilmelerini istiyorum.”