Seferihisar açıklarında meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremde yıkılan binalardan Rıza Bey Apartmanı’nda ikiz kardeşler Çınar ve Sayra Alpgündüz, el ele can verdi. Rıza Bey Apartmanı’nın karşısındaki bir mağazada çalışan Emre Cihan (27), ikizlerin sürekli iş yerine geldiğini, depremden birkaç gün önce telefon kılıfı sipariş ettiğini ve deprem olmadan birkaç saat önce kılıfların geldiğini söyledi. Cihan, “Onlar bizim gözbebeklerimizdi. Cıvıl cıvıllardı, hayat dolulardı. Çalıştığım yere sürekli gelirlerdi. Bana ikisi de telefon kılıfı siparişi vermişti. Hatta kılıfların gelmesi uzun sürünce, mağaza müdürüme söylemişler. Depremin olduğu gün sipariş ettiğim kılıflar geldi. Arasında onların istediği kılıflar da vardı. Ben o gün astım ve etiketlerini bastım. O gün gelmelerini bekliyordum ama gelmediler, gelemediler” dedi.
‘CEHENNEMİ HATTA KIYAMETİ YAŞADIK’
Mağazanın çalışanı Emre Cihan, deprem sırasında yaşadığı korku dolu anları anlattı. Deprem başladığında panik içinde caddenin karşısında yıkılan Rıza Bey Apartmanı’na doğru koşmaya başladığını söyleyen Cihan, iş arkadaşının onu uyarması sayesinde saniyeler sonra yıkılan binaya doğru gitmediğini belirterek, şunları söyledi:
“O gün iş arkadaşımla beraberdik. Önce hafif bir sallandık. İş arkadaşım normal bir İzmir depremi, ne kadar sürebilir ki diye düşündü ama daha önce depremi yaşadığım için ufak bir sallantıda bile dışarıya kaçan insanım. Deprem başlayınca kendimi geri geri koşarak dışarı attım. Farkında olmadan yıkılan Rıza Bey Apartmanı’na doğru kaçmaya başladım. Yolun yarısını geçtim. Yan taraftan bir esnaf arkadaş geldi, birbirimize tutunmaya çalıştık ama yer bizi silkeledi. Bu sırada iş arkadaşım gelip Rıza Bey Apartmanı’nın önüne gitmemi engelledi. ‘O tarafa değil’ diyerek kolumdan tutup çekti. Arkamı döndüğümde oradaki bir dükkanın çökmeye başladığını gördüm ve bina komple çöktü. Ardından toz bulutu her yeri kapladı. Biz o toz bulutunu bina üstümüze doğru yıkılıyor sandık. Hala yuttuğumuz tozlardan öksürüyoruz. Camların, kolonların patlaması, o sesler, insanların ‘yardım edin’ çığlıkları. Biz o gün burada cehennemi hatta kıyameti yaşadık. Herkes bir tarafa koşuyordu. Göz gözü görmüyordu.”
‘UMARIZ YAŞIYORDUR VE FOTOĞRAFINI GELİP ALIR”
Arama kurtarma ekipleri tarafından Rıza Bey Apartmanı’ndan çıkan müşterisine ait bir vesikalık fotoğrafın kendisine bırakıldığını belirten Cihan, fotoğrafın ait olduğu kişinin ismini bilmediğini ancak sürekli müşterisi olduğu için gülümsemesinden tanıdığını belirterek, “Enkazın ilk günlerinde arama kurtarma ekiplerinden gelenler, enkazdan bir kadına ait vesikalık fotoğraf bulmuş. Bize tanıyıp tanımadığımızı sordular. Tanıdığımız bir müşterimizdi, ben fotoğrafa bakınca gülümsemesinden tanıdım. Sürekli gidip gelen bir müşterimizdi. İsmini bilmiyoruz, enkaz da mı kaldı, sağ mı onu da bilmiyoruz. Biz Rıza Bey Apartmanı’nın karşısındayız. Yakını gelsin, eğer iyiyse kendisi gelsin. Biz bu fotoğrafı bilgisayarımızın başköşesine astık ama baktıkça acı çekiyoruz” diye konuştu.
DEPREME İKİNCİ KEZ YAKALANDI
Daha önce Gölcük depremini de yaşadığını dile getiren Cihan, bu kez de depreme İzmir’de yakalandı. Gölcük depreminde 5 yaşında olduğunu söyleyen Cihan, “Ben Sakarya’daki depremi de yaşadım. Yaş o zaman 5’ti. Şimdi 27. O zaman da çok net hatırlıyorum. Duvarların içindeki tuğlaların gıcırtısını duymuştum. Benim annem babam çok şakacı insanlar. Anne baba odayı niye sallıyorsunuz, odayı sallamayın diye bağırmıştım. Akrabalarımız İzmit, Yalova civarındaydı ve babamın üstünden ölü kokusu bir hafta çıkmamıştı. Deprem olunca yaşadığım o deprem aklıma geldi. Kalıcı etkileri de var. Ufak bir sallantıda bile kaçıyorum” dedi.