Toros, AA muhabirine yaptığı açıklamada, rüzgar aracılığıyla her yıl milyonlarca ton tozun, çöl yüzeyinden havalanarak kıtalar ve okyanusları aşmak suretiyle atmosferde yaptığı yolculuğun, normal bir durum olduğunu kaydetti.
Sahra Çölü’nden atmosfere karışan tozların, zaman zaman görüş mesafesini etkileyebilecek seviyelere ulaşabildiğini dile getiren Toros, havadaki tozların yeryüzünde birikebildiğini veya yağmurla yere ulaşabildiğini anlattı.
Toros, suyun buharlaşmasıyla tozun kaldığını ifade ederek, “İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Modelleme Takımı değerlendirmelerine göre, Türkiye’nin batısı sahradan gelen çöl tozu etkisinde. Çöl tozunun bugün İstanbul’da daha da etkili olması bekleniyor. Avrupa genelinde görülen çöl tozu etkisi hafta sonuna kadar ülkemizin batı kesimlerinde yer yer etkin olarak hissedilecek. Gece, bağıl nem miktarının artmasıyla araçlar üzerinde de görülebilecek.” dedi.
Solunum yolu hassasiyeti olanlar dikkat
Prof. Dr. Hüseyin Toros, çöl tozu içeren yağmurların, içinde barındırdıkları mineraller sayesinde bitkilerin gelişiminin ve veriminin yükselmesine katkı sağladığını dile getirerek, çöl tozları toprak verimliliğini arttırırken radyo iletişimi, hava ve kara ulaşımı gibi alanlarda olumsuz etki yaratabildiğini anlattı.
Şehirlerde var olan hava kirliliğine ek olarak çöl tozlarının eklenmesinin sağlık sorunlarını arttırdığını vurgulayan Toros, şöyle devam etti:
“Havadaki toz yoğunluğunun artması solunum yolu hassasiyeti olanlar başta olmak üzere yaşlılar ve çocukları daha fazla etkiler. Çok küçük çaplı tozlar solunum sistemimizin sahip olduğu süzgeci geçerek akciğerlerimize kadar ulaşabilir. Yoğun ve uzun süreli toza maruz kalmak bağışıklık sistemimizi olumsuz etkiler. Kum ve kuvars içeren çöl tozları silikozis hastalığını tetikleyebilir. Bu olumsuzluklara rağmen çöl tozlarının ekosistemin devamlılığındaki rolü büyüktür. Örneğin denizdeki canlı hayatının demir gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli rol oynar.”