Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, maden işçileriyle Dedeman Otel’de düzenlenen iftarda bir araya geldi.
Yeni bir dönemin eşiğinde bulunduklarını ve yine çözümü millette aradıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne diyoruz? ‘Güçlü Meclis, hükümet ve Türkiye’. Onun için de desteğinizi bekliyoruz.” dedi.
“Buralara hasım olanlar ders alsınlar”
Erdoğan, birbirlerinden sinerji ve güç almaları gerektiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“O enerjiyi alacağız ki, buralara hasım olanlar ders alsınlar. Çünkü hasım olanlar var, hazmedemeyenler var, yalan yanlış vaatlerde bulunanlar var. Ama biz yaptıklarımızla konuşuyoruz, yalan yanlış değil. Biz bir şeyi söylersek onu yaparız, yapamayacağımızı asla vadetmeyiz.
Madenciliği de kapsayan enerji sektörü, dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemiz için de stratejik öneme sahip. Biz ithali durduracağız. ‘Niye ithali durduracağız? diyoruz. Sebebi şu; Bizim bütçemizde bir cari açık varsa bunun en önemli sebeplerinden bir tanesi ithal enerjidir. Şimdi ‘termik santral’ dediğimiz olay kömürden kaynaklanıyor. Ben bunu niye ithal ile yapayım. Bizim şu anda Trakya’dan tut, Şırnak’a kadar devasa bir damar var. Bu damarda ne var? İşte yerli kömür var, bizim buraları hayata geçirmemiz lazım.”
Maliyetinin biraz yüksek olabileceğine işaret eden Erdoğan, “Hiç olmazsa bizim cari açığımızı körüklemez. Şimdi işte bu adımı atıyoruz. Ciddi bir noktaya da geldik. Onun için milli enerji ve maden politikasını oluşturduk. Çok uzun ve kapsamlı bir çalışmayla oluşturduğumuz bu politikayı arz güvenliği, yerlileştirme, öngörülebilir piyasa olmak üzere üç ayak üzerine oturtuyoruz.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için yerli kaynakların en üst düzeyde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
“Kendi kaynaklarımızı harekete geçirmeye başladık”
Her bir başlığın altında çok önemli açılımların bulunduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
“İthalata dayalı enerji politikalarıyla daha fazla yol kat edemeyeceğimizi gördüğümüz için kendi kaynaklarımızı harekete geçirmeye başladık. Ve bunda da güzel mesafeler alıyoruz. Bize siyaset mühendislerinin değil, maden, petrol, makine mühendislerinin lazım olduğu bilinciyle insan kaynağımıza yatırım yaptık. Bunun için geçtiğimiz 16 yılda eğitim yatırımlarını bütçede ilk sıraya çıkardık.
Bir numara eğitim, arkasında sağlık, arkasında adalet-emniyet, arkasında ulaştırma-enerji, dış politika, tarım, bunlar arka arkaya geliyor. Bunların hepsinde sıçrama yapan bir Türkiye. Eğitim seviyesi arttıkça, eskiden beri milletimize dayatılan kimi yanlışlarla daha kolay mücadele edebileceğimize inanıyoruz. Yıllarca bu ülkede maden sektörü, kimi zaman çevrecilik adına, kimi zaman ‘ekonomik değil’ diye horlandı, ötelendi, örselendi. Termik santral inşaatlarına karşı akıl almaz dirençler gösterildi. Kömürün sanayide kullanımı engellenmeye çalışıldı.”
“Vakit kömür vakti”
Erdoğan, halbuki Türkiye’ye örnek gösterilen Avrupa’ya bakıldığında hala elektrik enerjisini büyük bölümünü kömürden elden eden bir Avrupa’nın bulunduğuna dikkati çekti.
Başta Almanya’nın bu konuda çok önde olduğunu anlatan Erdoğan, “Kimse onları değerlendirerek hareket etmiyor. Bize kalkıp, ‘yok şöyleydi, yok böyleydi’ diyorlar. Biz, onlara serbest olan kömürü, bize haram etmeye çalışanların niyetinin aslında ne olduğunu çok iyi biliyoruz.” dedi.