Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından düzenlenen anma töreninde açıklamalarda bulundu.
Erdoğan’ın yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:
“Gazi’nin tavsiyesine uygun şekilde ilim ve akıl yolundan giderek hatırasını yaşatmak yerine onu dogmalaştırmak suretiyle mirasının içini boşaltmaya çalışanları milletimizin takdirine havale ediyoruz.
Ülkemizin demokrasi ve kalkınma mücadelesini Gazi Mustafa Kemal’in arzu ettiği şekilde sürdürüyoruz. Milletimizin özgürlüğü devletimizin yaşaması için taş üstüne taş koyan herkesten Allah razı olsun diyorum. devletin sahibinin millet olduğu gerçeğini aklımızdan çıkarmadan insanlarımıza layık olduğu hizmeti sunma gayretindeyiz. Vesayetçi anlayışla çarpışa çarpışa hedeflerimize ulaşmaya çalışıyoruz.
Yıllarca bu ülkeyi bir avuç elit eliyle adeta babalarının malı gibi kullanmaya alışmış olanlar, her yolu deneyerek üzerimize geldiler. Kendilerini devletin sahibi, Batı’nın kölesi olarak gören vesayetçi anlayışla çarpışa çarpışa ülkemizi cihanşümul hedefleriyle buluşturduk
Türkiye’nin son 18 yılında yaşananlara bu gözle bakmak gerekir. Sınırlarımıza ve ekonomimize yönelik sabotajların gerisinde hep bu kavga vardı. Türkiye bir asır önce başlattığı İstiklal Harbi’ni yeniden ve daha güçlü sürdürdüğü için böylesine derin ve alçakça kuşatmaya maruz kaldı.
Ülkemize çizilen o dar sınırların içerisinde kalsaydık bu sıkıntıların hiçbirini yaşamazdık. Türkiye bir asır önce başlattığı İstiklal Harbini yeniden ve daha güçlü bir şekilde sürdürüyor.
Allah şahittir ki, ‘Ezan susmayacak, bayrak inmeyecek, millet bölünmeyecek, vatan parçalanmayacak, ülkemiz büyüyecek, devletimiz güçlenecek’ derken hep samimiydik.
Uğradığımız gizli açık saldırıların bir tarafında kuşkusuz ekonomi vardı. Kredi derecelendirme notlarının objektif verildiğini söyleyen çıkamaz. Batı’da ülkemize yönelik eleştirilerin gerçek olduğunu söyleyecek biri çıkamaz. Ekonomide yaşadıklarımızın kendi mecrasının ürünü olduğunu kim iddia edebilir. Dünyadaki ekonomik sıkıntılar salgınla daha da artmışken Türkiye en az kayıpla süreci yürütmeyi başarmıştır.
Türkiye’nin IMF’ye borcunu sıfırladık. Borç konusunda en ufak bir ilişkimiz kalmadı. Osmanlı döneminde kapitülasyon şimdi IMF. Rabbim bunların eline bizi düşürmesin. Türkiye’yi faiz, kur, enflasyon sarmalıyla modern kapitülasyonlara mahkum etmek isteyenlerle tarihi bir mücadele veriyoruz.Önümüze çıkartılan siyasi engelleri aşarak yolumuza devam ediyoruz. Israrla ekonomimizi kötüleyenlerin gayesinin üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğunu anlamak için çok derin teknik analizlere gerek yoktur.
Bizim kalkınma politikalarımızın ve uygulamalarımızın merkezinde istihdam yer almıştır. Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokma hedefini 83 milyonun tamamına yayarak gerçekleştirmek istiyoruz. Bunun Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e en güzel armağan olacağına inanıyoruz.”