Kimileri, demokratik yollarla işbaşına gelmiş iktidardan ve sandıkta halkın yarısından fazlasının desteğini arkasına alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı görevden uzaklaştırmak için darbe, salgın hastalık, ayaklanmaya kadar bir çok beklenti içindeler.
Bakanlık da yapmış bir siyaset eskisi ise başörtülü yargıçların vereceği kararlardan kuşku duyduğunu söylüyor. Irkçı, ayrıştırıcı, nefret içeren bu dili kabullenmek mümkün değil.
Türkiye darbelerden cuntalardan, cunta heveslilerinden, ötekileştirici dilden, eylemlerden, fiillerden çok çekti.
Tek tipçi beyinlerin ülkeyi germe çabaları bitmiş değil.
Yüz binlerce insan bu yüzden mağdur oldu, anayasal hakları ellerinden alındı, gasp edildi, eğitimden, memuriyetten yoksun bırakıldı.
Ülkemizin demokrasisi defalarca kesintiye uğratıldı.
2021’e gelindiğinde halen darbelerden medet ummak, işbaşındaki iktidarı değiştirmek için demokratik yolların dışına sapmak, afet, kalkışma, halk ayaklanması beklentisine girmek, orduyu, ‘darbe kabiliyeti yok’ diye kışkırtmak, azmettirmek ne utanç verici bir durum.
Sanki, darbeden kendisi/kendileri zarar görmeyecek.