Diyarbakır’da Öcalan’ın mesajı okundu

Diyarbakır’daki nevruz kutlamalarında İmralı Cezaevi’nde ömür boyu hapse mahkum edilen Abdullah Öcalan’ın mesajı, Türkçe ve Kürtçe okundu.

Diyarbakır’da Öcalan’ın mesajı okundu

Diyarbakır Bağlar ilçesindeki Newroz Parkı’nda düzenlen nevruz kutlamalarında HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan’ın Öcalan’ın mesajını Kürtçe okumasının ardından, HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, mesajı Türkçe okudu.

Barışın, eşitliğin, özgürlük ve demokrasinin yanında yer alan tüm halkların ve dostların nevruzunu selamlayarak başlayan mesajda, emperyalist kapitalizmin ve despotik yerel işbirlikçilerinin tüm dünyaya dayattığı neo-liberal politikaların krize yol açtığı, bölge ve ülkede çok yıkıcı bir şekilde yaşandığı ileri sürüldü.

Mesajda, şu ifadelere yer verildi:

”Halklarımızın ve kültürlerinin etnik ve dini farklılıkları, bu kriz ortamında, anlamsız ve acımasız kimlik savaşlarıyla tüketilmektedir. Ne tarihi ne çağdaş, ne de vicdani ve siyasi değerlerimiz bu tabloya asla sessiz ve bigane kalamaz. Bilakis acil bir müdahale, dini inançlarımız, siyasi ve ahlaki sorumluluğumuzun gereğidir.”

”Ülke halklarının, demokrasi, özgürlük, kardeşlik ve onurlu barışı için yürüttükleri mücadelenin bugün tarihi bir eşikte olduğunun” öne sürüldüğü mesajda, şunlar kaydedildi:

”Kırk yıllık hareketimizin acılarla dolu geçen bu mücadelesi, boşa gitmediği gibi aynen sürdürülemez bir aşamaya da varmış bulunmaktadır. Tarih ve halklarımız bizden dönemin ruhuna uygun bir demokratik çözümü ve barışı talep etmektedir. Bu temelde tarihi Dolmabahçe Sarayı’nda, hepimizce resmen ilan edilen 10 maddelik deklarasyon temelinde yeni bir süreci başlatma görevi ile karşı karşıyayız. Deklarasyon gereği ilkelerde mutabakat oluşmasıyla birlikte PKK’nın Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı yaklaşık kırk yıldır yürüttüğü silahlı olan mücadeleyi sonlandırmak ve yeni dönemin ruhuna uygun siyasal ve toplumsal strateji ve taktiklerini belirlemek için bir kongre yapmalarını gerekli ve tarihi görmekteyim. Umarım ilkesel mutabakata en kısa sürede varıp Parlamento üyeleri ve İzleme Heyetinden teşkil edilen bir hakikat ve yüzleşme komisyonundan geçerek, bu kongreyi başarıyla realize etme durumunu yaşarız. Bu kongremizle birlikte artık yeni bir dönem başlamaktadır.”

”Kardeşçe yaşama sürecine giriyoruz” 

“Bu yeni dönemde, Türkiye Cumhuriyeti dahilinde özgür ve eşit anayasal yurttaşlık temelinde demokratik kimlik sahibi demokratik toplum olarak, barış içinde ve kardeşçe yaşama sürecine giriyoruz” ifadesini paylaşan Önder, mesajdaki şu ifadeleri aktardı:

“Böylelikle 90 yıllık cumhuriyet tarihinin çatışmalarla dolu geçmişini aşıp, gerçek barış ve evrensel demokrasi kriterleri ile örülmüş bir geleceğe yürüyoruz. Nevruzun gerçek tarihine yaraşan da huzurunuzda böyle bir aşamayı selamlamaktır. Ve lakin ülkemiz ve halklarımız için doğru olan olgular, aynı zamanda kutsallarla dolu bölgemiz için de geçerli olmak durumundadır. Kapitalist emperyalizmin genelde son iki yüz yıllık, özelde son yüz yıllık gerçeği şudur: ‘Ulus devlet milliyetçiliği temelinde etnik ve dini kimlikleri özüne ters biçimde içe doğru kapatıp birbirlerine düşman etmek’, yani böl-yönet politikasına uygun olarak varlığını acımasızca günümüze kadar sürdürmek.”

Ortadoğu üzerindeki emellerinden vazgeçmeyen emperyalist güçlerin yol açtığı son zorbalığın DAEŞ görüntüsünde ortaya çıktığı belirtilen mesaja, şöyle devam edildi:

“Barbarlığın bile anlamını zorlayan bu örgüt, kadın çocuk demeden, Kürtler, Türkmenler, Araplar, Ezidiler ve Asuri-Süryaniler başta olmak üzere bütün bölge halklarına ve inançlarına dönük vahşice katliamlar sergiledi. Artık gün bu acımasız ve yıkıcı tarihi sonlandırıp gerçek geçmişimize uygun barış, kardeşlik ve demokrasiye geçiş yapma günüdür. Doğru bildiğim ve inancım gereği, çatışmacı, tüketici, yıkıcı milliyetçiliğin doğurduğu ulus devletleri demokratik siyasetle aşarak açık demokratik kimliklerle bir ortaklaşmaya geçmenin mecburiyetidir. Bunun için ulus devletleri kendi içinde demokratik siyasetle demokratik ortaklaşmanın yeni bir türünü gerçekleştirmeye ve yine ulus devletleri kendi aralarında Ortadoğu’nun demokratik ortak evini inşa etmeye çağırıyorum.”

“Eşme ruhu”  

“Özgürlüğe kanat çırpan kadınların ve gençlerin ekonomik, sosyal, siyasal ve güvenlik alanlarında özgürlük ve eşitlik mücadelesinde en aktif bir biçimde yer almaya ve başarmaya” davet edildiği mesajda şunlar kaydedildi:

“Hem bölgemiz için hem de uluslararası dünya için büyük anlamı olan Kobani direnişini ve zaferini selamlıyorum. Bu temelde gelişen ‘Eşme ruhunu’ halklarımız arasında yeni tarihin sembolü olarak selamlıyorum. Yukarıda belirlemeye çalıştığım tüm bu saptamalar tek cümleyle tarihimizin ve güncelliğimizin toplum olarak yeniden revizyonu, restorasyonu ve yeniden inşası için değerli bir çağrıdır. Tekrar bu tarihi nevruzun şahsınızda tüm insanlık için büyük hayırlara vesile olması dileğiyle selamlıyorum. Yaşasın nevruz, yaşasın halkların kardeşliği.”

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X