Ramazanda uzun süre aç kalındığı için iftarda mideyi tıka basa doldurmanın olumsuz etkileri olacağını belirten Doç. Dr. Mete, “Bazı mide hastalığı olanlarda Ramazanda uzun süre açlık olduğu için sıkıntılar olabilir. Ama bu durum herkes için olumsuz sonuçlar doğurmayabilir. Bazı hastalarımızın sağlıkları için oruç tutmamaları gerekiyor. Kronik hastalığı olanlar, ülseri olanlar, reflü olanlar ve sürekli ilaç kullanan hastalarında oruç tutmaması gerekir. Uzun süre açlıktan sonra mide, bağırsak hareketleri artıyor. Mide asidi artıyor. Bu durum da midedeki acıkmayı ön plana çıkarıyor. Biz eğer yemeğe hızlı başlarsak, hızlı tüketirsek bu sefer bazı yan etkiler ortaya çıkar. İftara başladığımız zaman daha yavaş, daha hafif şeyler tüketmeliyiz. Uzun vadede yemekleri tüketmeliyiz kısa vadede midemizi tıka basa doldurmamak gerekiyor. Uzun süre aç kaldıktan sonra mideyi aşırı doldurmak olumsuz sonuçlar ortaya çıkarır. Uzun süre açlık ve susuzlukla karşı karşıya kaldığımız için sıvı tüketimi önemlidir. Trakya bölgesinde 16 saat gibi bir açlık süresi ile karşı karşıya kalınıyor. Bu yüzden iftar ile sahur arasında sıvı gıdaları aralıklı olarak tüketmemizde fayda var. Daha çok doğal olan şeylerin tüketilmesini tavsiye ediyoruz. Şekeri de tüketirken dikkatli olmamız gerekiyor. Ani alınan şeker de zarar verebilir” dedi. Do. Dr. Mete, Ramazan’da sebze meyve tüketiminin artırılması gerektiğini söyleyerek, “Sebze, meyve, su, çay, yoğurt gibi ürünlerle susuzluk açığı kapatılabilir. Yemek tüketirken de ağır yemeklerden kaçınılmalıdır. Kızartma türü, yağlı, ağır yemeklerden kaçınırken sebze, meyve gibi ürünlerin tüketimini arttırılmalıdır. Uzun süre açlıktan sonra midenin aniden tıka basa doldurulması reflüyü artırıyor. Yemekten hemen sonra yatılması da reflünün artmasında etkili oluyor. Özellikle sahura kalkan vatandaşlar mutlaka yatmadan bir saat önce yemeklerini yemeleri gerekir ya da yemekten sonra bir saat yatmamaları gerekiyor” diye konuştu.