Doğa tutkunu bir profesör

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Oğuz İbrahim Basut, toprakla uğraşmayı çok seviyor. Kendini yetiştirmek için ziraat da okuyan Basut, çilek, ıspanak, patlıcan ve domatesle uğraşmanın mutluluğunu yaşıyor. Eğitimi sırasında ameliyattan çıkıp tarlaya koşt

Doğa tutkunu bir profesör
Dilek Atlı

Henüz lisedeyken kulak burun boğaz uzmanı olmaya karar veren Oğuz İbrahim Basut, adım adım eğitim hayatını planlayarak profesörlüğe kadar ulaştı. 53 yaşındaki Basut hekimlik kariyerini sürdürürken, ziraat okumaya karar verdi ve parmak ısırtan bir başarıya imza attı.

Domates eken, yetiştirdiği üründen salça yapan başarılı hekim, hem tıp fakültesindeki öğrencileri, hem de ziraat fakültesindeki öğrenci arkadaşları tarafından çok seviliyor. Basut, özverili yaşamöyküsüyle de gençler kadar yaşıtlarına da örnek oluyor.

BİR BAŞARI HİKÂYESİ…

28 yıldır Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde hizmet veren Basut, mesleğine âşık bir hekim. Hobilerine önem veren ve yaptığı her işi layıkıyla başarmayı kendine amaç edinen Basut, toprakla uğraşmayı seven biri olarak ziraat eğitimi almaya karar verince, kollarını sıvıyarak Anadolu Üniversitesi Tarım Önlisans programına kaydoldu. İki yıllık eğitimin ardından 4 bin kişi arasından ikinci olarak “Yüksek Onur Belgesi”ne layık bulundu. Ardından dikey geçiş sınavlarında başarı göstererek, Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü’nde öğrenci oldu. 2015-2017 yıllarında yükseköğrenimini ameliyattan çıkıp tarlaya koşarak büyük bir özveriyle tamamlayan Basut, bitki yetiştiriciliğinden ilaçlamaya ve tarımda doğru uygulama konularına kadar aldığı eğitimlerle kendine bir de küçük tarla edindi. Tarlasında çilek, ıspanak, patlıcan ve domates yetiştiren Basut, her sabah erkenden kalkıp Çalı’daki evinden 1 kilometre uzaklıktaki tarlasına koşup, bitkileriyle ilgileniyor.

 

Tıp Fakültesi’ndeki yoğun temposunun yanında muayenehanesinde de hastalarıyla ilgilenen Basut, toprakla ilişkisini hobi olarak sürdürse de, emekli olduğunda sera açmayı ve sağlıklı tarım uygulamalarıyla meyve sebze yetiştiriciliği yapmayı hedefliyor. Hobisinin doktorluğunun önüne geçmeyeceğini vurgulayan Basut, “Ziraat mühendisliği, geleceğin mesleği olacak. Tarımla ilgilenmek isteyen, bu konuda başarılı olacağını düşünen gençlere ziraat okumalarını öneririm. Doğru tarım uygulamaları, sağlıklı bitki yetiştiriciliği ve doğru ilaçlama konuları gelecekte başarılı uzmanlara ihtiyaç duyulan popüler alanlar olmaya aday” dedi. 
 
İLAÇLAMAYA BARKOD  SİSTEMLİ ÇÖZÜM ÜRETTİ…

Basut ayrıca, “kamuoyunun kafasını meşgul eden iç piyasada ilaçlı ürün var mı, yok mu sorusundan“ hareketle bir de proje geliştirdiğini kaydetti. Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü’nde beğeni toplayan girişimcilik projesi hakkında Basut, şu bilgileri dile getirdi: 

 

“Pazardan aldığımız domateste ilaç olup olmadığını ancak iki kiloluk bir domatesi özel bir laboratuvara götürüp 140-420 TL + KDV karşılığında tespit edebiliyoruz. Elbette bu, oldukça maliyetli. Oysa bu sorun, meyve sebze halindeki kent laboratuvarında 7-8 kişilik ziraat mühendisi istihdamı yaratılarak çözülebilir. Şöyle ki: Hasat edilen ve nakliyeyle kayıt sistemine tâbi olarak Bursa haline giriş yapan meyve ve sebzelerden analiz için örnekleme alınacak. Örneğin aynı yerden toplanan bir kamyon domatesi ele alalım. 40-45 dakikada analiz edilebilir. Yaklaşık 600 küsur ilaç kalıntısı olup olmadığına bakılabilir. İşlem yapıldıktan ve ilaçlı olup olmadığı tespit edildikten sonra bu parti mal için üzerinde bir logosu olan karekod çıkartma hazırlanır. Bu barkodlama sistemiyle tüketiciye kadar mallar ulaşabilir. Belediye bu sistemi vatandaşa duyurursa, pazarlara ulaşan meyve ve sebzelerin barkodları cep telefonlarımıza indirdiğimiz barkod uygulaması sayesinde okunabilir, o meyve ya da sebzede ilaç kullanılıp kullanmadığını tespit edebiliriz. Sadece 7-8 kişilik bir ekiple düzenlenecek laboratuvarda barkod sistemi sayesinde vatandaş pazarda bir cep telefonu uygulamasıyla ne tükettiğini rahatça bilebilecek. Bu uygulama önce Bursa’da başlar, sonra tüm Türkiye’ye yayılır.”  

Karadeniz’i motosikletle gezdi

 

Bir doğa tutkunu olarak Karadeniz’in dört bir tarafını motosikletiyle 11 günde gezen ve geçtiği fotoğraf ve kamera görüntülerini bir dosya olarak Türkiye Karayolları Genel Müdürlüğü’ne envanter için vermeyi hedefleyen Oğuz İbrahim Basut, Kırım’dan başlayıp Edirne’de son bulan yolculuğunu şu sözlerle özetliyor: “Karadeniz, bitki örtüsü ve doğa güzelliğiyle bir hazine. 13 tarihi köprüyü motosikletle yaptığımız seyahatte görme fırsatı buldum. Tarih ve damak lezzeti bakımından da unutulmaz bir tecrübeydi.” 

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X