Oysa geçen hafta Amerikan Doları düşüş trendinde olduğu halde İMKB 100 Endeksinde her hangi bir yükseliş görülmedi. Aksine dövizle birlikte borsa da düştü.
Peki bu alışılmadık durum neden kaynaklandı? Ve piyasaların açılmasıyla birlikte bu hafta borsa ve dövizde durum ne olacak?
Olay Gazetesi Ekonomi Yazarı Feridun Eyüpoğlu bu soruların yanıtını verdiği bugünkü yazısında hem döviz hem de borsa için küresel etkilere dikkat çekiyor.
Döviz ve hissede manzara ayrıştı
Piyasalarda son bir haftada tuhaf bir manzara oluştu.
Özellikle liranın dar bantta hızlı dalgalanma süreci olumlu bir ayrışmayı karşımıza çıkarırken…
Borsa İstanbul tarafında hisse senetleri ciddi bir satış yemiş durumda.
Paradoksal bir görüntü veren TL’nin değer kazanma sürecinde hisselerde değer kayıpları yaşanması farklı bakış açılarının yatırım cephesine hakim olduğunu göstermekte!
Peki neden?
Siyaset cephesinde ittifak tartışmalarının dolara lira karşısında prim yaptırmasıyla oluşan negatif hava kalıcı olmadı.
Sakinleştirici siyasi açıklamların yanında özellikle faizleri değiştirmeyen Merkez Bankası’nın sıkı para politikası duruşunu sürdürüp gerekirse ilave sıkılaştırma yapabileceği yönündeki mesajı pozitif algılandı ve lirada satış görülmedi.
Hatta liranın haftanın son işlem gününde olumlu ayrışarak dolar karşısında net bir prime imza attığını da gördük!
TL toparlanırken hisselerin ciddi satış yemesi ise özellikle küresel çapta borsalara hakim olan negatif rüzgarın artık Türkiye’de de estiğinin bir göstergesi.
Rekorlara alışmış olan Amerikan borsaları arada bir yaşanan düzeltmelere karşın son haftalarda sert satışlara maruz kaldı.
Keza Asya ve Avrupa piyasaları da pek moralli günler geçirmiyor!
Çünkü her bölgenin kendince dertleri var.
Forumdaki Amerikan ekonomisi ileriye dönük analizlerde pek de iyi sinyaller vermiyor mesela.
Üstelik parasal sıkılaştırma faiz artışları bağlamında da ABD Merkez Bankası Fed şahin mesajlar vermeye devam ediyor.
Bu arada yaklaşan Kongre seçimleri de siyasetin gölgesini piyasalara yansıtmakta!
Çin’in kamunun yaptığı destekleyici müdahalelere rağmen ekonomik büyümesinde sıkıntılar yaşaması da küresel piyasalar adına soru işaretlerini gündeme taşınmış durumda.
Avrupa’da ise yavaşlama sinyalleri yanında İtalya ve Brexit gibi baş ağrıları da mevcut.
Zayıflayan emtia fiyatlarını da dikkate aldığımızda hisselere olan ilginin azalma trendi mantıklı bir tabana oturmakta.
Nitekim riskten kaçla birlikte hisseden çıkan para Amerikan tahvilleri ile altın fiyatlarını hareketlendirdi!
Kısacası bir güvenli liman arayışı kendini hissettiriyor artık.
Bu anlamda negatif senaryolara hisse bazında hazırlanmak şart!