Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi (DOSAB), 650 faal firmasında çalışan 40 binin üzerinde kişi ve 4,5 milyar dolarlık yıllık ihracat potansiyeli ile Bursa ve ülke ekonomisinde önemli bir üretim merkezi durumunda… 1990 yılında kurulan ve bu yıl 35.yılını kutlayan DOSAB, tekstil ve otomotiv sektörü yoğun bir bölge olarak sürdürülebilir üretim ve çevre konularında öncü ve örnek yatırımlar yapıyor.
Türkiye’nin 9 Bursa’nın ilk Yeşil OSB Sertifikası alan bölgelerinden birisi olan ve 2007 yılından bu yana atık su arıtma tesislerini çalıştıran DOSAB, 2021 yılında devreye aldığı atık su geri kazanım projesi ile üretimde kullanılan suyun yüzde 30’un üzerindeki kısmını atık sulardan kazanıyor.
DOSAB, 2018 yılından itibaren projelendirip yatırımına başladığı ve 170 milyon liranın üzerinde yatırım yaptığı atık su geri kazanım projesini 2021 yılında hizmete aldı. Buna göre DOSAB Atıksu Arıtma Tesisi’nde arıtılan suyun bir kısmı MBR ve ters ozmoz proseslerine alınarak yıllık 4 milyon metreküpün üzerinde bir su yeniden üretimde kullanılıyor. Böylece DOSAB, yeraltı su kaynaklarını koruyor, çevreci ve sürdürülebilir üretim ile yeşil OSB olarak öne çıkıyor ve firmalarının uluslararası arenada tercih sebebi olmasını sağlıyor.
DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Levent Eski, bölgenin öteden beri çevre konularında önemli yatırımlara imza attığını ve çevreci dönüşümü tamamlamak için yatırımlarına devam ettiklerini belirtti.
Küresel iklim değişikliğine karşı DOSAB adımları
Levent Eski küresel iklim değişikliğine karşı attıkları adımlar ile ilgili şunları söyledi: “Küresel iklim değişikliği nedeniyle su stresi altında olan ülkemizde sürdürülebilir üretim için geri kazanımın önemini çok önceden kavrayıp bu konuda öncü bir yatırıma imza attık. Atık su geri kazanım tesisimiz bakanlıklar tarafından örnek gösteriliyor ve sürekli olarak tesisimize düzenlenen ziyaretlerde bu konudaki yatırımlara bilgi aktarıyoruz. Hepimiz için bir gurur ve DOSAB’ın farkını ortaya koyan yatırımlarından birisi olan Atıksu Arıtma ve Endüstriyel Atıksu Geri Kazanım Tesisimiz ile ilgili iyileştirme ve geliştirme projelerimiz devam ediyor.”

Eski sözlerine şöyle devam etti: “Bu kapsamda, MBR kapasite artırımı ihalemizi gerçekleştirdik. Bu yılın ilk yarısında montaj ve devreye alma işleri tamamlanmış olacak.
Atıksu Arıtma ve Su Geri kazanım Tesisimizde MBR kapasite artışı ve yenileme yatırımlarımızla üretimde kullandığımız su içerisinde geri kazandığımız miktarı her geçen gün arttıracağız. Su geri kazanımı konusunda kapasitemizi artırmak için BUSKİ ile yeni bir proje yapımı için çalışıyoruz. BUSKİ’nin Doğu Atıksu Arıtma Tesislerinin çıkışından günlük 50 bin metreküplük suyu alarak, günlük 25 bin metreküp hacmiyle sanayimizde kullanılacak su çıkışı sağlamak için çalışıyoruz. Bu projeyi gerçekleştirdiğimizde evsel atık sulardan sanayi kullanımı için geri dönüşüm yapmak, sanıyorum Türkiye’de yine ilk ve öncü bir yatırım olacak. Bu projemizi yatırıma dönüştürüp devreye alabilirsek bölgemizde yer altı suyu kullanımını sıfırlayacağımızı belirtmek isterim.”
Müsilaj sorununa çözüm
2021 yılında Marmara Denizi’nde görülen müsilaj sorunu neticesinde oluşturulan Marmara Denizi Eylem Planı çerçevesinde Marmara’ya bağlanan dere, çay ve akarsular üzerinde yayılı kirliliğin önlenmesi adına çeşitli ekolojik uygulamalar öngörüldü. Bu kapsamda Uludağ Üniversite’nin 2021 yılında başarıyla sonuçlandırdığı TÜBİTAK Projesi, müsilajda önemli bir paya sahip olan azot ve fosfor yükünün gideriminin bitkiler aracılığıyla sağlanması oldu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı çalışmayı geniş ölçekte uygulamaya değer buldu. DOSAB’ın finansman desteği ile projenin Karacabey Çapraz Çayı üzerinde büyük ölçekte hayata geçirilmesi için bu yılın başında iş birliği protokolü imzalandı.
DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Levent Eski bu konuyla ilgili olarak da, “DOSAB aynı zamanda eğitim ve sağlık alanı başta olmak üzere, sosyal sorumluluk proje ve yatırımlarıyla da toplumumuzun refah seviyesini yükseltmeye önemli katkılar sunmaktadır. Bu kapsamda Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın koordinasyonunda hazırlanan ‘Marmara Denizi Eylem Planı’ ile yayılı kaynaklı kirliliğin kontrol altına alınmasına yönelik Bursa Uludağ Üniversitesi bünyesinde 2021 yılından beri gerçekleştirilen çalışmanın yaygınlaştırılmasında paydaş olmanın gururunu yaşıyoruz. Bu çalışma çerçevesinde Karacabey Çapraz Çay üzerinde yüzer bitki adalarının oluşturulması ve böylelikle Marmara Denizi’ne tatlı su kaynaklarıyla ulaşan kirliliğin bilimsel, çevreci ve yeni bir yaklaşımla bertaraf edilmesine katkı sağlamaktan mutluluk duyduğumuzu belirtmek isterim” dedi.
Bilimsel çalışmalar akademisyenler danışmanlığında sürdürülüyor
Levent Eski ekoloji ile ilgili çalışmaları özetlerken şunları söyledi: “Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayşegül Akpınar projenin içeriği ile ilgili olarak, “2021 yılında müsilaj problemi gündeme geldiğinde, Marmara Denizi’ne açılan Karacabey Çapraz Çayı üzerinde pilot bir çalışmamız oldu. Marmara Denizi’ne yayılan kirlilikte ve müsilajda önemli bir payı olan azot ve fosfor yükünün giderimini nasıl sağlarız? Amacımız bu soruya yanıt bulmaktı. Ekolojik bitkilerin kullanıldığı bir yaklaşımla bunu çözebileceğimizi TÜBİTAK Projemizde gördük. Başlangıçta 11 bitki adasını üç farklı lokasyonda kurduk. İkisi Çarpaz Çayı üzerinde bir lokasyon da Nilüfer Çayı üzerindeydi. Bu bitkilerin çeşitli kirleticileri kendi bünyesinde biriktirebilme özelliğinden yararlanarak, ekolojik çözümü başarıya taşıdık. Akümilasyon kapasiteleri azot ve fosfor bakımından oldukça yüksekti. Tabii ki bu bitkiler sadece bu iki yükü biriktirmiyor, farklı kirleticileri de çeşitli bitkiler bünyelerinde tutabiliyor. Bu bitkileri seçerken öncelikle alanın kirleticileri ve kirlilik potansiyeli ile ilgili bir belirleme yapıyoruz. Buna bağlı olarak bu kirlilikleri bertaraf edebilecek bitkilerin seçimini yapmamız ve plantasyonu buna göre uygulamamız önem arz ediyor. Yanlış bitki seçimi ile ekolojiyi ve biyoçeşitliliği kötü hale getirebilirsiniz. Bunun için iyi araştırma yapılıp kirleticinin iyi belirlenmesi ile anlamlı hale getirilmesi gerekiyor.”
Başkan Eski TÜBİTAK katkısına değindi.
“DOSAB ile başarıyla sonuçlandırdığımız TÜBİTAK Projesinin daha büyük ölçeğe taşınması ve yaklaşık bin adaya ulaştırılması için iş birliği protokolü yaptık. Büyük bir plantasyon kurmak için kolları sıvadık. Bunun için bizler Bakanlığımız nezdinde Çapraz Çayı üzerinde daha derin araştırmalar yaparak su analizleri gerçekleştirdik. Çapraz Çay; Uluabat, Susurluk ve Nilüfer çaylarından birçok kolun bağlı olduğu büyük bir su kaynağı… Kirliliğin nerelerden ve nasıl geldiğini ve doğru bitki adalarını hangi noktalara kuracağımızı belirledik.”