‘Dövizle borçlanmak istemiyoruz’

TÜSİAD’dan önemli bir uyarı geldi. İş dünyasının dövizle borçlanmak istemediğinin altını çizen Başkan Erol Bilecik, ”Ama gerek maliyet gerekse vade yapısı itibarıyla TL cinsinden borçlanma koşulları oldukça kısıtlı” dedi.

‘Dövizle borçlanmak istemiyoruz’

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Erol Bilecik, kur riskinden kredilere, enflasyondan hükümetten beklentilerine kadar birçok konuda önemli açıklamalar yaptı.

Bilecik, kur riskinin nasıl yönetileceğine ilişkin son 3 yıldır önemli bir farkındalık oluştuğunu aktararak, pek çok şirketin kur riskini yönetmek konusunda eskiye kıyasla çok daha dikkatli davrandığını ve sektörün önde gelen bankalarının da bu anlamda oldukça ihtiyatlı olduğunu söyledi. Enflasyonun en kısa zamanda kalıcı olarak hedeflenen yüzde 5’e ve hatta altına indirilmesinin öncelikli talepleri arasında bulunduğunu dile getiren Bilecik, ”Sonuçta, iş dünyası da dövizle borçlanmak istemiyor ama gerek maliyet gerekse vade yapısı itibarıyla TL cinsinden borçlanma koşulları oldukça kısıtlı. Enflasyonda artış olduğu sürece de bu koşullar giderek zorlaşıyor. Dolayısıyla enflasyonu düşürmek birincil önlem olmalı” diye konuştu.

DÜZENLEMEDE İSTİŞARE ÇAĞRISI

Son zamanlarda döviz cinsinden borçlanmaya bir takım kısıtlamalar getirilmesi veya zorunlu hedge gibi düzenlemelerden bahsedildiğine işaret eden Bilecik, ”Bu gibi kısıtlar, yüksek enflasyon ve yüksek borçluluk ortamında finansman maliyetlerini daha da arttırabilir. Özünde ‘iyi niyetli’ bu düzenlemeler, istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Bu anlamda, düzenlemelerle getirilen kriterler çok büyük önem taşıyor. Bunların özel sektörle mutlaka istişare içinde tasarlanması gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

HÜKÜMETTEN BEKLENTİLER

– Başarının sırrı, istikrardır. Güven ise, yatırımcı için büyük işlere girişmenin ilk şartıdır. Yatırımlara sağlayacağınız hiçbir teşvik bunlardan daha büyük etki yapamaz.

– İhale süreçlerinde yaşanan belirsizlikler, istişare edilmeden yürürlüğe konan düzenlemeler yatırım ortamında sonradan telafi edilemeyecek güvensizliklere ve bozulmalara neden oluyor.

– Bunların üzerine hukuksal alandaki sorunlar ve siyasi belirsizlikler eklendiğinde yatırımcı çekimser kalıyor. Türkiye önce olağanlaşmalı, sonra kurallı ekonomi düzenine tam olarak geçmeli.

– Özerk kurumlar liyakatli ve bağımsız şekilde işlemeli, politika yapımında etki analizlerinin ve istişare süreçleri sağlıklı yürütülmeli ve ihale kanunu Avrupa Birliği standartlarına çekilmeli.

2018 AB KONUSUNDA ZORLU BİR YIL OLACAK

2018’de AB ile ilişkiler alanında çalışmalarına devam edeceklerini ve bu yılın Türkiye-AB ilişkileri açısından zorlu bir yıl olacağını aktaran Bilecik, Birleşik Krallık’ın Haziran 2016’da AB’den ayrılma kararının, Türkiye açısından çok kritik olduğuna işaret etti.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X