Efkan Ala ile dobra dobra

İçişleri eski Bakanı Efkan Ala, çok tartışılan Dolmabahçe mutabakatıyla ilgili, önemli açıklamalar yaptı. Dolmabahçe’deki görüşmeye katıldığı için muhalefetin hedefinde olan Ala, sessizliğini bozarak, “Dolmabahçe görüşmeleri, HDP milletvekillerinin PKK’ya

Efkan Ala ile dobra dobra

Fotoğraf: Seyit GÜNDOĞAN

 

Ala, koalisyon istemeyen tarafın muhalefet  olduğunu da ileri sürerek, yüzde 16 oy almış partilerin şart koşması nedeniyle koalisyonun kurulamadığını sözlerine ekledi. Özel yaşamıyla ilgili de konuşan Ala, düzenli kitap okuduğunu ve sıkı bir Türk Sanat Müziği dinleyicisi olduğunu belirtti.

Efkan Ala, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik ‘diktatör’ suçlamasına da yanıt vererek, “Bunun akıl neresinde, izan neresinde, insaf neresinde? Halka ve halkın seçtiği cumhurbaşkanına hakaret ediyorlar” diye konuştu. Ala, AK Parti’nin tek başına iktidar olmak üzere olduğunu da söylerek, bunun gerçekleşmesi için  istikrar isteyen seçmenin sandığa gitmesi gerektiğini belirtti.

Pazar Söyleşisi’nin bugünkü konuğu İçişleri eski Bakanı Efkan Ala… Ala ile, sıra dışı bir söyleşi yaptık… Yeşillikler arasında, yürüyüş parkurunda, yaklaşık 45 dakikalık bir gezintiyle, kâh ülke meselelerini konuştuk, kâh Ala’nın Bursa adaylığını, kâh ünlü siyasetçinin özel yaşamını… Ala, özellikle 17 ve 25 Aralık’tan sonra, sert mizaçlı bir devlet adamı olarak tanındı. Ancak, Batman ve Diyarbakır yıllarında, ‘reformcu’ bakan olarak billiniyordu. Ayrıca,Milli Birlik projesinden çözüm sürecine varıncaya kadar, birçok demokratik adımda, Ala’nın izi var. Söyleşiye de “Hangi Efkan Ala” sorusunu yönelterek başladık. Bu söyleşiyi okuduktan sonra, zihninizdeki Efkan Ala algısı değişebilir.

 

ANA İLKEM DEMOKRATİK DURUŞTUR

 

Batman ve Diyarbakır yıllarınızda reformcu bakan olarak tanınıyordunuz. 2006 yıllarında yaptığınız açıklamalar gündeme damga vurmuş ve yöre halkıyla temaslarınız dikkat çekmişti. Çözüm sürecinin de mimarlarındansınız. 17 Aralık’tan sonra ise sert mizaçlı bir Efkan Ala’yı gördük. Efkan Ala hangisi?

Efkan Ala: İşinin gereğini yapan Efkan Ala. O konjonktürde (2006 yılları), OHAL yeni sona ermiş, Türkiye’nin nefes almaya ve demokrasiye ihtiyaç olduğu dönemdi. O dönemde siyasi mekanizma olarak Sayın Cumhurbaşkanı sorunları dile getiriyor, biz de bürokratik mekanizmada halkın ihtiyacı olduğu bir yönetim anlayışını ortaya koyuyorduk. O dönem halk, demokrasiye ihtiyaç duyuyordu, 17 ve 25 Aralık’ta ise demokrasiye saldırı oldu. O dönem, demokrasiyi talep eden Efkan Ala, bu dönem demokrasiyi koruma konusunda refleks gösterdi ve yine aynı kararlılıkla bu kez demokrasiyi korudu. 17 ve 25 Aralık’ta bir darbe girişimi bertaraf edildi. Darbe tankla yapılıyorsa üstüne çıkar, bürokrasiyle yapılıyorsa önüne geçersiniz. Demokrasiye talebinizdeki duruşunızla, demokrasiye saldırı olduğu zamandaki duruşunuz farklı olacaktır ama bu durum, ana ilkeyi ortadan kaldırmıyor, tahkim ediyor. Ana ilke demokratik duruştur. Demokrasiyi inşa ediyorsanız onun gereğini yaparsınız. Değişim bizde değil Türkiye’de aslında.

 

DOLMABAHÇE GÖRÜŞMESİ YANLIŞ DEĞİLDİ

 

Bursa’dan aday gösterildikten sonra MHP’li yöneticilerin size karşı yoğun eleştirileri oldu.

Efkan Ala: Ben hiç duymadım bu eleştirileri (Tebessüm ederek)

O zaman ben söyleyeyim. MHP’li yöneticileri, Dolmabahçe mutabakatı görüşmelerindeki fotoğrafınızla sizi eleştiriyorlar ve Bursa’dan adaylığınızı sorguluyorlar. Bu eleştiriye yanıtınız var mı?

Efkan Ala: MHP tabanının ne düşündüğünü biliyorum. Tavanın ise terör konusunda bir önerisi olmuş mu bugüne kadar? Biz 7 Haziran’da tek başımıza iktidar olamadık ve gelin terör meselesini çözelim dedik, hayır dediler. Peki koalisyon kuralım dedik, hayır dediler. Azınlık hükümetine destek verin teklifimize de hayır yanıtını verdiler. Geçici hükümeti kurup terörle mücadele etme teklifimize de hayır dediler. Yani bir projeleri yok. Dolmabahçe’de biz HDP milletvekillerini devletin resmi yerine çağırdık. HDP milletvekilleri Meclis’te MHP’lilerle yan yana oturuyorlar mı, oturuyorlar. Peki molotofun silah sayılması ve teröristin gözaltına alınmasını sağlayan İç Güvenlik Yasası’nı bizzat ben götürdüğümde ne yaptılar? MHP’liler, HDP’lilere birlikte olup, yasayı engellemek için ellerinden geleni yaptılar. Yani teröre karşı mücadelede güvenlik güçlerinin elini güçlendirecek düzenlemeler yaptıktan sonra kim ittifak yaptı? MHP ile HDP. O fotoğraf ortada mı ortada. Gelelim Dolmabahçe’ye. Biz HDP milletvekillerini devletin resmi yerine çağırmışız ve gelin terörü bitirmek için arkanızı dayadığınızı söylediğiniz yere çağrı yapın ve terörün bitmesine katkı yapın demişiz. Onlar ne demişler millete karşı? Terör bitecek. Ama sözlerinde durmadılar, millet de değerlendirsin bunu.

Yani mutabakatı, HDP’liler mi bozdu?

Efkan Ala: Ortada bir çağrı var. HDP’lilerin yaptıkları çağrı silahlar bırakılacak ve terör bitecekti. Ancak terör bitmedi. Kim bunu söyledi? HDP milletvekilleri. Demek ki yapamadılar. HDP’liler çağrı yapacaklarını söylediler. Biz, terörü bitir diye çağırdık onları, burda yanlışlık yok. Üstelik devletin resmi bir yerinde görüşme yapılmış ve biz de gitmemişiz onlara, onlar gelmişler. Görüştüklerimiz milletvekiliydi, neden en kritik zamanlarda HDP ile ortak hareket etmiş, neden MHP’liler onlarla yan yana oturuyorlar ve her gün yan yana fotoğraf veriyorlar? Bunlar ucuz ve kurnazca, bir sorunu çözmeye yönelik olmayan siyaset aracıdır. Bununla hiçbir zaman yol alınmaz. Biz Dolmabahçe’de yanlış bir iş yapmadık, doğru bir iş yaptık.

Peki onlar mı gereğini yapmadılar?

Efkan Ala: Dolmabahçe mutabakatı, HDP milletvekillerinin, “Biz millete söz veriyoruz, PKK terörü bitecek” diye yapılmış bir çağrıdır. Bunda yanlışlık nerede? Ondan sonra PKK silah bırakmadı, biz de devletin yapması ne gerekiyorsa onu yapıyoruz ve onlara anladıkları dilden yanıt veriyoruz. MHP de terörü bitirmek için ne yapılması gerekiyorsa onu yapsın. Yöneticileri, bizi takip etmeyi bıraksın. Yatıp, kalkıp iktidar birşey yapsın da onu eleştirelim diyorlar. Bunun için parti olmana gerek yok, sivil toplum da bunu yapar. 90’lı yıllarda onların söylediklerinin katbe kat fazlası yapıldı. Sonra, sormazlar mı Apo yakalandıktan sonra o imzayı neden attın diye? Ama, onların yaptığı gibi bizim bunu sormamızın memlekete faydası yok. O dönemde öyle bir değerlendirme yapılmış demek ki. Onların politikaları yok. Bizim politikalarımız üzerinden sandığa gitmeyi bıraksınlar ve alternatif politikalar üretsinler. Ve biz 7 Haziran’dan sonra gelin beraber bu meseleyi çözelim dedik, gelmediler, koalisyon ortağı olun dedik, olmadılar. Dediler ki bizim şartlarımız var. Yüzde 41 almış olan bizim şartlarımız yok da siz yüzde 16’yla ne şartı arıyorsunuz?

 

KOALİSYONA MUHALEFET YANAŞMADI

 

Yani koalisyon teklifini onlar mı kabul etmedi?

Efkan Ala: 2 kez gittik ve dedik ki, terör var, Suriye sorunu var, yangın yerindeyiz, onlar şart koştular. Şartları Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerinin değiştirilmemesiydi. Kim değişsin diyor ki? Zaten 2 parti koalisyon kursa da milletvekili sayısı anayasa değiştirmeye yetmeyeceği için bu mümkün değil. Bunu da biliyorlar.

 

HDP’LİLER YALAN SÖYLEDİLER

 

Çözüm sürecini siz başlattınız ancak 7 Haziran seçimlerinde Kürtlerin yoğunlukta olduğu Doğu ve Güneydoğu’da çok ciddi oy kaybına uğradınız. Neden bu kadar oy kaybettiniz ve 1 Kasım’da bunun telafisini gerçekleştirecek tedbirler aldınız mı?

Efkan Ala: Bir söz vardır, ‘herkesi bazen kandırabilirsiniz, bazılarını her zaman kandırabilirsiniz ama herkesi her zaman kandıramazsınız’ diye. Demirtaş, oy verin ben bu işi çözeceğim diye söz verdi. Muhtemelen millet de bu meseleyi çözer diye oy verdi onlara. Ancak seçim biter bitmez tekrar başa döndü, milleti sokağa çıkmaya çağırdı, terörü destekleyici açıklamalar yaptı. Biz demokratik açılımı 78 milyon için yaptık ve toplumda karşılığı oldu. Türkiye’yi demokratikleştirdik. Anneler HDP’li belediyelerin önünde oturma eylemi yaptılar, çocukları götürüp terörist yapmayın diye. Şimdi çağrı yapıyorlar 50 kişi bile gitmiyor. Çünkü millet onların yalan söylediğini gördü. Ümit ediyorum ki önümüzdeki dönemde milletimiz bir daha değerlendirme yapar ve kimin samimi olduğunu görür. Millete söz verenler, sözlerini yerine getirmediler. Bir kere yalan söyledin mi millet değerlendirmesini yapar. Burda lafı eğip bükmeye gerek yok, terör örgütü silahı bırakacak ve üzerine beton dökecek Terör böyle biter. Bunun için kim elinden ne geliyorsa ortaya koymalı. Başbakanımız deklarasyon çağrısı yaptı teröre karşı, ama muhalefet hayır dedi.

 

CUMHURBAŞKANI VE MİLLETE HAKARET EDİYORLAR

 

Muhalefetin hem Cumhurbaşkanı’na hem de hükümete, ‘ülkeyi otoriter bir şekilde yönetiyorlar’ yollu eleştirilerine ne diyorsunuz?

Efkan Ala: Ben de muhalefete sunu soruyorum: Demokratik ülkelerde muhalefet partileri iktidar olamazlarsa istifa ederler. İngiltere’de 3 siyasi parti birden iktidara gelemedi, istifa ettiler mi etmediler mi? Oturup hiç politika üretmeden bize eleştiri yapıyorlar. Sayın Erdoğan, ilk kez halkın seçtiği ve yüzde 52 ile seçilmiş bir cumhurbaşkanıdır. Peki bunlar askeri rejimle gelmiş cumhurbaşkanlarına diktatör diyebiliyorlar mıydı? Diyemiyorlardı. Bunun akıl neresinde, izan neresinde, insaf neresinde? Siz halka mı yoksa seçtiğine mi yoksa ikisine de birden mi hakaret ediyorsunuz? İkisine birden aslında. Çünkü politikaları çölleşme içinde. Ne tabanlarının ne ülkenin istediği politikaları üretebiliyorlar. Türkiye’de genel başkanlığını aşmış cumhurbaşanı olmuş ve ülke dışında da liderliği tescil edilmiş kim varsa aynı şeyi yapıyorlar. Rahmetli Özal da böyle bir figürdü, Türk cumhuriyetlerinde bilinen bir insandı. Ona ne yaptılarsa Sayın Cumhurbaşkanı’na da aynı şeyleri yapıyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı da Türkiye sınırlarını aşan Türk-İslam dünyasında bir lider konumuna gelmiş ve söylediği her şey dünyada gündem olan bir liderdir. Şimdi Özal’a yaptıkları gibi aynı cümlelerle Sayın Cumhurbaşkanı’na saldırıyorlar. O gün de tek adam başlığı atıyorlardı. Allah aşkına Özal’ın neresi tek adamdı? Ailesine saldırmadılar mı, mektup yazmadılar mı manşetlerden. Şimdi Sayın Cumhrubaşkanı’na da aynı şeyleri söylüyorlar.

Amaç ne?

Efkan Ala: Amaç Türkiye’de istikrarı kim temsil ediyorsa onu örselemek. Çünü Türkiye’nin istikrarı, kalkınması ve gelişmesi demektir. Türkiye kalkındıkça, geliştikçe, kültürel coğrafyasındaki sorunları uluslararası platformlarda dile getirebiliyor. Türkiye aktör oluyor. Aktör olmasının da en önemli enstrümanı siyasi istikrardır. İstikrarı kim temsil ediyorsa ona saldırıyorlar.

 

TEK BAŞINA İKTİDAR OLMAK ÜZEREYİZ

 

1 Kasım’a artık 1 hafta kaldı, tek başına iktidar görünüyor mu? Sandıktan koalisyon çıkarsa tutumunuz ne olur?

Efkan Ala: Koalisyon çıkarsa yine oturup konuşulacak, görüşmeler yapılacak, o onu dedi, bu, bunu dedi… Artık ne olur bilmem. Biz elimizden geleni yaparız, şimdi yaptığımız gibi. Hepsine ayrı ayrı gittik ama öbürleri şart koşma peşine düştüler. Biz yüzde 41’in gereğini yaptık ama yüzde 26 alanlar ve yüzde 16’yı yapanlar gereğini yapmadı. Bundan sonra da herkes elinden geleni yapmalı. Ülkenin geleceği vatandaşın elinde. Ya; büyüyen, kalkınan, emeklisine, çiftçisine, çalışanına, işçisine daha iyi imkanlar sağlayan, ihracatı büyüyen, işsizine iş, öğrencisine yurt sağlayan, istikrarlı bir yönetim göreceğiz ya da sıkıntılı dönemler yaşayacağız.

Tek başına iktidar görünüyor mu?

Efkan Ala: Tek başına iktidar olmak üzere ama olmuş bitmiş diyemeyiz. Kim Türkiye’de istikrar görmek istiyorsa, bu, milletin sandığa gidip irade kullanmasına bağlıdır. Yani bu kaygıyı taşıyan insanların siyasi tutumlarına bağlı. Eğer oylarını verir, istikrarın gereğini yerine getirirseler, tek başına iktidar görünür. Ama nasıl olsa birileri bunu yerine getirir derseler o zaman görünmez.

 

TÜRK SANAT MÜZİĞİ HAYRANIYIM

 

Biraz da özel yaşamınızdan konuşalım. Mesela spor yapıyor musunuz?

Efkan Ala- Şu günlerde spor yapamıyorum ama inşallah kar yağarsa kışın kayak yaparız. Spor, hayatın bir parçası keşke planlayıp yapabilsek. Yürüyüşü, kaymayı ve yüzmeyi severim. Bu arada Türk Sanat Müziği’ni de çok severim. Abdulkadir Meragi’den Şevki Bey’e varıncaya kadar hatırı sayılır bir repertuara sahibim. Türk Sanat Müziği, muhteşem bir sanattır ve çok ilgi duyarım.

 

KİTAP OKUMADAN UYUMAM

 

Kitap okur musunuz?

Efkan Ala: Boş zamanlarımda kitap okumam. Kitap okumaya zaman ayırırım. Birkaç sayfa da olsa kitap okumadan uyumam. Zihnimi dinlendiriyor kitap.

Siyasetçiler, yoğun mesai harcadıkları için ailelerinden çok şikayet alır. Siz de yılardan bu yana hem bürokraside hem de siyasette çok yoğun mesai harcıyorsunuz. Aileniz bu durumdan şikayetçi mi?

Efkan Ala: Çocuklar şikayetçi. Bizim yaptığımız iş, başbakanlıktan önce de çok yoğundu. Gelişmekte olan bir sistemimiz var, askeri bir anayasayla yönetiliyoruz. Türkiye’nin sorun çözme kapasitesi daraltıldığı için çok yoğun mesai harcamanız lazım. 5 yaşındaki çocuğuma ne olmak istediğini sormuştum, başbakanlıkta bir şey olmak istemiyorum demişti, benim yoğun işlerimden dolayı. Keşke böyle olmasa.

 

ELEŞTİRİYE AÇIĞIM HAKARETE DEĞİL

 

Efkan Ala’nın eleştiriye tahammül sınırı nedir?

Efkan Ala: Eleştiri olsa, katkı olduğu için, başımızın üzerinde yeri var.Ama Türkiye’de eleştiriyle hakaret yer değiştirmiş. Hakaret benim değil, avukatlarımın konusu. Düşünce özgürlüğünün sınırı bence Voltaire’nin dediği gibi, ‘hiçbir kelimesine katılmasam bile söylediklerinizin tamamını söyleme hakkınızı savunurum” anlayışıdır. Yeter ki küfür ve hakaret olmasın. Demokrasinin standardı da budur. AİHM’nin ve ABD Yüksek Mahkemesi’nin de 1949’larda verdiği karar açıktır. Hazır tehlike olmadığı sürece, düşünce hürdür ve insanlığa büyük katkı yapar. Başka ülkelerde yalan bir şey yazan basın organını kimse almaz, reklam gelirleri biter ve iflas ederler.

Sıra dışı bri söyleşi oldu Sayın Ala, teşekkür ederiz.

Efkan Ala: Ben de teşekkür ederim.

 

BURSA SÜRPRİZ OLMADI

 

İlk kez Bursa’da iki bakan aday gösterildi. Hem bunun nedeni hem de seçim bölgeniz Erzurum olmasına rağmen Bursa’dan aday gösterilmeniz merak ediliyor.

Efkan Ala: Benim için sürpriz olmadı, çünkü önceki seçimde de gündeme gelmişti Bursa. Bursa birçok alanda lokomatif bir kent. Dolayısıyla seçimi Bursa yapıyor. Bursa’da yapacağınız işler anında Türkiye’yi etkiliyor. Bu bakımdan partimizin önem verdiği bir şehir. 3 dönemliklerle ilgili imkan doğunca eski Sağlık Bakanı’mız Erzurum’dan aday gösterildi. AK Parti, önem verdiği isimleri, etkili gördüğü politikacıları hep Bursa’ya göndermiştir. Bursa’da 2 bakan da olur 3 bakan da. Ayrıca Bursa’da her yöreden insan var. Bursa, Türkiye’nin özetidir. Bursa’ya gelmem benim için onurdur.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X