SEYİT GÜNDOĞAN

Milli Eğitim Bakanlığı, 4+4+4 eğitim sistemine geçmesiyle birlikte, okul binalarını, öğrencilerin farklı yaş grupları ve fiziki koşullarına göre ayırdı ancak özel okullarda bu ayırım uygulanmıyor. 4+4+4 eğitim sistemine geçişin temel gerekçesi olarak da aynı eğitim ortamlarında farklı yaş gruplarındaki çocukların eğitilmesinin ‘pedagojik açıdan sakıncalı bulunması’ olarak gösterilmişti. Ancak hala bir çok özel okulda ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileri aynı bina, aynı bahçeyi, hatta aynı tuvaletleri kullanıyor. Ortaya çıkan bu durum da, ‘Bakanlığın devlet okullarında geçerli olan kuralları özel okullarda geçerli değil mi’ sorusunu akıllara getiriyor. 

Türkiye genelinde örnekleri oldukça fazla olan bu durum Bursa’da da farklı değil. Bu ayırıma karşı çıkan eğitimciler, bakanlığın ve il milli eğitim müdürlüklerinin bu ayırımı bir an önce ortadan kaldırarak, kuralların devlet özel ayırımı olmadan her okulda eşit şekilde uygulanması gerektiği görüşünde birleşiyor.  

Eğitimciler konuyla ilgili görüşlerini aktardı: 

“ÖZEL OKULLAR DENETLENMELİ”…

Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Numan Şeker: 

“Öğrencilerin yaş gruplarına göre eğitim almalarını sağlayan düzenleme sadece devlet okullarında uygulanırken, özel okullarda hayata geçirilmiyor. Bu, hem devletin eğitim politikasına hem yönetmeliklere ters, hem de pedagojik açıdan yanlış. Bununla ilgili çok farklı şeyler duyuyoruz. Bu duyumlar tespit edildiğinde gerçekten bu okulların neden ayrılması gerektiği ortaya çıkar. Görev başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere, yerelde İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile İlçe Milli Eğitim müdürlüklerine düşüyor. Bu okulların kesinlikle denetlenmesi lazım. Özel okul demek kanunları dinlemeyen, istediğini yapan okul demek değil. Devlet okullarında neler yapılıyorsa, özel okullar da bunu uygulamak zorunda.” 

“BAKANLIK ÖZEL OKULA SÖZ GEÇİREMİYOR”…

Türk Eğitim-Sen 2 No’lu Şube Başkanı Selçuk Türkoğlu:

“Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu uygulaması yalnızca devlet okullarında görülüyor ve özel okullarda bu kurala uyulmuyor. Bu da, bu sistemin ideolojik kaygıyla getirildiğinin bir kanıtıdır. Demek ki Milli Eğitim Bakanlığı’nın kararları sadece devlet okullarını bağlıyor, özel okulları bağlamıyor. Yani Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözü devlet okullarına geçiyor, özel okullara geçmiyor. Böyle bir çifte standart kabul edilemez.” 

“DEVLET ADİL OLMAK ZORUNDA”…

Eğitim-İş Şube Başkanı Özkan Rona: 

“Bu uygulama özel ve devlet okulu ayırımı yapılmaksızın geçerli olması gerekir. Devlet okullarında sıkı bir şekilde işletilen bu kuralda özel okullara esneklik gösterilirse, özel okulların devlet okullarına göre avantajlı duruma gelmesine sebep olur. Devlet adil olmak zorunda. Özeli teşvik yerine devlet okullarını teşvik etmeli. Kanununu  gereği yerine getirilirken, özel okullara tanınan bu ayrıcalık ortadan kaldırılmalı.”

“EĞİTİMDE ÇOCUK ODAKLI DÜŞÜNMELİ”…

Uzman Klinik Psıkolog Dilek Kaymak Kısaer:

“Özel okullar hala aynı okulu ve bahçeyi kullanmaya devam ediyor. Okulların ortak kullanım alanları olan, bahçe, kütüphane, kantin, tuvalet vb. yerler küçük çocuklar açısından zorlayıcı bir boyuta geçiyor. Büyük öğrenciler ortak kullanım alanlarında küçüklere karşı kaos durum yaratabiliyorlar ve bu da küçük öğrencilerin okula uyum ve adaptasyon süreçlerini etkiliyor. Bunun akabinde okul fobisi gibi, okula gitmek istememek gibi sorunlarla karşı karşıya kalınabiliyor. Eğitim de çocuk odaklı düşünülmeli. Çocuk okulda mutlu mu, öğrenebiliyor mu, rahat mı? Kendinizi o minik öğrencilerin yerine koyun ve durumu o gözle irdeleyin. Okul hayatı onlar için hiç de kolay bir boyutta ilerlemiyor. 4+4+4 sistemiyle ilgili öğrencilerin başarılarının düştüğü ve bununla beraber akran zorbalığının arttığı tespit edildi. Buna fırsat vermemek için öğrenci merkezli düşünmek, çocukların süreci ilerletirken psikolojik durumlarını gözetmek gerekir.”