Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı “ekonomideki yeni dönem” açıklamaları sonrası Türk lirası varlıklara olan talep hızla arttı.
Türk lirası varlıklara artan talep ile uluslararası piyasada Türkiye’nin risk primi (CDS) 450 seviyelerinden 406’ys kadar gerilerken, yurt içinde borsa yükseldi, döviz kurları ve altın fiyatı geriledi.
“Türkiye, yatırımcısına ciddi fırsatlar sunuyor”
Virtus Glocal Yönetici Ortağı İnanç Sözer, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, ülke risk priminin birkaç günde 550 baz puandan 406 baz puana kadar gerilediğini belirterek, “Türkiye son üç yıldır böyle bir iyileşme döneminden geçmemişti. Cumhurbaşkanımızın attığı adımlar ve açıklamalarla birlikte aslında finansal piyasalarda kayda değer bir toparlanma dönemine girdiğimizi söyleyebiliriz. Ekim ayındaki Merkez Bankası kararlarından sonra olan tüm kötümserliği bugün itibarıyla atlatmış durumdayız. Hem kurda hem de faizde geldiğimiz seviye bunu teyit ediyor.” ifadelerini kullandı.
Üst üste atılan doğru adımlarla finansal piyasalarda daha iyimser tablolarla karşılaşılacağını söyleyen Sözer, Türkiye’nin uzun vadede yatırımcısına her zamana ciddi fırsatlar sunan bir ülke konumunda olduğunu vurguladı.
Sözer, kararlı olunması durumunda enflasyonun tek haneye indirilebileceğini ve bu yolla büyümenin de sağlanacağını bildirdi.
Son birkaç gündür alınan kararları ve atılan adımları doğru, yerinde ve rasyonel politikalara evrilme konusunda ümit var sinyaller olarak gördüğünü söyleyen Sözer, şunları kaydetti:
“Yatırımcı algısını iyileştirmek gerekir derken, aslında iletişimin ne kadar önemli olduğunu söylüyorduk. Cuma gününden bu yana faiz kararı gelmedi, aksiyon alınmadı. Ama döviz cinsi faizlerde 150 baz puan, TL faizlerde 80 baz puanlık bir iyileşme gördük. 19 Kasım’daki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında gereken faiz artış miktarını bile iletişim politikasıyla azaltmış durumdayız. Devam eden dönemde faizden daha önemli olan kısım yatırımcı algısını düzeltmektir. Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan ve TCMB Başkanı Naci Ağbal’ın ekonomi politikalarında doğru tercihleri yapacak, piyasanın ihtiyaç duyduğu iletişim politikası ve yatırımcı algısını iyileştirecek tercihleri yapacak önemli isimler olduğunu söyleyebilirim.”
“Yabancı yatırımcılara yeşil ışık yakıldı”
Econs Kurucu Ortağı Ferhat Yükseltürk de iletişim ve beklenti yönetiminin ne kadar başarılı olduğunun bugün bir kez daha görüldüğünü söyledi.
Ekonomi yönetiminin varmak istediği hedefi önceden şeffaflık ve öngörülebilirlik çerçevesinde piyasaya anlatması durumunda nelerin olabileceğini parametrelerde yaşanan iyileşme gözlendiğini ifade eden Yükseltürk, “Daha faiz artırımı olmadı ama dolar/TL, 8,50 seviyelerinden 7,87’ye geriledi. Bu durum bize iletişimin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Ekonominin en önemli bacağı piyasaya doğru mesajlar verilmesidir. Bugün de bunu gördük. İletişim, önümüzdeki dönemde de en önemli politika aracı olacak. Bu iletişimi Cumhurbaşkanının haricinde Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ve Merkez Bankası’nın da çok etkin kullanması gerekir.” diye konuştu.
Yükseltürk, enflasyonla mücadelenin ön planda tutulacağının ifade edilmesinin yatırım, üretim ve işsizlik alanlarına olumlu yansıyacağını belirtti.
Enflasyonun oluşturduğu belirsizliğin, yatırım tercihleri ve yatırım kararlarını olumsuz etkilediğine dikkati çeken Yükseltürk, “Öncelikle enflasyondan kurtulmalıyız. Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadeleye odaklandığını göstermesi hem piyasa hem de yabancı yatırımcı açısından olumlu. Burada ne kadar olumlu ilerlersek ve ne kadar olumlu adım atarsak yabancı yatırımcıyı da o ölçüde çekebiliriz.” ifadelerini kullandı.
Yükseltürk, yabancı yatırımcılara yönelik açıklamalar hakkında şu değerlendirmelerde bulundu: “Cumhurbaşkanının metninde yabancı yatırımcılara yeşil ışık yakan çokça ifade var. Belirsizlik oluşturan, öngörülebilirliği azaltan düzenlemelerde değişiklik olabilir. Sabah BDDK’nın swap hamlesi geldi. Önümüzdeki dönemde aktif rasyosunun da gündemimizden kalkacağını düşünüyorum. Şu an da ülkenin en önemli sorunu kredi büyümesinden ziyade enflasyonla mücadele. Aktif rasyosunun aslında enflasyonla mücadeleyi bozan bir etkisi var. Para politikasında aktarım mekanizmasının da ister istemez bozuyor. Daha enflasyonist baskı yaratıyor. Bu anlamda aktif rasyosunun bu hafta ya da önümüzdeki hafta ortadan kalkmasını bekliyorum. Çünkü kredilerin biraz hormonlu büyümesine neden oldu. Kredi kalitesinde bir miktar bozulmaya sebebiyet verdi. Kurdaki dengesizliklerinin en önemli sebeplerinden de birisi oldu. Cumhurbaşkanının mesajlarından da böyle bir sinyal aldım.”
“CDS’in 350-400 baz puan arasına gelmesi beklenebilir”
Deniz Yatırım Strateji Bölüm Müdürü Orkun Gödek ise son dönemde yaşanan gelişmelerin ardından Merkez Bankası ile Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılan ilk açıklamaların piyasada pozitif karşılık bulduğunu, şeffaflıktan ve iletişimden yana piyasa dostu bir tablo ortaya konulduğunu söyledi.
Bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni ekonomi politikasına ilişkin açıklamalarının ve özellikle de atılacak adımların arkasında olunacağına yönelik mesajının, pozitif süreci desteklediğini anlatan Gödek, tüm bunların ülke risk primi göstergesi CDS’te düşüşü beraberinde getirdiğini ifade etti.
Gödek, CDS’in yoğun haber akışının yaşandığı bir dönemde gerilemesini çok önemsediğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“CDS bugün de düşüşünü sürdürüyor. Şu anda piyasada çok ciddi bir beklenti var. Para politikasının sadeleşmesi, tek faize geçiş, para politikası faizi ile piyasa faizinin eşitlenmesi şeklinde… Bu da yüzde 14-15 aralığında bir politika faizine işaret ediyor. TCMB Başkanı Naci Ağbal çok disiplinli ve piyasayla iletişimi güçlü birisi. Ara toplantı beklentilerini pazartesi günü sabah erkenden yapılan açıklama ile masadan kaldırarak güçlü bir yönlendirme yaptı. Bunlar çok doğru ve pozitif adımlar. Öte yandan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan da teknokrat olarak bilinmesinden ötürü piyasada çok ciddi kredibilitesi var. Eğer beklentiler 19 Kasım’daki Para Politikası Kurulu toplantısında karşılanacak olursa, ilk mesajlarında olduğu gibi daha piyasa dostu adımlar gelmeye devam ederse, CDS’in 350-400 baz puan arasına, yani pandemi öncesi seviyelere gelmesini beklerim.”
Kur ve borsadaki seviyelerden ziyade ülke risk priminin gerilemesinin daha önemli olduğuna dikkati çeken Gödek, CDS’teki düşüşün Türk varlıklarına yönelimi beraberinde getireceğini, borçlanma maliyetlerini azaltacağını ve ülke kredibilitesini yükselteceğini dile getirdi.
Gödek, bu yıl yerlilerin altın ve döviz alımı gerçekleştirdiklerine değinerek, “Eğer onlar da hisse senedi piyasasındaki iyileşmeye katılmak isterlerse, gecikmeli de olsa kurdaki geri çekilme 7,70-7,80 aralığına sürebilir.” dedi.
Bu kadar iyimserliğe ek olarak bu yıl bitmeden bir eurobond ihracının gündeme gelebileceği ihtimalini göz ardı etmediğini aktaran Gödek, “Dışarıda da dolar endeksindeki zayıflama, borçlanma maliyetlerindeki düşüş, ABD seçim belirsizliğinin ortadan kalkması, hiç aklında borçlanma olmayan ülkelerin bile bu yola yönlenmesini gündeme getirebilir. Hazır böyle uygun bir ortam varken, bunu gerçekleştirebilirler.” diye konuştu.