Acar, yazısında şu bilgileri paylaştı:
Yaklaşık 20 yıl önce Ocak 2003’te en düşük emekli maaşı net asgari ücretten yüzde 47 fazlaydı. Bugün son açıklanan rakamlarla aylık net asgari ücret 17.002 TL, en düşük emekli aylığı kök maaşların artırılması sonucu aylık 10.000 TL olarak açıklandı. Bu durumda ülkedeki en düşük emekli maaşı asgari ücretten yaklaşık yüzde 41 daha az.
Özellikle 2023 Mayıs seçimleri sonrası yapılan mevcut çalışanlarla ilgili maaş artışlarının emeklilere yansıtılmaması, aradaki makasın bugüne kadar hiç olmayan bir şekilde açılması sonucunu doğurmuş alınan son kararlar da maalesef bu durumu değiştirmemiştir.
Temmuz 2023 itibariyle Memurlara 8.077 TL seyyanen zam ve diğer artışlar sonucu %50-80 arasında emeklilere ise %25 zam yapılması 2024 yılına ilişkin memur ve emeklilere %49,25 oranında SSK ve Bağkur emeklilerine %42,6 oranında zam yapılması yıllar içinde artarak devam eden aradaki makasın daraltılması sonucunu doğurmamıştır.
Diğer taraftan özel sektör çalışanları açısından yeni dönemde asgari ücretliye yaklaşık %50 oranında zam yapılması sonucu maaşların 17.000 TL’ye çıkarılması yüksek enflasyon nedeniyle bu kesimler açısından da beklentileri tam olarak karşılayamamıştır.
En Düşük Memur Aylığı :32.681 TL
En Düşük Emekli Aylığı :10.000 TL
Asgari Ücret :17.000 TL
Yukarı tabloda görüleceği üzere gerek kamu çalışanları ve emeklileri arasındaki önceki dönemlere göre aşırı ücret dengesizliği gerek özel sektör çalışanları ile ilgili asgari ücret v.b düzenlemelerin kendi içinde tutarlı ve adalet temelli olmaması maalesef çalışan kesimler arasındaki sosyal barışı da bozmuştur..
Açlık sınırı en düşük emekli aylığı
Türk İş 2023 yılında son yaptığı çalışmada Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarını (açlık sınırı) 14.025 TL olarak açıkladı.2024 yılına ilişkin açıklanan en düşük emekli aylığı 10.000 TL maalesef -2023 yılında açıklanan 14.026 TL açlık sınırınında altında kalmıştır.
Son 4 yılda çalışan kesimlerin milli gelirden aldığı pay
2019 – 2022 yılı verileri dikkate alındığında çalışan ücretli kesimin milli gelirden aldığı payın önemli ölçüde düştüğü gerçeğiyle karşı karşıyayız.
Sermaye/Milli gelir oranı %47’den %55’e çıktı.
Ücretler /Milli Gelir Oranı %35’ten %26’e düştü.
Bu durum orta sınıfın büyük ölçüde ortadan kaybolması yoksul ve zengin sınıflar arasındaki makasın daha da açılmasına neden oldu.
Sorunun temel kaynağı ve çözüm
Konuyla ilgili daha önceki açıklamalarımızda da belirttiğimiz üzere enflasyondaki ciddi ve gözle görülür bir düşüş olmadığı sürece biz bu sorunları yaşamaya devam edeceğiz.
Bu anlamda Satın alma gücü çok önemli. Satın alma gücünü koruyacak temel ölçü de Gerçek Enflasyon+Refah payının emeklilere verilmesi ile sağlanabilir. Maalesef TÜİK tarafından açıklanan son yıllık enflasyon rakamı %64,77 olarak açıklanırken ENAG bu oranı %127,21 İTO ise 74,88 olarak açıkladı. Bu konuda gerçek rakamlar ne ise bunun şeffaf ve inandırıcı bir şekilde açıklanacağı bir ortamı acilen oluşturmalı ve önümüzdeki süreçte çıkacak gerçek rakamlara göre emekli aylıkları başta olmak üzere kamu ve özel sektör çalışanları açısından olması gereken makul dengeleri oluşturacak açılan makası daraltacak kendi içinde tutarlılık ve adaleti gözeten bir anlayışı hayata geçirmeliyiz.
Bu anlamda daha önceki yazılarımda da belirttğim gibi ekonomide yapılması gerekli yapısal değişikliklerin gerçekleştirilmesi ve ekonomiye güven tesisi için Sadece Merkez Bankası değil TÜİK, SPK, GİB, BDDK, SGK, v.d stratejik kurumların kurumsal yapılarının güçlendirilmesi bağımsız ve rasyonel karar almalarının önünün açılması görev alanları itibariyle dürüst ve ehil kadroların atanması şeffaf ve hesap verebilir bir yapının oluşturulması gerekiyor.
Diğer taraftan bugün yaşadığımız ekonomik sorunların nihai anlamda çözümü bir anlamda hukuk , adalet ve güven tesisi ile yakından ilgilidir. Binanın temelini bu kavramlar oluşturmaktadır. Bu çerçevede emekli aylıkları konusunda alınacak kararlar dahil olmak üzere tüm ekonomik sorunların çözümüne ilişkin atacağımız rasyonel adımların başarısı ve kalıcılığı da buna bağlıdır.
Olay Gazetesi Yazarı Fatih Acar’ın yazısının tamamı için tıklayın…