Üniversite öğrencisi Şule Çet’in (23), 28 Mayıs 2018’de Ankara’da, cinsel saldırıya uğrayıp plazanın 20. katından atıldığı iddia ediliyor.
Çet’in ölümüne ilişkin delil olabilecek yeni bulguları gün yüzüne çıkartan Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anablim Dalı’ndan Prof. Dr. Hakan Kar, Milliyet gazetesinden Mert İnan’a konuştu.
En önemli delil objesi sayılan maktülün üzerindeki siyah iç çamaşırının Adli Tıp’ta incelenemeden kaybolduğunu belirten Kar şunları söyledi:
“Dosya bize gelmeden önce Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurumu’nun raporu mahkemeye sunulmuştu. Bu raporda cinsel ilişkinin varlığına işaret edilmiş ancak yüksekten düşmeye bağlı ölüm gerçekleştiğinden, cinsel ilişkinin zorla olup olmadığının ayırt edilemediği belirtilmişti.
Şule Çet’in olay yeri inceleme raporları, ifadeler, telefon mesaj kayıtları, adli ölü muayenesi, otopsi, laboratuvar tetkiklerinden elde ettiğimiz bulgular ile fotoğraf ve videoları değerlendirip ek bulgular tespit ettik.
Adli ölü muayene görüntülerinde maktülün üzerinde olan siyah iç çamaşırı kayıp olduğundan inceleme yapılamamış. Oysa bu gibi soruşturmalarda iç çamaşırı en önemli delil objesidir. Kayıp iç çamaşırı ortaya çıkar ve analiz edilirse çok önemli delillere ulaşılır.
Olayın yaşandığı dairenin lavabosundaki kırmızı lekeler de hiç araştırılmamış. Raporumuz mahkemeye sunuldu. Talep gelirse 15 Mayıs’taki mahkemede raporumu anlatabilirim.”
Haberde, olay yeri incelemede yapılan eksiklileri sıralayan ve, “Adli tıp açısından tüm delileri değerlendirip bir sonuca vardık. Elde ettiğimiz bulgulara göre, Şule Çet olayında cinsel ilişkiye zorlama var. Ancak bu eylemin nasıl olduğu, kaç kişi tarafından gerçekleştirildiği mahkeme tarafından ortaya çıkartılır. Çet’in düştüğü söylenen pencereden parmak izi çıkmıyor. Çet’in kalça kısmında ısırık iziyle uyumlu lezyon gördüm. Bu ayrıntı otopsi raporu yoktu. Olay yeri inceleme ilk anda intihar anonsu geçtiğinden cinsel saldırı araştırması yapılmamış olabilir…” diyen Kar, raporlarıyla ilgili diğer ayrıntıları paylaştı.