İzmir’in Seferihisar açıklarında meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremin ardından 17 kişiye mezar olan Bayraklı ilçesindeki Doğanlar Apartmanı sessizliğe büründü. Enkaz bölgesinde vatandaşlar tarafından hayatını kaybedenler anısına bırakılan karanfiller dikkat çekerken, Doğanlar Apartmanı’nın görevlisi Mustafa Turbaş da o gün yaşananları anlattı.
”BELKİ DE 1-2 SANİYEYLE KURTULDUM”
Arama kurtarma çalışmaları sırasında enkaz bölgesinden ayrılmayan Turbaş, deprem sırasında binanın dışında olduğunu belirterek, “Deprem esnasında alandaydım. Enkazla alanla 3 metre vardı. Binanın tamamı yola kadar geldi. Bana bir taş bile değmedi. Buna inanamıyorum. Belki de 1-2 saniyeyle kurtuldum. Kolonların hepsi önüme düştü. Sonra o esnada bir toz bulutu kapladı. Göz gözü görmüyordu. Zaten ben tozu yuttuğum için bayılacak gibi oldum. Çok büyük bir gürültüyle oldu. Toz bulutu dağıldıktan sonra eşimi ve çocuğumu kurtarmaya koştum. Bir can pazarı oldu. Ama inanamadığım şu üst kattakiler hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalktılar. İnanamadım. Üstlerindeki o çatı gitmişti. Çatı falan yoktu. Bazı insanlar burnu bile kanamadan kurtuldu. Ama diğerleri çok kötüydü. Tanıdığım herkes Elalar, en son çıkan Seda, çok güzel, çok iyi bir kızdı. Onu da ben teşhis ettim. Çok güzeldi, melek gibiydi. Ailesi de duyarsa bilsin hepsinin yeri cennettir benim gözümde” dedi.
”VEFAT EDENLERİ TEŞHİS ETMEK ÇOK ÜZÜCÜYDÜ, O ANLARI UNUTAMADIM”
Elif bebeğin çıkarılış anını unutamadığını belirten Turbaş, “En unutamadığım an Elif’in çıkarılışı. Elif kurtulduğunda ben de yanındaydım. O küçücük bedeni kolonların arasından nasıl çıktı hala daha hayret ediyorum. O çok etkilemişti beni. Bir de vefat edenleri teşhis etmek çok üzücüydü, o anları unutamadım. Ben hemen 2 kişi hariç hemen hemen herkesi teşhis ettim. Hepsini ambulansta teşhis ettim. Ama yakınlarına göstermedikleri için ben de çıktığımda yüzümün ne halde olduğunu bilmiyorum ama herkes anlıyordu. Yakınlarına değil ama ikinci dereceden akrabalarının hepsini hastaneye yönlendirdik. Zaten orada da teşhis ettiler” ifadelerini kullandı.
Depremin olduğu günün sabahında apartman sakinleriyle selamlaştığını belirten Turbaş, “Sabah beraber herkes kahvaltı yapmak için fırına gidiyordu. Hepimiz sabah beraberdik, ‘Günaydın’ diyorduk birbirimize. Aradan geçen birkaç saat sonra hepsinin yok olduğunu görmek çok üzücüydü. Gözümüzün önündeydi, bir şey de yapamadık” diye konuştu.
İHA