Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine, “Ne kadar var? 15 gün. 15 gün sonra Tekirdağ, bir değişim dönüşüm, yapıyor mu?” diye sorarak başladı.
Vatandaşlara, bu şehrin milletvekilliğini de yapan Yahya Kemal’in deyimiyle “Fetihler Ufku Tekirdağ” diye seslenen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Rehberimiz gayret-i merdanedir / Her taşımız bir nice bin canedir / Cana değil meyl bugün şanedir / Arş yiğitler vatan imdadına’ işte böyle diyen vatan şairi Namık Kemal’in şehri Tekirdağ, bileği bükülmez pehlivanların şehri Tekirdağ, asırlar boyunca Balkanlar’a yönelen ecdadın soluklandığı Tekirdağ, Balkanlar ateş ateş yanmaya başlayınca geri dönenlere kucak açan Tekirdağ, bir yanı Marmaray’a, bir yanı Karadeniz’e yaslanan, ana kucağı gibi tüm Trakya’yı sarıp sarmalayan Tekirdağ. Vefasıyla, kadirşinaslığıyla, muhabbetiyle, neşesiyle, çalışkanlığıyla Trakya’nın gözde şehri Tekirdağ… Sizleri gönülden selamlıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tekirdağ’ın kadim bir Türk yurdu olduğunu, aynı zamanda ülkenin topraklarının tamamı Avrupa’da olan üç şehrinden biri olduğunu söyledi.
“Bu namussuzlar böyle dedi diye biz adım atmayız”
“Sizlerin buradaki varlığı, birliği, dirliği, temsil ettiğiniz değerler Yeni Zelanda’da cami basıp, Müslümanları katleden teröristin bile zoruna gitmiş.” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bu katliamda kullandığı silahını da İkinci Viyana Kuşatması’nın tarihinden Haçlı Seferleri’nin zalim isimlerine kadar bilinen tüm Türk ve Müslüman düşmanlarıyla süslemiş. Geride bıraktığı bildiride ‘Boğaz’ın batısına geçerseniz sizi öldüreceğiz. İstanbul’a geleceğiz tüm camileri, minareleri yıkacağız.’ diye zırvalamış. Be namussuz Yeni Zelanda nire, Türkiye nire? İstanbul nire, Tekirdağ nire, Yeni Zelanda nire? Nasıl oluyor da dünyanın öteki ucundaki bir katil, bir cani, Müslümanlarla ve Türklerle ilgili bunca fesatlığa kafası dolu olarak harekete geçirilebiliyor. Gördüğünüz gibi Tekirdağ’ı, İstanbul’u, aslına bakılırsa topyekun bu vatanı bize çok görenler boş durmuyor. Balkan Harbi öncesi dört bir yanımızda tıpkı bu günün Tekirdağ’ı gibi, Edirne’si, Bursa’sı, Eskişehir’i, Kayseri’si, Erzurum’u gibi canımızdan birer parça olan şehirlerimiz vardı. Bugün hepsi de sınırlarımızın dışında kaldı. Üstelik bunların çoğunu da tek kurşun atmadan kaybettik. Nereden nereye geldik biliyor musunuz? 22 milyon kilometrekareden, 780 bin kilometrekareye geldik. Nereden nereye… Hale bak hale.”
Konuşma sırasında bir vatandaşın Ayasofya’yla ilgili sözleri üzerine Erdoğan, “Sultanahmet’i bir doldurun ondan sonra ona bakarız. Bak, şimdi Büyük Çamlıca Camisi’ni yaptık. Dört, beş tane Ayasofya eder, o kadar büyük. 60 bin kişiyi alabilecek kapasitede. Anadolu Yakası’nda tüm İstanbul’da ve Türkiye’de en büyük cami oldu. Mesele o değil, bu işin bir siyasi boyutu var, yanı var. Yan tarafta Sultanahmet’i doldurmayacaksın, ‘Ayasofya’yı dolduralım’ diyeceksin. Bu oyunlara gelmeyelim. Bunların hepsi tezgah. Biz ne zaman, neyin, nasıl yapılacağını çok iyi biliyoruz. Bu namussuzlar böyle dedi diye biz adım atmayız. Adımı nasıl atacağımızı, bunun siyaset dilini de çok iyi biliriz.” ifadelerini kullandı.
‘Yeni Zelanda’dan bunların hesabının sorulmasını istiyoruz’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan savaşlarda ve kargaşa ortamında milyonlarca Müslümanın alçakça şehit edildiğini belirterek, Yeni Zelanda’daki terör saldırısında da 49 Müslümanın hayatını kaybettiğini söyledi.
Saldırıda 3 Türk vatandaşının da yaralandığını, şehitlerin arasında Türk bulunmadığını aktaran Erdoğan, “Tabii hepsi bizim şehidimiz, hepsi Müslüman ve cuma namazında bunları bu alçaklar örgütlü bir eylemle tarıyorlar.” ifadelerini kullandı.
“İstanbul’a 3 gün bir gelmiş, 40 gün bir gelmiş.” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Şimdi çalışmalar yapılıyor. Bunun bağlantısı nerelerde var, çıkaracağız. Ama tabii Yeni Zelanda’dan da bunların hesabının sorulmasını istiyoruz. Öyle kuru kuruya şöyle bir müddet yatsın, ondan sonra çıksın, olmaz böyle bir şey. 49 insan, bu bir katliam, bunun hesabının sorulması lazım. Aksi takdirde bu gidiş, iyi bir gidiş değil. Yarın aynı bedeli Yeni Zelanda da öder. Cumhuriyet’imizi ilan ettiğimizde Anadolu nüfusunun önemli bir bölümü sınırlarımız dışında kalan coğrafyalardan gelenlerden oluşuyordu. Biz buna rağmen kimseye kin tutmadık. Tavrımızı hep barıştan, huzurdan, dostluktan yana koyduk. Kaybettiklerimize değil, elimizdekilere baktık. Onları mamur etmenin, geliştirmenin, zenginleştirmenin gayreti içinde içinde olduk. Hamdolsun bugün Türkiye, bölgesinin hem güçlü hem de en müreffeh devletidir. Eğer bugün Türkiye’ye saldırılıyorsa, Erdoğan’a saldırılıyorsa bunun sebebi güçlenen Türkiye’dir. Yakın çevremizde çalışmadan, üretmeden, hak etmeden, tamamen oluk oluk akıtılan paralarla kurulan sahte refah düzenleri çatırdarken, biz adım adım 2023 hedeflerimize yaklaşıyoruz. Üstelik de tüm maruz kaldığımız saldırılara, önümüze kurulan tüm tuzaklara, oynan tüm senaryolara rağmen bunu yapıyoruz.”
“Biz Allah’a ve halkımıza dayanarak oraya indik”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yeni Zelanda’daki saldırı ve onun üzerinden bize verilen mesajlar ilk değildir. Hatırlayınız, İstanbul’un sokaklarına ‘Zulüm 1453’te başladı’ yazıları Gezi olaylarında yazıldı mı? Bu Geziciler, başlarında da Bay Kemal’in olduğu bu Geziciler ‘Zulüm 1453’te başladı’ derken neyi kastediyorlardı? Yani İstanbul’un fethi, Bay Kemal’e ve onun sevenlerine göre bir zulümdü, değil mi?” diyerek, şöyle devam etti:
“Şimdi sizlere daha farklı bir ispat yapacağım burada. Ülkemize yakın tarihte yapılan en alçak saldırı olan 15 Temmuz darbe girişimini, birileri alkışlarla karşılamış, başarısız olunca da ‘kontrollü darbe’ diyerek işi tersine çevirmeye çalışmıştır. Kimdi bu? Bay Kemal. Bay Kemal’e göre kontrollü darbeydi. Madem kontrollü darbeydi de Yenikapı’ya niye geldin Bay Kemal? Yenikapı’dan sonra niye kaybolup gittin? 15 Temmuz gecesi şahsım Atatürk Havalimanına indiğimde dediler ki ‘23.15’te Bay Kemal buraya geldi. Sonra FETÖ’cülerin tankları arasından çıkıp gitti.’ Nereye? Bakırköy Belediyesi’ne. Bakırköy Belediyesi’nde o kahvelerini yudumlarken, bu kardeşiniz, damadım, eşim, kızım, torunlarımla beraber biz de Atatürk Havalimanı’na indik. F-16’lar, helikopterler üstümüzde uçuyordu ama millet oradaydı. Biz Allah’a ve halkımıza dayanarak oraya indik.”
Konuşmasında, yılmadıklarını, korkmadıklarını dile getirerek, Hz Muhammed’in Hira Mağarası’nda Hz. Ebubekir’e söylediklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin de “Allah bizimle beraberdir” diyerek yola devam ettiklerini söyledi.
Erdoğan, “Yoksa, Yeni Zelanda’da 49 Müslüman kardeşimiz şehit edilmiş olabilir ama bu ne ilktir, ne sondur. Onun için biz bir şeye bakıyoruz, Rabbimiz ne buyuruyor; ‘Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler ancak siz bilemezsiniz.’ Öyle mi? Onların bütün rızkı, her şeyi Allah’a aittir. Mesele bu ama bunu Bay Kemal anlamaz. Onun için de Bay Kemal tankların arasından çekip gider ve şimdi biraz sonra Avustralyalı bir senatör var, ahlaksız, edepsiz… Bakın dünkü olayla ilgili ne diyor?’ Ve Bay Kemal ne diyor? Şimdi bunları göreceğiz. Avrupa’da her gün vatandaşlarımıza, onların derneklerine, camilerine, iş yerlerine yönelik yeni saldırıların haberlerini alıyoruz. Sınırlarımızın dibinde kurulmaya çalışılan terör koridoru da bu senaryonun bir parçasıdır. Bunların derdi Tayyip Erdoğan değildir, bunların derdi AK Parti veya Milliyetçi Hareket Partisi ile birlikte kurduğumuz Cumhur İttifakı da değildir. Bunların derdi doğrudan doğruya Türkiye’dir, Türk milletidir. Bunların derdi doğrudan doğruya Rabia’dır, Rabia… Şimdi öyle bir ses verin ki dünyanın her yerinden duyulsun. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.” ifadelerini kullandı.
“Dürüstlük olmadıktan sonra siyaset olmaz”
Erdoğan, “Tarihimizle, medeniyetimizle, kültürümüzle, inancımızla saldırdıkları tüm değerlerin temsilcisi olarak gördükleri için bizi hedef alıyorlar. İnşallah milletimizle birlikte bugüne kadar nice oyunları bozduğumuz gibi bu oyunu da yerle yeksan edeceğiz. Bunun için ’31 Mart seçimleri beka seçimidir.’ diyoruz. Bunun için 31 Mart’ta sadece belediye başkanlarımızı seçmekle kalmayacağımızı, geleceğimizi de oylayacağımızı söylüyoruz.” diye konuştu.
Erdoğan, katılımcılara şöyle seslendi:
“Tekirdağ, belediyecilik bakımından aynı gelişmeyi maalesef gösteremedi. Belediyelerin çoğu, bakanlıklarımızın şehre gösterdiği ihtimamın yanına bile yaklaşamadı. Böyle olunca da yapılan işlerin çoğu yarım kalıyor, Tekirdağ halkı yeteri kadar istifade edemiyor. İnşallah önümüzdeki dönemde, Tekirdağ’da bu kopukluğu gönül belediyeciliğiyle gidereceğiz. Artık Meclisimizin başında da Tekirdağlı bir kardeşiniz, Prof. Dr. Mustafa Şentop var. Şentop Hocamızın da destekleriyle bakanlıklarımızla, belediyelerimizle, özel sektörümüzle el ele vererek, Tekirdağ’ı hak ettiği konuma süratle çıkartacağız. Cumhur İttifakı’nın, Tekirdağ’da bunu başaracağına inanıyorum. Bunun için bugün burada sizinle bir ahitleşme yapmamız lazım. Gelin artık birilerinin hiçbir iş yapmadan, sadece hepimize ait olan belli değerleri istismar ederek, Tekirdağ’ın önünü tıkamasına izin vermeyelim. Gelin artık Tekirdağ’da istismar siyaseti dönemini kapatıp hizmet siyasetinin devrini başlatalım.”
“Hükümetin CHP’li belediyelere para vermediği yalanı”na sarıldıklarını duyduğunu anlatan Erdoğan, “Bay Kemal de söyledi mi bunu? Ben resmi rakamla konuşurum, Bay Kemal yalanla, iftirayla konuşur. Bay Kemal’den son olarak 2,5 milyon… Mahkum oldu. Henüz parayı almadım. Hani ‘Man adaları’ diye bir şey uydurdu ya aileme, bana neyse. Bu parayı aldığım anda inşallah Mehmetçik Vakfına hibe edeceğim. Çünkü Bay Kemal’in böyle adresleri yok ama bizim var. Adamın ilk yalanı değil ki, bak şimdi onun için yardım sandığı kurdular. Yalan söyleme de milletvekillerinin başına iş sarma. Aynı şey HDP’de var, sözde İYİ Parti’de var. Onlar da mahkum olacaklar. Niye? Gerçek ortada. İşleri güçleri yalan. Dürüstlük olmadıktan sonra siyaset olmaz.” dedi.
Erdoğan, her belediye gibi Tekirdağ’a da ödeneğini hep gönderdiklerini belirterek, “Ama buradaki iş bilmezler, beceriksizler, bu parayı sizlere hizmete dönüştürecekleri yerde çarçur ettiler.” ifadesini kullandı.
Namık Kemal’in “Felek her türlü esbab-ı cefasın toplasın gelsin/Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azimetten” dizelerini aktaran Erdoğan, “Biz, milletimize hizmet etmeye son nefesimize kadar devam edeceğiz. Aynı şekilde Tekirdağ’a da sonuna kadar hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Şayet büyükşehriyle ilçeleriyle belediyelerimizde de bu ahengi yakalarsak, Tekirdağ’ı kısa sürede şahlandırırız. Cumhurbaşkanlığında bu kardeşiniz 4,5 yıl var mı? TBMM’nin başında Şentop var mı? İnşallah belediye başkanı olarak da burada Mestan kardeşimiz olacak mı? İlçelerde de yine Cumhur İttifakı olacak mı? Biz burayı uçururuz.” diye konuştu.
“Artık bu millet, CHP’yi de senden kurtaracak”
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ergene Nehri’ne ilişkin bir video izletirken, bütün fabrikaların atık sularının Ergene’ye aktığını dile getirerek, “Nerede belediye? Niye bunlara müdahale edilmiyor? Şu hale, şu rezilliğe bak? Benim Tekirdağlı kardeşlerim buna layık mı?” diye sordu.
Avustralyalı Bağımsız Senatör Fraser Anning’in açıklamalarına işaret eden Erdoğan, “Ahlaksızca, edepsizce bir ifade kullanıyor.” dedi. Söz konusu açıklamaları, Yeni Zelanda’daki terör saldırısına ilişkin videoları ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir konuşmasını da izleten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Terbiyesize bak, ‘İslam dünyasından kaynaklanan terör.’ diyor. ‘İslam dünyasının oturup düşünmesi lazım.’ diyor. Ya senin o Avustralyalı senatörden ne farkın var? Yani terörün kaynağı İslam dünyası mı? Şu hale bak ya, ne günlere kaldık? Terörün kaynağının İslam dünyası olduğunu söyleyecek kadar izanını kaybetmiş, kendini kaybetmiş olan birisi, halkının yüzde 99’u Müslüman olan bu ülkede siyaset yapıyor. Bay Kemal, sen terörün kaynağının İslam dünyası olduğunu söylemeye ne yetkilisin ne ehilsin. Sen önce kendini gözden geçir, kendini. Zira sen zaten şu anda teröristlerle berabersin, teröristlerle el elesin, kol kolasın. Sen zaten ta Kandil’dekileri, Tendürek’tekileri, Cudi’dekileri, Gabar’dakileri yanına alıp onlarla beraber yürüyüş yapan adamın ta kendisisin. Ama ben inanıyorum ki, benim Tekirdağlı kardeşlerim de, Türkiye’deki CHP’ye gönül veren kardeşlerim de sana inşallah 31 Mart’ta öyle bir Osmanlı tokadı atacak ki bir daha belini doğrultamayacaksın. Ben inanıyorum ki, artık bu millet, CHP’yi de senden kurtaracak. Buna da ihtiyacı var CHP’nin. Maalesef… Şu ifadeye bak ya yani terörün kaynağına İslam ülkelerini ve ümmeti yerleştiren bu adama oy vermenin dahi ne kadar büyük bir vebal olduğunu anlayalım.”
Çorlu Havalimanı’nın hala hakkıyla çalışmadığına inandığını, bu havalimanının işlerliğinin arttırılması gerektiğini anlatan Erdoğan, adının da Çorlu Atatürk Havalimanı yaparak şehre daha güzel hizmet etmesinin sağlanması gerektiğini söyledi.