“Dünyada geleneksel sanatların unutulmaya yüz tuttuğu bir çağda yaşayan insan hazineleri listemizin her geçen yıl daha da büyümesi, milletçe bu ulvi gayeye sarılmayı sürdürdüğümüzü gösteriyor” açıklamasında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün de ülkemizin dört bir yanındaki ustalarımız, sanatçılarımız, hat, ebru, kalem işi, minyatür, çini, oyma, kakma, taş işleme, ahşap işleme, deri işleme gibi sahalarda paha biçilmez eserler çıkartıyor. Bugün de keçe, kispet, yazma, kaval, bağlama, nazar boncuğu üreten ustalara sahibiz. Meddahlık, aşıklık, zakirlik geleneğimizi sürdürüyoruz. Yamaklık, çıraklık, kalfalık, ustalık ve üstatlık basamaklarından geçen nice sanatkarımız kültür ve sanat dünyamızı zenginleştiriyor.
Türkiye’nin her köyünde, her kasabasında, her ilçesinde, her şehrinde yaşayan insan hazinesi sıfatını hak eden çok kıymetli insanlarımız var. Kendi alanlarında hayatlarını vakfederek elde ettikleri beceri ile, ortaya koydukları ürünlerle ülkemize ve dünyaya eşsiz değerler kazandıran, yüreklerinde koca bir aşkı, ellerinde emsalsiz bir mahareti sımsıkı tutan bu sanatkarlarımızı taktir etmek için kelimeler kifayetsiz kalıyor. Yaşayan insan hazineleri listemize sürekli yeni ilaveler yapan, ender bilgi ve beceri gerektiren birçok mesleğin ihyasına vesile olacak Somut Olmayan Kültürel Mirasımızın nesilden nesle aktarılmasını sağlayacaktır. Devlet olarak bu konuda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmenin gayreti içindeyiz” diye konuştu.
“Kendimiz olarak kalmak ve kendimiz olarak daha üste çıkmak mecburiyetindeyiz”
Türkiye’yi bir yandan günün temel alt yapı ihtiyaçlarını karşılayacak yatırımlarla donatırken, diğer yandan tarihe, kültüre, medeniyete sahip çıkacak çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarihimizden ilhamını aldığımız yeni bir mimari anlayışını yaygınlaştırmaktan ecdat mirası nice değerimizi ihya etmeye kadar pek çok çalışmayı hayata geçirdik. Demokrasi ve kalkınma hamlemizi önemli ölçüde neticeye ulaştırmanın verdiği güvenle artık eğitimin ve kültürün merkezinde olduğu kadarıyla medeniyetimizin ihyası gayretlerine çok daha fazla odaklanabileceğimiz bir döneme giriyoruz. Her ne kadar küresel sağlık ve finans krizi sebebiyle insanların gündeminde ekonomi ilk sırada gibi görünüyorsa da asıl mücadelenin geleceğin hangi kodlarla inşa edileceği konusunda yaşandığını biliyoruz. Bu çerçevede artık hayatımızın dışında kalması kolay kolay mümkün olmayan, dönüşen dijital dünya araçları, siyasetin ve ekonominin üzerinde bir güç olarak karşımıza çıkmaktadır. İnternetin, sosyal medyanın, yapay zekanın gerçek hayatın ötesinde paralel bir dünya oluşturma yolunda ilerleyen dijital kurguların etrafımızı kuşattığı bir dönemde kendimiz olarak kalmak ve kendimiz olarak daha üste çıkmak mecburiyetindeyiz.
Bunun yolu da maziden atiye kurduğumuz köprüyü hem aslıyla hem de teknolojinin verdiği imkanlarla, sınırları giderek değiştiren yorumlarıyla güçlü tutmaktan geçiyor.
Çocuklarımıza, gençlerimize ve tüm topluma, bizim dışımızda üretilip dayatılanı değil, kendi kültür ve medeniyet değerlerimizle biçimlendirdiğimiz daha iyilerini sunmakla mükellefiz. Üstelik bu hükümetinden bürokrasisine, siyasetçisinden iş dünyasına herkesi kucaklayan ama herkesin daha üstünde biçimlenen bir ortak bilinci gerektiriyor. Her birimiz kendi alanımızda ortaya koyduğumuz gayretle, yenilikçi fikirler ve ürünlerle, eserlerle, çıktılarla bu sürece katkıda bulunacağız ki, arzu ettiğimiz iklimi oluşturabilelim. Türkiye’nin bir süredir verdiği mücadele ülkesi ve milleti ile işte bu seviyeyi yakalama mücadelesidir. Son 2 asrını dış saldırılar yanında kendi iç çekişmesiyle, ayrışmalarıyla, hatta kavgalarıyla geçiren bir milleti yeniden ‘bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım’ anlayışı etrafında toplamayı başardığımıza inanıyorum.
Bu sayede vesayeti yendik, terörün başını ezdik, darbe girişimlerini boşa çıkardık, bölgemizdeki ve dünyadaki itibarımızı artırdık, ülkemizin dört bir yanını eşi benzeri görülmemiş yatırımlarla donattık. Bugün de her alanda sahip olduğumuz eşsiz insan hazinesinden aldığımız destek ve şevkle büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa edeceğiz. Dün başardık, bugün de başaracağız. Çünkü biz Türkiye’yiz biz Türk milletiyiz. Marifet iltifata tabidir sözü marifetin iltifatla hakkının teslim edilmesine işaret eder” şeklinde konuştu.
“UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listelerine 21 unsur ile en çok kültürel değer kaydettiren ilk 5 ülke içinde yerimizi almış bulunuyoruz”
İnsanlığın binlerce yılda ürettiği ve kuşaktan kuşağa aktardığı geleneksel kültürlerin bugün büyük bir risk altında olduğunu söyleyen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ”Bu risk karşısında Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak ne denli büyük bir sorumluluğa sahip olduğumuzu iyi biliyoruz. Yürüttüğümüz çalışmalar kapsamında bu anlayışla hareket ediyor, kültürel mirasımızın korunması, yaşatılması ve günümüze taşınması konusundaki hassasiyetimizi en üst seviyede muhafaza ediyoruz. Bu çerçevede UNESCO çatısı altında imzalanan Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi bağlamında hassasiyetle sürdürdüğümüz çalışmalara büyük önem veriyoruz. Yapılan çalışmalar neticesinde ülkemiz somut olmayan kültürel miras alanında örnek ülkelerden biri haline gelmiştir. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listelerine kaydettirdiğimiz 21 unsur ile en çok kültürel değer kaydettiren ilk 5 ülke içinde yerimizi almış bulunuyoruz. Çok kısa bir süre önce 15 Aralık 2021 tarihinde Hüsn-i Hat’ın UNESCO’ya kaydettirilerek insanlığın ortak mirası ilan edilmesi de bu kapsamda son derece önemli bir adım olmuştur. Ayrıca 2021 yılı Mart ayında UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesine çok uluslu olarak sunulan Çay Kültürü: Kimlik, Misafirperverlik ve Sosyal Etkileşim Sembolü, İpek Böcekçiliği ve Dokuma İçin İpeğin Geleneksel Üretimi, Nasreddin Hoca Fıkralarını Anlatma Geleneği ile Acil Koruma Gerektiren Somut Olmayan Kültürel Miras Listesine ulusal olarak sunulan Ahlat Taş İşçiliği de 2022 yılında UNESCO tarafından değerlendirmeye alınacaktır” dedi.
Somut olmayan kültürel mirasın korunması, yaşatılması ve gelecek kuşaklara aktarılması için daha etkin ve verimli yaklaşımlar ile stratejilerin geliştirilmesi amacıyla arşiv verilerinin güncellenmesi, kültürel miras envanterlerinin oluşturulması ve koruma faaliyetlerinin yapılması gibi çalışmaları da dikkatli bir şekilde sürdürdüklerinin altını çizen Bakan Ersoy, “Bu çalışmalar çerçevesinde Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kültürel zenginliğimizi yaşatmak için ömrünü vakfeden değerlerimizi, ‘Yaşayan İnsan Hazineleri’ olarak tanımlayarak örnek bir çalışmayı da hayata geçirmiş bulunmaktayız. Bu kapsamda 2008 yılından itibaren geçmişle bugün arasındaki kültürel bağın güçlenmesine katkı sağlayan birbirinden değerli isimler ‘Yaşayan İnsan Hazinesi’ olarak ilan edilmektedir. Bu yılda çok değerli isimlerden oluşan kurul üyelerimiz tarafından 21 kişi 1 grup olmak üzere 22 yeni Yaşayan İnsan Hazinesi de belirlenmiştir. Böylelikle Toplamda 65 kişi 2 grup Yaşayan İnsan Hazinesi Türkiye Ulusal Envanterine kaydedilmiş oldu” diye konuştu.
Ödüllerini Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan aldılar
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının ardından Tevfik Alparslan Babaoğlu’na ebru sanatı, Fatma Çiçek Derman tezhip sanatı, Alpay Ekler Karagöz sanatı, Ayten Tiryaki hat sanatı, Amir Ateş Mevlit geleneği, Gülbün Mesara tezhip, katı ve minyatür sanatı, Fatma Önkol masal anlatma geleneği, Ali Akbey geleneksel ahşap oyuncak yapım geleneği, Hasan Tabakoğlu kazaziye ustalığı, Mustafa Sami Onay tahta kaşık yapım ustalığında, Hasan Tuluk metal el işçiliği geleneği, Hüsamettin Yivlik geleneksel ahşap oyma sanatı, Sevim Ataner ehram dokuma ustalığı, İbrahim Atıcı semer yapım ustalığı, İsmail Araç karatabak dericilik ustalığı, Mehmet Başsav geleneksel lületaşı ustalığı, Mehmet Orhan Çakıroğlu yemeni yapım ustalığı, Mustafa Civelek ıslık dili geleneği, Nahya Güzelyurt yorgan yapım ustalığı, Salim Yaşar çömlek ustalığı, Tansel Işık ağaç baston yapımı ustalığı alanında ödül verdi. Milli Savunma Bakanlığı Mehteran Birliği ise Mehter geleneğini yaşattığı için ödüle layık görüldü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül için sahneye gelen ahşap oyma sanatı ustası Hüsamettin Yivlik’ten sigarayı bırakma sözü aldı. Erdoğan Yivlik’in sigara paketini aldıktan sonra Yivlik’e hediyesini takdim etti.
Islık Dili geleneği temsilcisi Mustafa Civelek, Erdoğan’ı ve salondakileri ıslık dili ile selamladı. Erdoğan, Giresun’a davet edilmesi üzerine AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım’a seslenerek “Ya sen ya ben planı yapıyoruz” dedi.
Kazaziye ustası Hasan Tabakoğlu ise Cumhurbaşkanı Erdoğan için özel tasarladığı el emeği tespihi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a takdim etti. Yorgan ustası Nahya Güzelyurt ise Türk Bayrağı ve Atatürk motifli minyatür yorgan hediye etti.