Başbakan Ahmet Davutoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre ve Altyapı Projeleri Toplu Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin deniz temizliğinin temsili olan ‘Mavi Bayrak’ta Yunanistan ve İspanya’dan sonra dünya 3’üncüsü olduğunu söyledi.

Türkiye’nin, dünyanın en temiz ülkesi olmayı hedeflediğini ifade eden Davutoğlu, “Dünyada denizlerinin en iyi koruyan üçüncü ülkeyiz. 2023 yılında iddiamız dünyanın en temiz ülkesi olarak, ‘Mavi Bayrak’ listesinde dünya liderliğine yükselmek” dedi.

‘Hiçbir zaman populizm yapmadık’

Başbakan Davutoğlu, genel seçimler öncesinde tüm siyasi parti liderlerinin seçmene çeşitli vaatlerde bulunacağını belirtti.

AK Parti’nin imkansız vaatlerde bulunmayacağına dikkati çeken Davutoğlu, şöyle konuştu:

“Birçok siyasi lider çıkacak, belki ulaşılması imkansız vaatler sunacak. Biz böyle yapmadık, yapmayacağız. İktidarda olan bir partinin seçime giderken düşeceği tuzağa biz hiçbir zaman düşmedik, hiçbir zaman popülizm yapmadık. Hiçbir zaman seçim ekonomisi üzerinden kısa vadeli popülist politikalara yönelmedik, kalıcı hizmetlere yöneldik. Biz, sahip olmadığı imkanları, kedisinin ve eseri olmayan bir takım kaynakları kullanmaya çalışarak, birtakım hayali vaatlerde bulunan Kılıçdaroğlu zihniyetini, yani eski Türkiye zihniyetini ebediyen siyaset mezarlığına gömdük.”

“Davutoğlu’nun ekibi, Cumhurbaşkanı’nın ekibi’ ayrımı yapmak sunidir”

NTV’de katıldığı canlı yayında da gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Başbakan Davutoğlu, “Geçen sene 30 Mart seçimlerine giderken hangi ekip, hangi mantıkla bir aradaysa şimdi 7 Haziran seçimine giderken de aynı ekip, aynı mantıkla bir arada. Yani ‘Davutoğlu’nun ekibi, Cumhurbaşkanı’nın ekibi’ diye bir ayrım yapmak sunidir, gerçekleri de yansıtmaz” dedi.

Davutoğlu, “Bu süreçte ‘Bana kimler yakın’ diye bir kriter söz konusu olmadı ya da ‘şuna kimler yakın, onları devreye almayım’. Sadece Cumhurbaşkanımız değil başka isimlerle ilgili de kanaatler serdediliyor, objektif kurallar ve saatlerce süren müzakerelerle çıkan bir tablo” şeklinde konuştu.

Bilinilir olmanın tek kriter olduğu zaman şöhretin öne çıktığını belirten Davutoğlu, “Şöhret de siyasette en büyük afet. O şöhret dürtüsü, bilinir olmayla kesiştiği andan itibaren hep bilinir olma kaygısıyla davranan başka bir siyasi elit çıkıyor. Şöhretten daha çok ehliyete, liyakate ve öze baktım” ifadelerini kullandı.

Davutoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Herhangi bir beklentiyle geldikleri anda da bilinsin ki bu 550 kişi, her birisi aynı değerdedir. Hiç kimsenin özel bir konumu yok. Şöhret, çok bilinen bir isim ile herhangi bir ilden ilk defa siyasete giren isim arasında şu anda bu yola çıkmış olma özelliği dolayısıyla bir fark da yok.”