Gençliğini verdiği fabrikadan emekli olduğu gerekçesiyle işten çıkartılan işçi, İş Mahkemesi’nin yolunu tutarak işe iade davası açtı. Davacı emekli işçi; emeklilik nedeniyle yapılan fesihlere ilişkin yönetim kurulu kararının objektif olarak uygulanmadığını, davalı işveren tarafından yapılan feshin geçerli nedene dayanmadığı belirterek işe iadesine ve mali sonuçlarına karar verilmesini istedi.
Davalı şirket avukatı, iş akdinin geçerli nedenle fesih edildiğini belirterek davanın reddini savundu. Mahkeme, davalı işveren tarafından yapılan feshin geçerli nedene dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verdi. Emekliliğin gelmesi halinde iş sözleşmesi gereği geçerli neden ile fesih haklarının bulunduğunu belirten şirket, yönetim kurulu kararı ile üst düzey yöneticiler hariç müdür ve alt kadrolarda çalışıp emekliliğe hak kazananların iş sözleşmelerinin fesih edildiği, bu kararın objektif ve genel olarak uygulandığını belirterek davanın reddine karar verilmesi talebiyle istinafa müracaat etti.
Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/2 maddesinde açıkça, feshin geçerli nedenlere dayandığının ispat yükü davalı işverene verildiği hatırlatıldı. Kararda şöyle denildi: “İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin şartlarına uyduğunu, daha sonra içerik yönünden fesih nedenlerinin geçerli (veya haklı) olduğunu kanıtlayacaktır. Olayda; davacının çalışma süresi 04/11/1996-30/03/2021 tarihleri arasında olup, emeklilik(08) kodu ile çıkış bildirimi verilmiştir. Fesihten itibaren zorunlu arabuluculuk aşaması ile sonrasında davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı ve davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlandığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi kararını gerekçesinde; emekliliği gelen işçilerin iş sözleşmelerinin fesih edilmelerine ilişkin yönetim kurulu kararının eşit – objektif olarak uygulanmadığını, fesih sebebinin açık – kati olarak belirtilmediğini, davacı ile aynı statüde bulunup emekliliği gelmesine rağmen çalışmaya devam edenlerin bulunduğunu belirtilmiştir. Bu durumda, işe iadeye yönelik verilen karar dosya çerçevesine uygun olup, istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Bu halde incelenen kararın usûl ve esas yönlerden hukuka uygun olduğu anlaşılmış ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.”