Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Daily Sabah gazetesinde yayımlanan “15 Temmuz’da ayağa kalkan Türkiye geleceğe güvenle yürüyor” yazısında, milletin demokrasi düşmanlarına karşı elde ettiği zaferin ardından böyle bir trajedinin bir kez daha yaşanmamasını sağlamanın, hem zorlu hem de önemli bir hedef olduğunu vurguladı.
“Ülke, son 2 yılda bir ateş çemberinden geçti”
Bu kapsamda ülkenin, son 2 yılda bir ateş çemberinden geçtiğinin altını çizen Kalın, şöyle devam etti:
“O kutlu gecede milyonlarca vatandaşımız kendi hayatlarını milletin bekası için tehlikeye attı. Her kesimden ve siyasi görüşten özgür insanlar olarak el birliğiyle mücadele ettik ve darbecileri yenilgiye uğrattık. 15 Temmuz, gelecek nesiller tarafından tarihi bir an ve bir gurur vesilesi olarak hatırlanacaktır. Türkiye, 15 Temmuz hain darbe girişiminin şokunu Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliği, Türk milletinin demokrasiye sahip çıkma iradesi ve ülkemizin kurumlarının kuvveti sayesinde atlatabildi. Darbe girişiminden kısa bir süre sonra ilan edilen olağanüstü hal ile yaşanan olayların tüm yönleriyle aydınlatılması ve demokrasimize yönelik gelecekte yaşanabilecek saldırıların engellenmesi hedeflendi.”
“Türkiye’nin dayanıklılığını ortaya koyması hasebiyle analiz edilmeli”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 24 Haziran seçimleri öncesinde ifade ettiği üzere olağanüstü hal uygulamasının gelecek hafta sona ereceğini hatırlatan Kalın, “15 Temmuz darbe girişimi bir olay, daha zayıf kurumlara sahip ve demokratik kültürü daha az gelişmiş bir ülkede yaşansaydı, o ülkenin ekonomisi derhal çökerdi. Siyaset rayından çıkar ve toplumsal barış tehlikeye girerdi. Bu itibarla demokrasimize yönelik o elim saldırının yaşandığı günden bugüne kadar yaşananlar, Türkiye’nin dayanıklılığını ortaya koyması hasebiyle dikkatli biçimde analiz edilmelidir.” değerlendirmesinde bulundu.
Hain darbe girişimine rağmen Türkiye’nin, aynı anda 3 terör örgütüyle bir arada mücadele eden tek NATO müttefiki olduğuna dikkati çeken Kalın, “Bu süreçte hem PKK terör örgütüne ağır kayıplar verdirdik hem de Suriye’deki DEAŞ pozisyonlarına yönelik başarılı bir operasyon gerçekleştirdik. Neticede Türkiye’de Aralık 2016’dan bu yana büyük bir terör saldırısı yaşanmadı.” ifadelerini kullandı.
Türk ekonomisinin, tüm zorluklara rağmen 2017’de dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olarak yüz binlerce insana istihdam olanağı sağladığını kaydeden Kalın, yine aynı dönemde 16 Nisan referandumu ile 24 Haziran cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimlerini sorunsuz bir şekilde gerçekleştirdiklerini anımsattı.
Siyasi kurumların ve toplumsal barışın bu süreçten yara almadan çıktığına işaret eden Kalın, şunları kaydetti:
“Maalesef son 2 yıllık dönemde Türkiye’nin yeni bir darbe girişimini engellemek için attığı son derece meşru adımlar, Batı medyası tarafından bağlamından kopartıldı. Böylece sahadaki gerçeklerle yapılan haberler arasında bir uçurum oluştu. Esasen demokrasimizi en ciddi tehditlere karşı korumak için geliştirilen anayasal bir mekanizma olan olağanüstü hal, vatandaşlarımızın günlük yaşantılarını etkilemedi. Nitekim hükümetimiz, Anayasa’nın kendisine verdiği birçok yetkiyi kullanmadı. Örneğin sermaye kontrolüne gidilmedi veya vatandaşlarımızın yurt içi ve uluslararası seyahatlerine herhangi bir kısıtlama getirilmedi. Aynı şekilde hem referandum hem de 24 Haziran seçimlerinin öncesinde birçok siyasi parti herhangi bir engellemeye maruz bırakılmadan kampanyalarını yaptı.
Sonuç olarak milletimiz el ele vererek yeniden ayağa kalktı. Bu gerçeği hiçbir şey değiştirmeyecek. Bugün FETÖ’cüler artık insanların kalplerini ve akıllarını işgal edemiyor. Aynı zamanda örgütün kamu kurumları ve sivil toplum üzerinde kurduğu tahakküm ortadan kaldırıldı. Bunlara ek olarak dünyanın birçok yerinde eğitim kisvesi altında insanları zehirleyen terör örgütünü yenilgiye uğratmak için çeşitli adımlar attık.”
Türkiye Maarif Vakfı marifetiyle ülkenin yurt dışındaki okullarını örgütten geri aldıklarını, Türkiye’nin dünyada bir umut ışığı olabilmesi için yeni eğitim kurumları açtıklarını belirten Kalın, “Aynı şekilde yabancı devletler, Türkiye’nin FETÖ konusunu ne kadar ciddiye aldığını ve örgütün faaliyet gösterdiği ülkelerin güvenlik tehditleriyle karşı karşıya kalacağını anlamaya başladılar. Neticede 15 Temmuz hain darbe girişimini gerçekleştirenleri adalete teslim etmek için yaptığımız çalışmaları kararlılıkla sürdüreceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.