Borsa İstanbul Genel Müdürü Mehmet Hakan Atilla, aile şirketlerinin kendilerini borsada temsil etmelerini istediklerini söyledi.

Atilla, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu ile birlikte ‘Gaziantep Sermaye Piyasası ile Buluşuyor’ etkinliğine katıldı. Buradaki konuşmasında borsayla ilgili algının genellikle hisse senedi üzerinden devam ettiğini belirten Atilla, ‘’Oysa ki borsa sadece hisse senedinden ibaret değil. Borsa aynı zamanda girişimci ve iş adamlarımızın kendi risklerini yönetebilecekleri bir platform” dedi. Borsa İstanbul’un her zaman ürünlerin ve risklerin nasıl yönetileceği konusunda bilgilendirme yapmaya hazır olduğunu ifade eden Atilla, finansal okur yazarlık seviyesinin çok yüksek olmadığını kaydetti. Atilla, ‘’Sebebi de muhafazakar bir yaklaşımla ilgili. Yani borsa ve sermaye piyasasıyla ilgili ürünlerin çok fazla kullanılmıyor olması. Türkiye’de hisse senedi ve yatırım fonuna yatırım yapan hesap sayısı yaklaşık 4 milyon” diye konuştu.

ŞİRKETLER BORSADA YER ALMALI

Şu anda şirketlerin yüzde 90’a yakınının aile şirketi olduğuna dikkati çeken Atilla, Türkiye’deki kadar yüksek oranda olmasa da dünyada da aile şirketleri bulunduğunu dile getirdi. Atilla, ‘’Fakat aile şirketleri belirli noktadan sonra kurumsallaşma ve süreklilik konusunda sorunlar yaşıyor. Biz bu sorunların üstesinden gelebilmek için şirketlerimizin kendilerini borsada temsil etmelerini, halka arza yakın olmalarını istiyoruz. Profesyonel yönetim, şeffaflık, kurumsallık gibi olguları sağlayan şirketlerin çok uzun vadede de menfaatine olduğunu görüyoruz” dedi.

SİZİ TEŞVİK ETMEK İSTİYORUZ

Aile şirketlerinden 3’ncü veya 4’üncü jenerasyonlara ve sonrasına uzanabilenlerin sayısının yüzde 2-3’ü geçmediğinin altını çizen Hakan Atilla, şöyle devam etti: ‘’Bizde şirketler çok müteşebbis ruhla işe başlıyor. Sonrasında 2’nci ve 3’üncü kuşakta, şirketler kurulduğu günden geriye gitmeye başlıyor. Bunun önüne geçebilmek için sizleri teşvik etmek istiyoruz.”

ÖNEMLİ FIRSATLAR SUNUYOR

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu da, Türkiye’nin 2019’u Yeni Ekonomi Programı (YEP) kapsamında dengelenme yılı olarak planladığını hatırlattı. Ülkenin geçtiğimiz yıl enflasyon, faiz ve döviz kurundaki oynaklığı minimum seviyeye indirdiğini belirten Taşkesenlioğlu, ‘’2020 ve sonrası için birinci gündem maddesi büyüme olacaktır. Öncü göstergelerin de bu yönde sinyaller vermesiyle, şirketlerin karlılık beklentileri artmakta ve özellikle Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin daha yüksek değerlemelere tabi tutulduğu görülmektedir. Bu durum halka arz yoluyla sermayelerini güçlendirmeyi ya da paylarının bir kısmı Borsa İstanbul’da tasarruf sahiplerine satmayı düşünen şirketler için oldukça önemli fırsatlara işaret etmektedir” diye konuştu.

HALKA ARZA TALEP ARTIYOR

Halka arza olan talebin sürekli olarak arttığına işaret eden Taşkesenlioğlu, şunları kaydetti:

‘’2013 yılından itibaren, Borsa İstanbul’da yapılan halka arzlara bakıldığında, sonuncusu bu ay içerisinde olmak üzere toplam 57 şirket ilk defa halka arz edilmiştir. Halka arz yoluyla sağlanan fonun ise 3 milyon liradan 2,3 milyar liraya kadar çıkabildiği ve çok farklı ölçekteki firmaların bu imkandan faydalandığı görülmektedir. Ancak son 6 yıllık dönemde, halka arzlardan büyük ölçüde orta ölçekli şirketlerin yararlandığı bilinmektedir. Bu dönemde, piyasadan sağlanan fonun 20 milyon liranın altında olduğu işlemler, toplam işlemlerin yüzde 40’ına tekabül ederken, 40 milyon liradan az kaynak sağlanan işlemler ise toplam işlemlerin yüzde 60’ına karşılık gelmektedir.”