Bursa Kültür Turizm ve Tanıtma Birliği ile Bursa Olgunlaşma Enstitüsü tarafından merkez Osmangazi ilçesindeki dört katlı tarihi konakta faaliyete geçirilen müzede genellikle Marmara Bölgesi’nde yaşayanların geleneksel kültürünün işlendiği yüzlerce yıllık el nakışları ve replikaları ziyaretçilere sunuluyor. Müzeye gelenler, konak bünyesinde bulunan atölyede eserlerin işlenmesi sürecine de tanıklık edebiliyor.
Müzenin sorumlusu Güleser Sencar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eski ve yeni el emeği nakışları bir arada ziyaretçilere sunduklarını söyledi.
Sencar, “yaşayan müze” özelliğine sahip tarihi konakta, eskiden yapılan eserleri bire bir yeniden atölyede işlediklerini anlattı.
Ziyarete açılmasının üzerinden yaklaşık bir yıl geçen müzenin yurt içi ve yurt dışından yoğun ilgi gördüğü bilgisini veren Sencar, “Japon misafirlerimiz bile buraya gelip müzeyi gezdi. Burada nakışı da öğrendiler.” dedi.
Manevi bakımdan da müzenin sorumluluk üstelendiğini dile getiren Sencar, şöyle devam etti:
“Çocuklarımıza bu dönemde bir dantel verdiğimizde, ‘Ben onu istemem, eski bu.’ diyor. Aslında eski nakışlarda duygu, emek, sanat ve çok önemli değerler var. Müzede gezdiğinizde her bir eserde çok önemli bir matematik bilgisi var. Dolmabahçe Sarayı’nın birçok sütununu Türk desenlerinde görürsünüz. Bir kadın bunu örtüye işleyebiliyor. Matematik ve sanat bilgisi olmadan evinden hiç çıkmayan bir kadın bunu tel tel renkleriyle beraber örtüye işlemiş.”
Sencar, eskiden yapılan nakışlarla günümüzdekiler arasında benzerliklerin az olduğunu belirtti.
Geçmişe sahip çıkılmasının önemine dikkati çeken Sencar, “Bu müzedeki eserleri geçmişte yapanlara inanılmaz minnet duyuyorum. Müzede 60 yıldan 200 yıla kadar kumaşların üzerinde üretilmiş işler var. Bursa, Ankara, Kütahya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi yerlerin yörelerinden hatta Türkiye’nin her yöresinden işler var.” ifadelerini kullandı.
“Tüm hanımlarımızı bu müzeye bekliyoruz”
Bursa Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Nilüfer Karakoç da “Geleneği olmayan şeyin geleceği de olmaz.” düşüncesiyle bu müzeyi hayata geçirdiklerini kaydetti.
Müzede, Türk kadınının sevincini, üzüntüsünü ve duygusunu yansıtan nakışları koruma altına aldıklarını belirten Karakoç, bunların replikalarının da üretildiğini aktardı.
Atölyedeki 8 çalışanın yeni nakışlar ürettiğini söyleyen Karakoç, “Bu yönüyle de burası ‘yaşayan müze’ olma özelliğini korumaya devam ediyor. Tüm hanımlarımızı bu müzeye bekliyoruz. Bu yöndeki çalışmalara da tüm hızımızla devam edeceğiz.” diye konuştu.