Prof. Dr. Düzler, hayvan iskeletinin bozulmaması nedeniyle ilginç olduğunu belirterek, “Bu tahnit olmuş doğal bir hayvan türüdür. Bu doğal tahnit dünyada farklı sebeplerle oluşabiliyor. Özellikle ısı koşulları ve hava değerleri ile bedeni çürümekten alıkonuluyor. Hayvan bu şekilde muhafaza edilebiliyor. Bu doğal oluşması nedeniyle kıymeti olan bir hayvan. Çünkü tamamen çürüyüp yok olmamış. Derisi yüzde 90 oranında sağlam kalmış. Üzerinde birtakım kalıntılar var ama iç çürüme şekillenmiş ama çürümeyi durduran bir olay olmuş. Bu şekilde de mumyalanmış. Dünyada bu şekilde mumyalanma mevcut ancak tabi nadir görülüyor” dedi.

İskelet üzerinde yaptıkları çalışmaya değinen Düzler, “Evcil kedi ile farklı bir hayvan yapısı ile karşılaştık. İskeletin açıkta kalan kısımlarından yola çıkarak kedigillerden olabileceğini düşündük. Sonrasında röntgenini çekerek, birtakım detaylara ulaştık. Hayvanın sansar olabileceği sonucuna ulaştık. Yıl olarak eskiliği görülüyor, ancak çok eski bir materyal değil. Yani 10’lu yıllarla ifade edilebilecek tarihi bir yapıya sahip diyebilirim” ifadelerini kullandı.

İskeleti evinin bodrumunda bulan İbrahim Çeliker ise şunları ifade etti:

“Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ne geldik. Hocalarımız hayvana baktı. Hayvanın röntgeni çekildi. Kemik yapısı ve diş sayısı ile bu hayvanın sansar olduğuna karar verilmiştir. Hocamız da onayladı. Hayvanın 10 ile 15 yıl arasında bir yaşının olduğunu söylediler. Ben kedi ile sansar olabileceğini söylemiştim. Sansar olduğuna karar verildi.”