Göz Vakfı Nilüfer Göz Merkezi’nden Op.Dr. Melih Kurt, bir göz rahatsızlığı olan Keratokonus’a karşı önemli bilgiler verdi.
Belirtileri, tanısı ve tedavisi neler?
İşte Kurt’un açıklamaları:
KERATOKONUS NEDİR?
Gözün ön kısmında yer alan ve saydam tabakası olan korneanın öne doğru koni şeklinde sivrileşmesi ve incelmesi ile karakterize bir hastalıktır.
KERATOKONUS HASTALIĞININ NEDENLERİ NELERDİR?
Hastalığın kesin nedeni tam olarak tespit edilememiştir.
Hastalıkta değişik genlerin rol aldığı bir genetik geçişlilik olduğu düşünülmektedir. Keratokonus teşhisi konulmuş kişilerin aile bireylerinde klinik ve/veya topografik olarak kerakonus daha sıklıkla görülmektedir.
Keratokonus astım , alerjiler, egzema gibi atopik hastalıklar ile beraber görülebilir.
Allerjik konjonktivit ve buna bağlı olarak gözlerin sürekli ovuşturulması önemli bir risk faktörüdür.
Down sendromu, marfan sendromu, ehler-danlos sendromu, osteojenezis imperfekta, leberin konjenital amarozisi gibi genetik hastalığı olanlarda keratokonus daha sık görülmektedir.
KERATOKONUS HANGİ CİNSTE VE HANGİ YAŞ ARALIĞINDA DAHA SIKLIKLAR GÖRÜLÜR?
Kadın ve erkeklerde hastalığın görülme oranlarında anlamlı bir fark yoktur.
Hastalık daha çok ergenlik çağında başlar ve 35’li yaşlara kadar ilerlemeye devam edebilir, sonrasında stabil bir evreye geçer.
KERATOKONUSUN BELİRTİLERİ NELERDİR? NASIL İLERLER?
Hastalığın başlangıç evresinde görme keskinliği üzerine olumsuz bir etkisi yoktur. Hastalık ilerledikçe hastaların görme keskinliklerinde azalma ortaya çıkar. Bir kısım hastada görme keskinliği kornea nakli gerektirecek kadar ileri derecede düşebilir.
Hastaların 85%inde keratokonus çift taraflıdır, fakat iki gözde hastalık asimetriktir. Hastalık önce bir gözde daha ağır başlar, diğer gözde daha hafif seyreder.
KERATOKONUS TEŞHİSİ NASIL KONULUR?
Hastanın hikayesinde gözlük numaralarının sık sık artması , bu artışa rağmen gözlükle iyi görememesi, alerjik konjoktiviti olması ve sık gözleri ovuşturması , ailede keratokonuslu bireylerin olması biz göz hekimlerini keratokonus yönünden şüphelendirir.
Hastanın detaylı bir göz muayenesi ve göz yüzeyinin haritasının çıkarıldığı korneal topografik tetkik ile teşhis konulur. Korneal topografi ile hastalığın aynı zamanda evrelendirilmesi de yapılır. Bu bilgilerin eşliğinde de hastanın takip sıklığı ve tedavi şekli planlanır.
KERATOKONUS NASIL TEDAVİ EDİLİR ?
Keratokonusta tedavide 2 hedef vardır. Birinci amaç hastalığın ilerlediği hasta grubunda hastalığın ilerleyişini durdurmak , ikinci amaç görme keskinliği düşmüş keratokonus hastalarının görme keskinliğini arttırmaktır.
Keratokonusta hastalığın ilerleyişini durdurabilen tedavi yöntemi “cross-linking”(CCL) dir. Hastanın korneasının en öndeki tabakası kazındıktan sonra riboflavin adlı vitamin ile korneal yüzeyin ultraviyole ışığa hassasiyeti arttırılır. Sonrasında da kornea yüzeyine 360nm dalga boyunda ultraviyole ışın yollanarak korneanın kollajenlerinin çapraz bağ oluşturması sağlanır. Bu sayede korneanın yapısal destek gücü artar. “Cross-linking” tedavisinde amaç hastalığı durdurmaktır, hastalık ilerlemediği takdirde “cross-linking”e gerek yoktur.
Hastalığın erken döneminde görme keskinliği gözlük ile arttırılabilir. Fakat ilerleyen dönemde gözlük tashihi ile görme keskinliği artamaz, bu dönemde hastalara keratokonusa özel yumuşak veya sert kontakt lensler uygulanır.
Kontakt lenslerin uygulanamadığı hastalara görme artışını sağlamak için kornea içi halkalar uygulanabilir. “Kornea içi halkalar” cerrahi olarak uygulanır. Kornea içine ,hazırlanan tüneller aracılığı ile plastik özel şekil verilmiş materyaller konularak , korneanın dikleşmiş bölgesinin düzleşmesi sağlanır.
Çok ileri seviyede görme keskinliği yitirmiş , lens veya kornea içi halka uygulaması yapılamayan hastalarda kornea nakli önerilir. Fakat günümüzde tanının erken konulması ve hastalığın ilerlemesini durduracak tedavi yönteminin var olması ile keratokonusa bağlı kornea nakilleri giderek daha az yapılmaktadır.