Karşıyaka’daki özel bir hastanede meydana gelen olay iddiaya göre geçen 13 Mart günü yaşandı. Dahiliye servisinde çalışan doktor İ.K., 7 yıldır hastanede tıbbi sekreter olarak görev yapan Cansu Demircan’dan hastasına holter cihazı takmasını istedi. Demircan da hastaya holter takıp, bir reçeteyi teslim almak için kardiyoloji bölümüne gitti.
1 çocuk annesi Demircan’ın iddiasına göre doktor, holterin takılmadığını zannedip, genç kadına “Neden holter cihazını takmıyorsunuz, sizin iyice g.nüz kalktı. Bir daha takmazsanız kafanıza sıkarım” diye bağırdı. Hızla odadan çıkan Demircan, işten ayrılıp, doktor hakkında savcılığa tehdit ve hakaret suçlarından suç duyurusunda bulundu. Cansu Demircan, “Olay günü, bana söylenen işi, asli görevim olmamasına rağmen yaptım. Buna rağmen doktor İ.K.’nin neden bu şekilde bana bağırdığını anlamıyorum. Olay anında yalnız değildim. Bütün arkadaşlarım duydu. Çok üzüldüm, kendimi çok kötü hissettim. Herkesin ortasında gelip bana bağırdı. Herkes gelip, ‘Ne oldu, neden bağırdı’ diye sordu. Daha önce holter cihazının tıbbi sekreterler tarafından takılmasına itiraz ettim. Ancak hastane bize, ‘İşe girdiğinizde size bir sözleşme imzalattık. İstediğimiz her şey yapacaksınız’ dedi. Bu cihazı takmak benim görevim değil. Ben hemşire veya sağlık teknisyeni değilim. Tıbbi sekreter olarak çalışıyorum” dedi.
‘HAKLI SEBEPLERLE İHTARNAME ÇEKİLMESİNE RAĞMEN TAZMİNAT VERMEDİLER’
Cansu Demircan’ın avukatı Eren Selanik ise, müvekkilinin bilgisayar programcılığı mezunu olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Tıbbi sekreter olarak çalışan müvekkilime, iş sözleşmesinde yer alan tanım dışında, sağlık teknisyenlerinin yapması gereken birtakım işler yaptırılıyor. Bu sırada da kendisini hastalara sağlık teknisyeni olarak tanıtması isteniyor. Müvekkilim, alanı dışındaki işleri yapmak istemediğini bildirmesine rağmen, hastane son 2.5 aydır, açık veya zımni olarak kapının önüne kovmakla tehdit ederek, müvekkilimi buna zorluyor. Bu konuda birtakım tartışmalar yürütüldüğü için, hastanede mesul müdür olarak çalışan bir doktor, herhalde yöneticiliğin verdiği vasıftan ötürü ve düzeni sağlamak için, ‘Biz ne istiyorsak yapacaksınız, yoksa kafanıza sıkarım’ diyor. Müvekkilimin kıdem tazminatını hak ettiğimizi, haklı sebeple işten ayrıldığını bildirdik. Ancak önce bize haklarımızı ödeyeceklerini bildiren şirket, son anda telefonla bizi arayıp, ödemeyi yapmayacaklarını söyledi. Bize haklarımızı verirlerse, diğer çalışanlar için de örnek oluşturacağını söylediler. Öncelikle bir çalışana, kendi iş tanımı dışında başka bir iş yaptırılması hukuken yasak. Diğer yandan halk sağlığını da tehlikeye atan bir şey. Çünkü tıbbi sekreterlerden kendilerini sağlık teknisyeni olarak tanıtmaları isteniyor. Biz de tüm bunlar göz önüne alarak gerekli suç duyurularımızı yaptık.”
‘DOKTORUMUZ DA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU’
Hastanenin işletme müdürü Seçil Fındık ise Kendisi doktorun yardımcı personelidir. Bir hastaneye gittiğinizde, doktorun yanında bir yardımcı personel vardır, bu kişi doktoru asiste eden ve doktorun gözetiminde çalışan bir personeldir. Biz kendisine enjeksiyon işlemi, damar yolu açmak gibi tıbbi işlemlerde bulundurmuyoruz, bunlar hemşirenin görevidir. Ancak bu kişi doktorun asistanıdır, yardımcı personeldir. Doktorla birlikte aynı odada çalışırlar, tıbbi ilkeler doğrultusunda işlemlerini gerçekleştirirler. Holter cihazı denilen cihaz, tansiyonu düzenli olarak ölçmek için hastaların koluna takılır ve basit bir işlemdir. Bunu takmak herhangi bir ekstra sağlık bilgisi gerektirmez. Cansu hanım, bu basit işlemi, doktorlarımızın gözetimi altında, yine hastanemizin kurumsal kimliğine ve tıbbi ilkelere sadık şekilde takıyor. Doktorun söylediği iddia edilen sözleri ben duymadım. Velev ki böyle bir şey oldu. Cansu hanımın bunu yönetime, yazılı bir dilekçeyle bildirmesi gerekir. Ancak kendisi tarafımıza herhangi bir şikayet veya bildirimde bulunmadı. Eşi ve eşinin ailesi, doktorumuzu arayıp canıyla tehdit etmişlerdir. Aynı zamanda bizim satın alma müdürümüzü de arayarak, söz konusu doktorumuza zarar vereceklerini belirten ifadelerde bulunmuşlardır. Doktorumuz da bununla birlikte, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Cansu hanım, zaten tazminatını alarak ayrılmanın planlarını yapıyordu. O nedenle bu şekilde bir olay ile karşımıza çıktı” dedi.