‘İki ülke yeni bir savaş uçağı projesi üzerinde çalışacak’

Başbakan Yıldırım, Milli Muharip Uçak Projesi’ni geliştirmeye yönelik Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. ile İngiliz savunma devi BAE Systems arasında çerçeve sözleşme imzalandığını bildirdi.

‘İki ülke yeni bir savaş uçağı projesi üzerinde çalışacak’

Başbakan Binali Yıldırım ve İngiltere Başbakanı Theresa May, Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirdikleri baş başa ve heyetler arası görüşme sonrasında ortak basın toplantısı düzenledi ve gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Toplantıda konuşan Yıldırım, Türkiye’ye resmi ziyaret gerçekleştiren İngiltere Başbakanı May ve heyetini Ankara’da ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

May ile ikili ilişkileri etraflıca görüşme ve konuşma fırsatı bulduklarını ifade eden Yıldırım, başta güvenlik olmak üzere ekonomi alanında mevcut iş birliğinin daha da geliştirilmesi konusunda, kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdiklerini, bu konularda her iki tarafın da ortak iradenin mevcut olduğunu teyit ettiğini belirtti.

‘İki ülke yeni bir savaş uçağı geliştirme projesi üzerinde çalışacak’

Başbakan Yıldırım, savunma sanayisi alanında iş birliğininin daha ileriye taşınması için Milli Muharip Uçak Projesi’ni geliştirmeye yönelik Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TAI) ile İngiliz savunma devi BAE Systems arasında çerçeve sözleşme imzalandığını bildirdi.

Sözleşmeyle her iki firmanın karşılıklı olarak yeni bir tip savaş uçağı geliştirme projesi üzerinde çalışacaklarını belirten Yıldırım, teknoloji, bilgi alışverişi, karşılıklı insan kaynak ve kapasitesinin artırılması konularında da ortak gayret göstereceklerini belirtti.

Milli Muharip Uçak Geliştirme Projesi’nin (TF-X) Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve Birleşik Krallık hükümetinin desteklediği önemli bir proje olduğunu aktaran Yıldırım, projenin, savunma alanında her iki ülkenin gücünü daha ileriye taşıyacağına dikkati çekti.

‘Sivil havacılık idareleri birlikte çalışacaklar’

Terörün günümüzde en önemli tehditlerden biri olduğunu dile getiren Yıldırım, “Terörün günümüzde önemli tehditlerden birisi olduğunu göz önüne aldığımızda havaalanlarının güvenliği, havaalanlarına gelen giden yolcuların terörle bağlantısının olup olmadığı veya terörist ataklara karşı gerekli emniyet tedbirlerinin eksiksiz alındığının teyit edilmesi amacıyla karşılıklı havaalanlarının güvenliği konusunda her iki ülkenin sivil havacılık idareleri birlikte çalışacaklar. 2017 yılı boyunca birtakım tatbikatları gerçekleştirecekler.” diye konuştu.

Yıldırım, böylece Türkiye’den İngiltere’ye giden, İngiltere’den Türkiye’ye gelen yolcuların, daha güvenli seyahat etme imkanına kavuşacağını açıkladı.

‘FETÖ ile ilgili gereğinin yapılmasını talep ettik’

Başbakan Yıldırım, “15 Temmuz darbe girişiminin asıl aktörü konumunda olan Fetullah Gülen Terör Örgütü’nün bütün dünyada olduğu gibi İngiltere’de de bilinen faaliyetleri var. Bu faaliyetler konusunda kendisine bilgi aktarma fırsatımız oldu. Bu suç örgütünün uzantılarına hukukun içerisinde gereğinin yapılmasını da Sayın Başbakan’dan talep ettik.” diye konuştu.

‘Kıbrıs’ta çözüm her iki toplumun beklentilerini karşılamalı’

Kıbrıs konusunda da görüş alışverişinde bulunduklarını aktaran Yıldırım, bugünlerde Kıbrıs’ta bir çözüm arayışının bütün hızıyla devam ettiğini vurguladı.

Başbakan Yıldırım, “Bizim de arzumuz, Kıbrıs’ta bir çözüme ulaşılmasıdır. Tabii çözüm her iki toplumun beklentilerini karşılamalı, adil olmalı, iki kesimliliğe dayanmalı ve kalıcı olmalıdır. Bu konuda garantör devletlerden Birleşik Krallık ve Türkiye olarak en fazla memnun olacak bizleriz.” ifadesini kullandı.

Yıldırım, Kıbrıs’ta yaşayan insanların güvenliğinin garanti altına alınması, geçmişte yaşanan olayların tekrarlanmaması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Bunun da yolu, var olan güvenlik ve garantilerin devam etmesinden geçiyor. Bu görüşlerimizi paylaşma fırsatı bulduk. Bölgede, Suriye’de, Irak’ta otorite boşluğundan kaynaklı terör faaliyetlerine karşı iş birliğini, ilgili diğer bütün ülkelerle beraber daha da artırılması ve bu karışıklıklardan dolayı orada, ölümlere son verilmesi, ayrıca mülteciler konusunun sadece birkaç ülkenin meselesi değil bütün insanlığın sorunu olduğu bilincinden hareketle Türkiye’nin bu konuda aldığı sorumluluğa bütün ülkelerin güçleri oranında ortak olmasının gerekli olduğunu da ifade ettik, bu görüşlerimizi de paylaştık.”

‘Serbest ticaret anlaşması imzalanması için ilgili karşılıklı çalışma yapılacak’

Toplantıda konuşan Yıldırım, İngiltere’nin AB’den bir referandumla çıkma kararı aldığını hatırlatarak, “Bu kararın gereğinin yerine getirilmesi Sayın Başbakan’ın önündeki en önemli konulardan biri. Dolayısıyla bu yeni duruma göre, Türkiye-İngiltere ilişkilerinin de Avrupa Birliği’nden bağımsız olarak nasıl geliştirileceği yönünde de bir çalışma başlatılmasına karar verdik. Bu çalışma çıkış süreciyle eş zamanlı yürüyecek. Çıkış tamamen gerçekleştiğinde de İngiltere ile Türkiye arasında serbest ticaret anlaşması imzalanması için ilgili bakanlar karşılıklı çalışmalarını sürdürecekler.” diye konuştu.

Türkiye’deki firmaların da İngiltere’de yatırımları bulunduğuna işaret eden Yıldırım, “Bunların sayısını daha da artırmayı arzu ediyoruz. Gerçi kısa vadede 20 milyar dolar karşılıklı ticaret hedefi koyduk ama zaten 16 milyarı bulmuş durumda. Eminim ki kısa sürede bu hedefi büyütme ihtiyacı doğacak. Bunun için de biraz daha fazla gayret göstermemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

‘Birleşik Krallık, Türkiye’ye olan desteğini anında gösterdi’

İngiltere Başbakanı May’in, görüşmelerde, hükümete yönelik desteğini bir kez daha dile getirdiğini ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu destek, birinci olarak 15 Temmuz’da ülkemizde yaşadığımız hain darbe girişimi ve bu darbe girişiminin hemen arkasından Birleşik Krallık’ın açık bir şekilde Türkiye’de demokrasiden, milli iradeden yana ortaya koyduğu net tavırdır. Gerek büyükelçi gerekse Birleşik Krallık hükümeti, üst düzey yetkilileri bu konuda dayanışmasını, Türkiye’ye olan desteğini anında göstermiş ve bu surette Türk halkının doğrusu sevgisini, desteğini kazanmıştır. Bunun için kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum.”

Türkiye’nin DEAŞ, PKK, YPG ve DHKP-C başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadele ettiğine dikkati çeken Yıldırım, “Bir sürü terör örgütü var, bir gün biri çıkıyor sonra onu yok ediyorsunuz, başka bir kısaltma isimle bir başkası daha çıkıyor. Dolayısıyla ne kadar kılık, isim değiştirirse değiştirsinler icraatları, yaptıkları alçaklık değişmiyor.” diye konuştu.

Yıldırım, görüşmede, terörle mücadeleyi anlatma fırsatı bulduklarını, bu konuda da Suriye başta olmak üzere Irak’ta ve bölgede, DEAŞ başta olmaz üzere her türlü terör örgütüne karşı daha fazla iş birliği yapılması gerektiği konusunda tam bir mutabakat sağladıklarını bildirdi.

‘Ellerini taşın altına koysunlar’

Bölgedeki Fırat Kalkanı Operasyonu ile 2 bin metrekarelik alanın DEAŞ’tan temizlendiğini anımsatan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Türkiye’deki göçmenlerin bir kısmı, 40 bin- 45 bin kadarı tekrar döndüler, köylerine, evlerine yerleştiler. Tekrar hayata tutunmaya başladılar. Bunun aslında bütün Suriye’de, bütün Irak’ta olması lazım. Bunu nasıl sağlayacağız? Bir kere DEAŞ’ı oradan tamamen yok edeceğiz. YPG’yi, PYD’yi bunlar PKK ile aynıdır, isimleri farklı olabilir ama bu terör örgütlerini bölgeden temizleyeceğiz. Burada Suriye’de siyasi çözüm, kalıcı barış sağlanacak. DEAŞ’tan Irak temizlenince oralarda da huzur gelecek ve böylece insanlar evlerine dönecekler.

Bölgesel sorunları çözmek oradaki sorunlardan kaçanlara kapıları kapatmakla olmuyor. Neticede uluslararası camianın, BM’nin, bütün ülkelerin daha fazla gayret gösterip sorunlar büyümeden çözüm üretmeleri esas olandır. Bu konuda biz uluslararası camiadan, dostlarımızdan şunu bekliyoruz, Türkiye’nin yükünün hafiflemesi için daha fazla ellerini taşın altına koysunlar. Takdir etmelerini takdir ediyoruz ama yetmez, yük almalarını da bekliyoruz.”

‘Hiçbir ticaret, insan hakkıyla pazarlık konusu olmaz’

ABD Başkanı Donald Trump’ın mültecilerin ülkeye girişini yasaklamasıyla ilgili soru üzerine de Başbakan Yıldırım, insan haklarının pazarlık konusu olmayacağını vurguladı.

Mülteci sorununun duvar örmekle çözülemeyeceğinin altını çizen Yıldırım, şunları kaydetti:

“Uzun vadede onun sebeplerini ortadan kaldırmamız, bölgesel kalkınma farklılıklarının ortadan kalkması lazım. Bölgesel anlaşmazlıkların çözümü için Birleşmiş Milletler şemsiyesinde daha fazla gayret göstermemiz lazım. Yani siz duvar örersiniz, duvar çözüm olmaz, birikir, birikir o duvarlar da yıkılır. Berlin Duvarı da yıllarca durdu durdu birgün yerle bir oldu. Niye? Çünkü değişimin önünde durulamaz. Değişimi yakalamak lazım. Bölgesel sorunları halının altına süpürmekle sorunları çözemeyiz. Sorunların üzerine gitmemiz lazım, büyümeden çözmemiz lazım. Dolayısıyla Amerika’nın yeni yönetiminin kararlarının içeriğini çok bilmiyoruz. Kulaktan duyma laflarla bunu değerlendirmek erken bir değerlendirme olur ama asıl çözüm, sorunların esasına inip, sorunu ortaya çıkaran kaynakları ortadan kaldırmaktır. Refah farkının azaltılması lazım. Küresel refahın, adil paylaşımın sağlanması yönünde daha çok gayret göstermektir.”

‘Yine gelirse yine alacağız’

Yıldırım, yabancı bir gazetecinin, “Türkiye diğer bütün ülkelerden çok daha fazla mülteciye ev sahipliği yaptı ve Müslümanların çoğunlukta olduğu bir ülkenin Başbakanı olarak sizler, başka bir NATO üyesi ülkenin mültecileri yasaklaması sonrasında ne hissettiniz?” sorusu üzerine mülteci meselesinin küresel bir konu olduğunu vurguladı.

Dünyada 55 milyon mülteci olduğunu dile getiren Yıldırım, “Dünyada Birleşmiş Milletlere üye ülkelerin sayısı 200 civarında, 150’sinden daha fazla nüfusa sahip. Dolayısıyla bu sorunu yok sayamayız, görmezden gelemeyiz, duvarları da yükselterek bu işi çözemeyiz. Bu işin çözümü, daha fazla iş birliği, sorun olan bölgelerdeki sorunu çözmek için daha fazla irade. Kimse durup dururken evinden, barkından, vatanından uzaklaşmaz. İnsanlar canlarını kurtarmak için geliyorlar. Biz kapılarımızı sonuna kadar açtık, yine gelirse yine alacağız çünkü bizim inancımız, kültürümüz, değerlerimiz bize böyle söylüyor.” şeklinde konuştu.

“Yardım gelse de gelmese de biz bu işi yapmaya devam edeceğiz” diyen Yıldırım, bölgede barış ve huzur sağlanana kadar bu insanlara ev sahipliği yapılmaya devam edileceğini söyledi.

‘Yeni bir stratejik ortaklık başlattık’

Theresa May, ABD Başkanı Donald Trump’ı ziyaretinden hemen sonra Türkiye’de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Türkiye ve İngiltere arasındaki ilişkilerin her zaman önemli olsa da şu anda çok daha hayati nitelikte olduğunu söyleyen May, “Çünkü Türkiye aslında karşı karşıya olduğumuz en çetin ve en ciddi zorluklardan birisinin sınırında yer alıyor. Bu özellikle de terör tehdidi ile mücadelemiz açısından önemli. Türkiye terörle mücadele ve özellikle Suriye’den ayrılan yabancı savaşçılarla mücadele konusunda büyük yardımcı oluyor.” diye konuştu.

Bugün yeni bir stratejik ortaklık başlattıklarını dile getiren May, bu ortaklığın istihbarat paylaşımı, havacılıkta güvenlik ve ülke içinde güvenliğin sağlanması konularında yararlı olacağını dile getirdi. May, “Bu ortaklık Türkiye’ye yardımcı olacaktır. Çünkü Türkiye giderek artan terör saldırılarının oluşturduğu tehdit altında. Şunu unutmayalım ki son 18 ayda bin 500’ün üzerinde Türk güvenlik gücü ve asker öldürüldü” ifadelerini kullandı.

İngiltere Başbakanı, şöyle devam etti:

“Şu anda hükümetler arası yeni bir iş birliği ve diyalog sürecini başlatmış bulunuyoruz. Ve bunun içinde hava kuvvetlerimiz ve savunma bakanlıklarımız var. Aynı zamanda ticaret konusunda çalışma grubu oluşturulmasına karar verildi, ticaretin artırılmasına yönelik yolları aramak için çalışacak çalışma grubumuz. Hem Türkiye hem İngiltere için refah ve güvenliğin devam ettirilmesi amaçlanıyor.

Türkiye’ye darbe girişiminden bu yana ziyaret etmek için bulduğum ilk fırsat oldu. Birleşik Krallık o zamandan bu yana Türkiye’nin demokrasisi ve kurumlarının yanında bulunmuştur. Savunduğunuz değerlerin önümüzdeki aylarda ve yıllarda size yön vermeye devam edeceğini ümit ediyoruz.”

‘Zaten hükümette bu şekilde yaptı’

Türkiye’deki insan hakları konusunun bugünkü görüşmelerinde gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine May, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la da görüşmemde insan hakları konusunu dile getirdim. Ben, Türkiye hükümetinin demokratik kurumlarını, hukukun üstünlüğünü ve uluslararası insan hakları konusunda yaptıklarına devam etmesini bekliyorum ki zaten hükümette bu şekilde yaptı.” ifadelerini kullandı.

Bir soru üzerine Türkiye ile ticaret fırsatlarını artırma konusunu inceleyeceklerini belirten May, “İki ülke arasında çok iyi yatırım akışları var. Her iki ülke arasında istihdam yaratılıyor ve bunlar hem Türkiye’ye hem de İngiltere’ye refah ve istihdam getiriyor. Eminim her iki taraf için de faydalı olacak bir ticaret anlaşması için müzakere edeceğiz.” diye konuştu.

Kıbrıs müzakereleri

Soru üzerine May, İngiltere’nin de Türkiye ve Yunanistan gibi adada garantör ülkelerden biri olduğunu hatırlatarak, “Müzakerelerin şu ana kadar ilerlediğini görmekten memnuniyet duyuyoruz. Bir çözüm olduğunu görmek istiyoruz. Kıbrıs’ın istikrar ve güvenliğini uzun vadede sağlayan bir çözüm olmasını arzuluyoruz, Kıbrıs’ın tüm halkı için iyi olacak bir çözümün bulunmasını istiyoruz. Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Başbakan Yıldırım’la bugün bunu dile getirdik.” dedi.

El Bab’daki operasyon

May, “Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Suriye’nin kuzeyindeki El Bab’da yürüttüğü harekata koalisyon güçlerinin neden destek vermediği” şeklindeki soruya, “Biz Türk kuvvetlerine desteğimizi sağlıyoruz.” şeklinde cevap verdi. Bugün ele aldıklarını konulardan birinin de İngiltere’nin bu noktada Türkiye’ye nasıl daha fazla destek verebileceği olduğunu vurguladı.

Güvenli bölge konusunun Türkiye tarafından geçmişte dile getirilen ve incelenen konulardan biri olduğunun altını çizen May, “Bence hepimiz ilk olarak Suriye’nin geleceğine ilişkin çözüm bulmaya çalışmalıyız. Bu çözüm de Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’den uzak, siyasi bir çözüm olmalıdır. Uluslararası toplum olarak bizler Suriye için siyasi bir çözüm bulmalıyız. DEAŞ ile mücadele etmeli ve Suriye’nin barışçıl ve istikrarlı bir şekilde devam etmesi için çözüm arayışında olmalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye ile İngiltere arasında 2 anlaşma imzalandı

Törende, ilk olarak Milli Muharip Uçak Projesi’ni (TF-X) geliştirmeye yönelik Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TAI) ile İngiliz savunma devi BAE Systems arasında çerçeve sözleşme imzalandı.

Anlaşmaya, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TAI-TUSAŞ) Genel Müdürü Temel Kotil ile BAE Systems Ceo’su Ian Graham King imza attı.

Daha sonra İngiltere ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki 2017 Havacılık Güvenliği İşbirliği Programı anlaşması, Sivil Havacılık Genel Müdür Vekili Bahri Kesici ile İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore tarafından imzalandı.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X