Uluslararası Para Fonu (IMF), yayımladığı raporda, ABD ekonomisine yönelik yıllık değerlendirme niteliğindeki “4. Madde Görüşmeleri”nin tamamlandığını bildirdi.
Amerikan ekonomisinin tarihindeki en uzun büyüme dönemini geçirdiği vurgulanan raporda, yaklaşık 10 yıldır süren büyümenin son zamanlarda hızlanmaya başladığı kaydedildi.
Büyümenin iş gücü piyasasını da güçlendirdiği belirtilen raporda, şu değerlendirmelere yer verildi:
“İşsizlik halihazırda 1960’lardan bu yana en düşük seviyelerinde seyrediyor. Mali genişleme, özel sektör yatırımlarındaki artış ve destekleyici finansal şartların katkı sağladığı büyüme hızlanmaya başladı. Bu olumlu gelişmeler, küresel ekonomideki geniş tabanlı hızlanmayla birlikte elverişli dış ortam tarafından destekleniyor ve güçlendiriliyor. Gelecek yıl, ABD ekonomisinin tarihindeki en uzun büyüme dönemini yakalaması bekleniyor.”
Raporda, ayrıca ülke ekonomisinin tam istihdamın ötesinde olduğu kaydedilirken, ücret ve enflasyon artışının hızlanacağı öngörüsünde bulunuldu.
“Kamu borcu sürdürülemez hale geldi”
Raporda, ABD ekonomisinin şu anda çizdiği olumlu resme karşın gelecek döneme yönelik aşağı yönlü risklerin arttığına da işaret edildi.
Bu risklerin başında yükselen kamu borcunun geldiği kaydedilen raporda, “federal kamu borcundaki artış, halihazırda sürdürülemez yükseliş eğilimdeki kamu borcu/gayri safi yurtiçi hasıla oranını kötüleştirecek” eleştirisine ve “federal kamu borcunun 2024 itibarıyla yıllık gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 90’ını aşacağı” uyarısına yer verildi.
“Dolardaki yükseliş küresel dengesizlikleri kötüleştiriyor”
Bununla birlikte, ABD’nin ekonomi politikalarındaki değişimin özellikle dolar borcu bulunan ülkeler ve şirketler için risk teşkil ettiği belirtilen raporda, dolardaki yükselişin küresel dengesizlikleri kötüleştirdiğinin altı çizildi.
Raporda, ayrıca büyümenin 2020’den itibaren başlaması öngörülen mali konsolidasyonla birlikte yavaşlayacağı ifade edilirken, yaşanabilecek olası bir durgunluğun küresel ekonomiyi olumsuz etkileyeceği uyarısında bulunuldu.
Tarifelerin, ABD ve küresel ekonomi için negatif etkisi
Raporda, ayrıca ABD yönetimi tarafından hayata geçirilen korumacı gümrük vergilerinin getirdiği risklerden de bahsedildi.
Söz konusu tarifelerin, küresel ticareti, serbestlikten ve kurallara dayalı sistemden uzaklaştıracağı ve hem ABD ekonomisi hem de küresel ekonomi için negatif etkileri olacağı vurgulandı.
Uygulanan ve planlanan tarifelerin “diğer ülkelerden gelecek misilleme döngülerine yol açabileceği, ülkedeki ve yurt dışındaki yatırımların önünü kesecek önemli belirsizlikler yaratabileceği” uyarısında bulunulan raporda, ayrıca küresel tedarik zincirlerinde yaşanacak kırılmaların uluslarası şirketler için zararlı olacağı belirtildi.
Raporda, ticaret alanındaki gerilimlerin finansal piyasalara da olumsuz yansıdığına işaret edilerek, varlık ve emtia fiyatlarında meydana gelecek dalgalanmaların özellikle yükselen piyasa ekonomilerini ve gelişmekte olan ülkeleri olumsuz etkileyeceğine dikkat çekildi.
“Fed’in daha hızlı faiz artırması gerekecek”
ABD’nin para politikasına da değinilen raporda, mali genişlemeye bağlı olarak güçlenen enflasyonist baskıların, ABD Merkez Bankasının (Fed) piyasaların şu anda fiyatladığından daha hızlı faiz artırmasına yol açabileceği ifade edildi.
“Fed, enflasyonun geçici ve sınırlı şekilde orta vadeli hedefini aşacağını kabul etmeye hazır olmalı” denilen raporda, faiz oranlarının bu çerçevede uzun vadeli denge seviyesinin üzerine çıkacağı belirtildi.
IMF Başkanı Lagarde’dan ABD’ye çağrı
Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, IMF’nin ABD ekonomisine ilişkin yıllık değerlendirme kapsamında düzenlenen basın toplantısında konuştu.
Amerikan ekonomisinin geçen yıla kıyasla daha iyi durumda olduğunu dile getiren Lagarde, ülkede işsizliğin 1960’lardan bu yana en düşük seviyelerde seyrettiğini, enflasyonun kontrol altında tutulduğunu, tüketicilerin ve iş dünyasının ekonomiye güveninin yüksek olduğunu anlattı.
Lagarde, buna karşın, büyümenin bu yıl yüzde 3’e yükseldikten sonra orta vadede yavaşlayacağı öngörüsünde bulunurken, aşağı yönlü risklerin arttığına işaret etti.
Söz konusu risklerin küresel ekonomiyi de etkileyeceğini vurgulayan Lagarde, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Birinci olarak, federal açıkta öngörülen planlı genişleme, enflasyonun beklenenden daha hızlı yükselmesini tetikleyebilir. Daha hızlı faiz artırımlarının eşlik edeceği bu gelişme, hem ABD piyasalarındaki hem de uluslararası piyasalardaki oynaklığı tetikleyebilir. Bunun belirtilerini bazı yükselen piyasa ekonomilerinde zaten görmeye başladık ve devamı gelebilir.”
Lagarde, ABD ekonomisindeki güçlü büyümenin mali sorunların ele alınması için önemli bir fırsat yarattığının altını çizdi.
ABD’nin bazı ithal ürünlere getirdiği gümrük vergilerinin de risk teşkil ettiğine dikkati çeken Lagarde, tek taraflı eylemlerin küresel ekonomi ve ticaret sistemine zarar vereceğini kaydetti.
Lagarde, zararın Avrupa ve Kanada’nın misillemeyle karşılık vermesi durumunda daha büyük olacağını belirterek, “Bu nedenle, ABD’yi ticaret ve yatırım konularındaki anlaşmazlıkların çözümü için tarifelere ve tarife dışı bariyerlere başvurmadan partnerleriyle yapıcı bir şekilde çalışmaya teşvik ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
IMF Başkanı Lagarde, ABD yönetimince izlenen politikaların etkisiyle yükselen doların küresel dengesizlikleri kötüleştirdiğini sözlerine ekledi.