Sanayisinin yanı sıra tarım ve hayvancılıkta da önemli bir merkez olan İnegöl’de, üreticilerin geleneksel yöntemlerin yanında yeni yöntemler ve teknolojik gelişmeleri de yakından takip edebilmesi adına düzenlenen çiftçi eğitim seminerleri kapsamında Sürü Yönetimi Eğitimi düzenlendi. Pandemi nedeniyle bir süre ara verilen eğitimlerde kontrollü normalleşmeyle birlikte pandemi kurallarına uyularak yapılan eğitimler; İnegöl Belediyesi, Halk Eğitim Merkezi, İlçe Tarım Müdürlüğü, Ziraat Odası ve İnegöl Küçükbaş Hayvan Damızlık Üreticileri ve Yetiştiricileri Derneği işbirliği ile gerçekleştiriliyor.
Bugüne kadar bini aşkın hayvancılıkla ilgilenen vatandaşa verilen eğitim, Cuma akşamı 50 hayvan üreticisinin katılımıyla başladı. Eğitimin ilk gününe Kaymakam Eren Arslan ve Belediye Başkanı Alper Taban ile protokol üyeleri de katıldı. İlk gün eğitiminin sonunda, katılımcılara hitaben protokol konuşmaları yapıldı. Ziraat Odası Başkanı Sezai Çelik, “Uzun bir aradan sonra yeniden bir araya geldik. Bizler İnegöl’de tarımın paydaşları olarak yaklaşık 10 yıldır çok güzel çalışmalara imza attık. Budama, arıcılık, sürü yönetimi gibi pek çok kursları düzenlemek suretiyle çiftçimizi ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızı sertifikalandırdık. Bugün de bu kursların devamı için bir aradayız” dedi.
50 kursiyer eğitim alacak
Halk Eğitim Merkezi Müdürü Ömer Göktürk ise “İnegöl Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü olarak tüm İnegöl sathında olmak üzere özellikle kırsal mahallelerimizde çok çeşitli, o mahallelere uygun kurslar açıyoruz. Bugün de burada sürü yönetimi elemanı kursunu başlattık. 50 kursiyerler kursumuz devam edecek. Amacımız buradaki katılımcıların çağdaş yöntemlerle, yeni teknikleri uygulayarak hayvancılı9ğı sürdürmeleri ve kazançlarını arttırmaları. Aynı zamanda ülke ekonomisine katkıda bulunmalarını hedefliyoruz. Kursumuz hayırlı uğurlu olsun” diye konuştu.
Tek amaçlarının topluma ve insanlığa faydalı olabilmek olduğunu vurgulayan Belediye Başkanı Alper Taban da “Göreve başladığımız günden bu güne heyecan ve azimle çalışmaya devam ediyoruz. Bir amacımız var, topluma ve insanlığa faydalı olabilmek. Burada da aynı zamanda bir paydaş çalışma var. Ben tüm paydaşlarımıza çok teşekkür ediyorum” dedi.
Yolumuza emin adımlarla ilerleyelim
“Özellikle tarım ve hayvancılıkta ülke olarak daha iyi noktalara erişelim istiyorum.” sözleriyle konuşmasını sürdüren Taban, “İnsanımıza biz değer katabilirsek, nitelik katabilirsek bu nitelikle inşallah çok daha güzel sonuçlar elde edeceğiz. Evet, hükümetimiz çok güzel şeyler yapmaya çalışıyor, destekler açıklıyor lakin biz yerel yönetimler olarak ve diğer paydaşlarımızla sizlere ne tür katkılar verebiliriz, ne tür destekler verebiliriz düşüncesiyle çalışıyoruz. Artık yerel yönetimlerin de bu süreç içerisinde çok ciddi aksiyon alabilme, harekete geçebilme gibi yetkileri var. Dolayısıyla biz gerek sizlerden gelen bildirimler ve öneriler neticesinde bu çalışmaları devam ettirmek istiyoruz. Bu çok kıymetli. İnsan dediğimiz varlık gelişmeye açık bir varlık. Doğumdan ölüme kadar geçen süreçte bizler eğitim öğretime devam edeceğiz. Babadan, dededen görme usullerimiz var evet, bunlar aklımızda olsun ancak bir de bilimsel anlamda ve akademik anlamda ne olduğunu görmüş olalım. Ondan sonra yolumuza daha emin adımlarla ilerlemiş olalım” diye konuştu.
Son olarak kürsüye çıkan Kaymakam Eren Arslan, çok anlamlı bir işbirliği yapıldığını kaydederek “Geleceğimiz adına önemli bir adım. Çünkü Türkiye aslında önemli bir gıda üreticisi konumunda olması gereken, kendi gıdasıyla ihracat fazlası vermesi gereken bir ülke iken bugün maalesef en temel gıda ürünlerini bile başka ülkelerden ithal eder duruma gelmişiz. Bu bize yakışmıyor. Binlerce dönüm arazimiz, imkanlarımız var. Ancak bunları etkin kullanamıyoruz. Bilimin, teknolojinin yeniliklerini tarıma olması gerektiği şekilde entegre edemiyoruz. Üreticilik vasfımızı da geleneksel yöntemlerle atadan kalma yöntemlerle sürdürmeye çalışıyoruz. Bu da verimli olmuyor. Bu yüzden bu alanda hem dünyaya ihracat yapan bir ülke olup hem de kendi kendimize yeter bir hale gelebilmemiz çok önemli. Şu hastalık süreci güvenli gıdanın, sağlıklı gıdanın, kendine yetebilir gıdanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi tüm dünyaya. O yüzden bu alanda ne kadar eğitim faaliyetine, nitelikli iş gücüne odaklanırsak başarımız da o oranda artacaktır. Örneğin Konya ilkimiz büyüklüğündeki Hollanda, tarım ihracatında Dünya 2’ncisi. Topraklarının önemli kısmı deniz seviyesinin altında olan bir ülkeden bahsediyoruz. Ama etkin üretimin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyan bir ülke. Bizim de üniversitelerimizin bilgiyi çiftçimizle buluşturması lazım. Bu güzel eğitim faaliyetinin de hem sizlere hem de ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum” şeklinde konuştu.