İstanbul’da, T.C. Sağlık Bakanlığı ve Birleşik Krallık Büyükelçiliği ev sahipliğinde gerçekleştirilen etkinliğe hem Türkiye’den, hem de İngiltere’den üst düzey sağlık yetkilileri ve doktorlar ile bilim insanları katıldı.
Sağlık Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, forumda Türkiye’nin dijital sağlık altyapısı ile ilgili sunum gerçekleştirdi.
7 yıllık çalışma sonucu, dünyadaki en iyi dijitalleşmiş Sağlık Bakanlığı haline gelindiğini aktardı. Birinci, İngilizlerin de “Gelin bunu bize de anlatın. Ben bir İngiliz olarak biraz utandım burada” demesinin sebebinin bu olduğunu belirtti.
Dr. Birinci bu sistemlerde sadece kişisel sağlık bilgisi tutulmadığını, aslında bir sağlık kurumunun işini iyi yapıp yapmadığının da ölçülebildiğini anlattı.
Sağlık dönüşümünde bu kadar kısa sürede kat edilen mesafe ve harcanan paraya göre inanılmaz bir dijitalleşmeye sahip olunması diğer ülkelerden ilgiyle karşılanıyor.
Kendi ülkelerine nasıl transfer edebileceklerini soruluyor.
En gözde uygulama e-Nabız
Dijital sağlık altyapılarından en çok e-Nabız’ın merak edildiğini ve talep gördüğünü vurgulayan Dr. Birinci, “Bunlar tamamıyla Türkiye’de geliştirilmiş, ama dünyada bilinen uygulamalardan çok daha yetenekli uygulamalar. Hepsini Türk çocuklar yaptı, Türk mühendisler geliştirdi ve dünyanın birçok yerine de satmaya başladılar” dedi.
“Gördükçe daha çok şaşırıyorlar”
e-Nabız’ın kişisel sağlık sistemi olarak algılandığını ama e-Nabız aslında tüm bu altyapının yaslandığı büyük bir kütüphane olduğuna dikkat çeken Bakan Yardımcısı Dr. Birinci, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Evet vatandaşa, hekime sağlık bilgilerini sunuyor ama o sağlık hizmetinin ne etmenlerle, hangi zamanda elde edildiğini, bütün sistem, kaydettiği için siz o sürecin üzerinden aldığınız datalarla, hastanedeki bekleme sürelerine dahi müdahale edebiliyorsunuz. Hastanın memnuniyetini, hangi hekimden/kurumdan memnun kalmış, hangi ilde ya da kurumda memnuniyet daha yüksek, hangi ameliyatlarda verim daha iyi, hastanın 10 gün içinde başka kuruma gitme oranı hangisinde daha düşük, hastanın kurum değiştirmesi daha düşük vb, bunların hepsine ulaşabiliyorsunuz.
Örneğin hasta bir acile başvurduktan sonraki 24 saat içinde başka bir acile gitmişse, bu kurumun acil hizmetlerinin etkin olmadığını ortaya koyuyor. Bunların her biri aslında yönetimin elini güçlendiren araçlar. Bunu gördükçe daha çok şaşırıyorlar.”
“Neyim Var” ile 2 ayda 10 milyon kullanıcıya ulaşıldı
Geçtiğimiz eylül ayının sonunda hizmete giren yeni dijital sağlık platformu “Neyim Var” uygulaması 2 ay içinde 10 milyon kullanıcıya ulaştı. Bu uygulama sayesinde özellikle yanlış branştan randevu alınmasının önüne geçildi.
Dr. Birinci, dünyada her 100 kişiden 6’sının doktora gitmek için yanlış branştan randevu aldığını söyleyerek şöyle devam etti:
“Bu, dünyada da böyle Türkiye’de de benzer durumda. Vatandaşlar aslında hastalığının hangi branşlar tarafından tedavi edileceğini çok bilemiyor. MHRS’den veya e-Nabız uygulaması üzerinden randevu alırken ‘Neyim Var’ ile kişinin şikayetleri sorgulanarak yönlendirme sağlanabiliyor. Uygulamaya isterseniz şikayetlerinizi yazabiliyorsunuz, uygulama üzerindeki soruların yönlendirmesiyle hasta yavaş yavaş hangi branşa gitmesi gerektiği -hatta ilk başta hastanın gitmek istediği branş da soruluyor- branş öneriliyor. Belki aslında o hastanın 1’nci basamak sağlık kurumuna (aile hekimliğine) gitmesi yeterli olacak. Hastanede büyük bir sıkıntı yaşamadan aile hekimliğinde çözebileceği bir sorunu var”
“Dünyada benzerleri var ama altında e-Nabız sistemi yok”
Dr. Birinci, dünyada da benzer uygulamaların olduğunu ama hiçbirinin arka planında e-Nabız gibi büyük bir sistem yer almadığı için, hastanın var olan hastalıklarıyla da alakalı algoritmalar üretemediğine işaret etti.
“Bize de öğretin” talebi
Oturum moderatörü ve İngiltere Ulusal Sağlık Kurumu (NHS) yetkililerinden Dr. Masood Ahmed, sunumun ardından Türkiye’nin dijital sağlık altyapısına hayran kaldıklarını dile getirerek “Bize de öğretin” talebinde bulundu.
DHA